Yazılar:
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
  • yekinen
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II
  • Batlamyus ve Bilimsel Gerçekler!
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

‘Altın Gözlü Kız’ı Bulduğuma Dair Beyanımdır

Arif Akbaş  |  08/04/2013  |  Kategori : Buz Gibi Ofsayt!   |  Okunma:5.270

1

altin gozlu kiz

 

Beyaz Arif Akbaş, Cemil Meriç’in ‘Altın Gözlü Kız’ tercümesini değerlendirdi.

***

Günlük beş-on saat sinir sistemimi kahveyle tahrip ederek bir keşiş sabrıyla çalışmaktayım. Kafamda birçok proje var. Pitoresk ve arkaik şiirler yazıyorum. Bu anlarımda gözyaşlarım yerine çiğ düşüyor gözlerimden. Sibirya’nın bâkir toprakları gibiyim. Ve halen kendi yaşadığım bu şehri bile fethedemedim. Peki bu çilekeşliğim sonuna kadar böyle mi gidecek? “Mermer gibi güzel, ağaç gibi zinde” bu feragatim ne zaman meyvelerini verecek bunu düşünüyorum…

Bu ıstıraplı zamanlarımda yegâne mutluluğum kısıtlı bütçemle sahafları dolaşırken bulduğum kitaplar oluyor. Aradığım şefkat niyeyse insanlardan çok kitapların kollarında var. İsterim ki bu heyecan verici anı sizde iliklerinize kadar hissedin. Benim yegâne sevgilim kitaplarım. Kitaplar insanlardan daha çok dostum oldu yıllar yılı. Hazin insancıklarım benim. Üstat Balzac’ın kuklaları gibisiniz niçin? Annem “merhamet” diyordu “insanı huzura kavuşturan şey”. Bu çok ıstıraplı günlerimde yegâne suskunluğum merhamet. Allah’ın muhteşem hediyesi olan merhameti insanların gözlerinde görmek istiyorum. Ve diliyorum ki hayatın ihtişamı karartmasın kalpleri. Sıkıntı ve melankolinin mahkûmiyetiyle cebelleşirken merhameti iliklerime kadar hissediyorum: “Yağmur çiseliyor kente…”

Halet-i ruhiyemin kasvetini gidermek niyetiyle bir sahafa giriyorum. Sahaf  “Rasul Açıkel”, etrafta dağınık halde bulunan kitaplara yeni bir şey bulma ümidiyle bakıyorum. Sonra bir başka sahaf; işe yarar bir şey bulur muyum diye orayı burayı didikliyorum. Derken bir kitap bana utangaç bir edayla göz kırpıyor: “Altın Gözlü Kız” Hem de üstat Cemil Meriç’in tercümesini yaptığı muhteşem ve unutulmaz hikâye tüm albenisiyle karşımda duruyor. Ne yalan söyleyeyim çocuklar gibi seviniyorum. Yanlış hatırlamıyorsam Üstat, “Kitabı sahaflarda yitirdim” diyordu. Bu yitirme hiç şüphesiz kitabı kaybetmesinden değildi, insanların ilgisizliğindendi! Tanpınar’ın dile getirişiyle “sükût suikastı”ndan kaynaklanan zalimce bir unutuluş serüveni. Aydının gerçek çilesi budur dostlarım. Yaşadığı toplumun bilinçsizce kurguladığı bir suikasta kurban gitmek. “Ars longa, vita brevis.” Cemil Meriç’in Balzac’tan tercüme ettiği; “Altın Gözlü Kız”, bir nevi Avrupa edebiyatının ilk örneklerinden Lazarilles de Tormes’le başlayan, 1618 de Marcos d’Obregon’ia ile sona eren picaresque romanın bir sonraki dönem örneklerindendir. Bu tür romanlarda muharrir kahramanı olduğu maceraları bizzat anlatır. Maksadı düşüncelerini, duygularını göz önüne sermek değil, olağanüstü vakalarla dolu bir hayatın çeşitli sahnelerini tasvir etmektir. Kahramanları bize tanıdığımız insanlara hiç benzemez. Macera şaşılacak şekilde dallanır, budaklanır.

İletişim yayınları, Cemil Meriç’in külliyatını, oğlu Mahmut Ali Meriç Yazgan’ın da gayretleriyle kimi sözcükler yahut bölümlerini çıkartarak, bazen de başka bir kitabından alınan parçaları ekleyerek yani kitapların muhtevasını ve şeklini tahrif edip değiştirerek ahlaksızca yayımlıyor. Ki Cemil Meriç gibi bir söz ustasına yapılan bu en büyük saygısızlıktır. Dileyen Üstat´ın kitaplarını orijinalleriyle İletişim Neşriyatı’nın fiyasko basılımlarını karşılaştırarak okuyabilir. Ankara’daki “Genel Basımevleri!” eskiden beri bu kitap katliamını niyeyse ısrarla sürdürüyorlar. Burada uzun uzun örnek vererek anlatmak gereksiz.

“Altın Gözlü Kız” Üniversite Kitabevi tarafından 1943 yılında Kenan Matbaası’nda 184 sayfa (saman kâğıda) olarak cep kitapçığı boyutlarında gayet intizamlı bir şekilde yayımlanmıştır. Kitabın kapağında fotoğraf yoktur. Hikâyenin tercümesi 112 sayfa olup Cemil Meriç’in Balzac hakkındaki etüdü ise 72 sayfadır. (Aslında Jurnaller´de bu bölümün 250 sayfa yazıldığı anlatılıyor, hacmi sebebiyle tamamı basılmamıştır. Ah bu ticari mantalite!) Üstat kitabı değerlendirirken başlangıç diye kaleme aldığı bu etüde; “Hayatımızın birkaç yılını eserlerine gömüğümüz dahi romancıya karşı duyduğumuz takdiri ifade edebildik mi? Ummuyoruz” diyor. Kişisel kanaatim fazlasıyla Balzac’ın takdirine şayandır bu çalışma. Çünkü Meriç’e değin hiçbir kalem erbabımız Honere’yi bu derece saygıyla onere etmemiştir. Bu gün dahi Balzac hakkındaki etütler oldukça sığ ve yüzeyseldir. Larusse’a baktım pek tatsız kaleme alınmış. “İnsanlık Komedyası”nın yazarının kutsiyetine ve ermişliğine karşı ışıksız bir tecessüs.

Honore De Balzac “Altın Gözlü Kız”ı yazarak cemiyeti ile hesaplaşıyordu. Toplumun çirkeflik aynasında kendi muhteşem dünyasını yaratıyordu. Otuz iki yaşında külliyatının “İnsanlık Komedisi” olduğunu keşfettiği zaman parçalardaki bütünlüğü görebiliyordu. İrfan Güneşimiz bu durumu bahsi geçen etüdünde; “Maksadı düşüncelerini, duygularını göz önüne sermek değil, olağanüstü vakalarla dolu bir hayatın çeşitli sahnelerini tasvir etmektir” şeklinde değerlendirir. Balzac’ın yazdığı şey tüm sefahati ve çirkefliğiyle Fransa’ydı. Mevzuyu daha da dallandırıp budaklandırarak uzatmak “Altın Gözlü Kız”ın şahsiyetini ve büyüsünü keşfetmemizden bizi alıkoyar kanaatindeyim. Yoksa kitabın tamamını anlatmak ve değerlendirmek zorunda kalacağım. Bu ise sizin açınızdan bir kolaycılığa sebebiyet verebilir. Bunu da pek istemem. Beklerim ki siz de biraz fedakârlıkta bulunarak “Altın Gözlü Kız”la tanışmaya heveslenin. Budist bir dua metninde şöyle bir ibare görmüştüm: “Uzun ve zor yolu tercih kazancından bizi mahrum etmeyesin…” İnanın böyle bir niyetim de yoktur.

Dücane Cündioğlu eserin tercüme yönünü ise; “Cemil Meriç’in hususî ve süslüce bir üslûbu var. Bunu bilhassa tercüme tenkitlerinde gördük. Bazen eskimiş kelimelere iltifat ediyor. Meselâ bugün artık terk ettiğimiz muavveç kelimesini kullanıyor. Bu zaafa mukabil Fransızca ekspresyonlara Türkçe ekspresyonlar bulmakta muvaffakiyeti var. Bunlar da üslûba bir canlılık veriyor ve tercüme havasını ortadan kaldırıyor.” şeklinde değerlendirmektedir. Bu noktadan baktığımızda Cemil Meriç’in tercüme ve tenkit edebiyatımıza katkıları eşsizdir.

Cemil Meriç yazdığı uzun etüdün sonuna Hugo’dan ilginç bir değerlendirme parçacığı eklemiştir. “Muhteşem ve unutulmaz hikâye… Esrarın kucağından şehvetin doğduğunu ve Paris’in uykusuz gecelerinde ihtiyar Şark’ın ağır göz kapaklarını açtığını görüyoruz. Macera ile şe’niyet her an kucaklaşmakta. Ölümün ve cinnetin engin ufuklarında ruh bir çiçek gibi açılıyor, günlerimiz bu meş’alenin altında eski devirlerin azametli rüyalarını hatırlatan bir hal alıyor. Baş taraflar Dante’nin kaleminden çıkabilirdi, son kısımlar bin bir gece masallarından alınmışa benziyor. Ve bütün hikâyeyi ancak Balzac yazabilirdi…”

Gözümdeki ateş tüm benliğimi yakınca bir kül oluyor her şey. Evet, yağmur kente çiseliyorken tüm zihinsel direnişimden kurtularak ruhumu meleklerin hissiyatına bırakıyorum. Bir ara yıllardır ibadet edercesine sevdiğim beyaz meleğimin belli belirsiz siluetini görür gibi oluyorum kentin sokaklarında. Hayatım boyunca tanıdığım tek “Altın Gözlü Kız”. Her neyse onu merak eden okuyucular olursa Davut kardeşimin “Hicranımızdaki Nağmeler” adlı yazısına müracaat edebilir. Siz de fark etmişsinizdir, yazılarımın sonunu dönüp dolaşıp aşka bağlama istidadı var bende. Ki kâinatın mayası aşk imiş. İnsanlarda her şeyden önce bir aşk, şevk ve alaka olmalı. Gerisi kolaydır…

 

Tweet

1 Yorum

  1. abuzer 09.04.2013 14:14:35

    Cemil Meriç üstadın eserlerini saklayanlara da edebifikirin bir eleştiri yazması elzemdir.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Taklamakan Çölü’nde Bir Tutam Mutluluk

Sonraki Yazı

Akıl Defteri: Sûfi ve Şiir

İlgili Yazılar

  • 4

    Bul İsveç’i Al Nobel’i!

    Adem Suvağcı
    Nobel Edebiyat Ödülleri, 1896...
  • 21

    Edebiyat, Okumanın Neresinde ya da “dikkat okur var”a Cevap

    Cüneyt Dal
    İşbu yazı, Süleyman Mete’nin...
  • 2

    Emeği Görmezden Gelmek

    Feyyaz Kandemir
    6 Ağustos 2018 tarihinde çeşitli...
  • “Bir ‘Seçmecilik’ Örneği Olarak: Murat Belge yahut Entelektüel Zorbalıktan Fiili Zorbalığa?”

    Yunus Emre Özsaray
    “Bir ‘seçmecilik’ örneği olarak:...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Revü Gülütü için Nesnâs
  • Revü Gülütü için Yarı donuk hevesimi ellerine veriyorum
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Kardeş
  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan
  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih
  • Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 5 için kütüphanesinden uzak üniversiteli
  • yekinen için Meclis-i Şuara
  • Birilerinin Suyu ve Ateşi Olmak için Nesnâs
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Halil Kütahyavi

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

  • Sırrı Fâş Eylemek

    Sulhi Ceylan
    14.01.2021

  • yekinen

    Feyyaz Kandemir
    13.01.2021

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    12.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Kitabı En İyi Yine Kitap Anlatır

    By EdebiFikir
    İlk sayısından bu yana kitap ve...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...