Yazılar:
  • Demli Demlik
  • Edebiyat ve Utanç
  • Yeni Kitaplar, Yeni Ufuklar...
  • Mutlu Olma Sakın
  • Reel Politiğin Kâhini: Carl Schmitt
  • Tarih Nedir?
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Aynadaki Ses

Onur Peyk  |  06/08/2013  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:4.951

3
aynadaki yalan

Onur Peyk, karşısına bir ayna koymuş ve gördüğü ile konuşmaya başlamış.

***

Kısa zaman önce biriyle karşılaştım. Uzun suratlı, yeşil gözlü, buğday tenli biri. Boyu uzunca, bedeni zayıftı. Anlamlandıramadığım bir samimiyet vardı üzerinde. Konuşması sıcak, duruşu mülayim…

Üsküdar Valide Cami’nde oturuyordum. Çoktan akşam olmuştu. Bir taraftan martı sesleri, bahçede bekleşen kediler, diğer taraftan caminin kendine has havası… Burayı her vakit sevmişimdir. Ne zaman burada otursam, tanımlayamadığım bir hissin kanımda usulca dolaştığını hissederim.

Benim oturduğum banka gelip oturmuştu. Üzerinde bol bir ceket, gri kumaş pantolon, sırtında kahverengi bir çanta vardı. Pejmürde bir tarzı olduğunu söyleyemem. Özenle seçilmiş, seçilirken üzerinde düşünülmüş kıyafetleri vardı. İtiraf etmeliyim ki bu tarzı kendisine çok yakışıyordu.

Kendimi tanımaya başladığım yıllarda zihnimi o kadar çok koşturdum ki yorulmuştum. Benliğimi bir kalıba sokmaya çalışıp varlığımın nedenini sorgularken bir ara soru ve cevaplar birbirine girmişti. Ben ki annemi neden sevmem gerektiğini yıllarca kendime sormuş, cevap aradığım zaman boyunca da annemi sevmeyi unutmuştum. Artık kendimin yakasını bırakmıştım. Bu halim hoşuma da gidiyordu. Mutluydum. Sorulacak soru da, bulunacak cevap da yoktu.

Tek bir kelam etmiyordu. Adını dahi bilmiyordum. Gariptir ama o kadar benden, o kadar candan bir hali vardı ki ha ben, ha o. Bir farkımız yok gibiydi. Nefesinin burnundan genzine, oradan ciğerlerine nüfuz edişine yakinen şahitlik ediyordum. Ne bileyim, gördüğünü görüyor, duyduğunu duyuyordum. Ona baktıkça gözümün önünde mürdüm çiçekleri açıyordu.

Kendini kovalamak ne kadar zorsa, kendinden kaçmak da bir o kadar yıkıcı oluyor. Sessizleşmiştim. Kendimden kaçarken her şeyden de uzaklaşmıştım.

Şimdi anlıyorum ki aslında eskiden de mutlu değilmişim. Belki biraz zihnim rahatlamıştı, kendimi mutlu hissetmiştim o kadar. Bilemiyorum. Meğer insanın kendini tanıması ne elzem, ne alengirli, ne hastalıklı bir işmiş. Ben bana yetmiyormuşum gibi kendimden biri daha karşımda öylece bekliyordu. Ağzımda mora çalan, hatta içinde mavilik barından bir rengin tadı oluşmuştu. Kendimi hatırlatan birinin karşımda öylece beklemesi…  Bense genelde siyah ve beyazı severim.

Ne çok oturmuştum burada. Kalktım. Evin yolunu tuttum. Efsunlu arkadaşım mı? Kendimden bir kere daha kaçmıştım. Her ramazan yaptığım gibi, yalnızlığıma inat fırının önünde sıcak pide sırasına girdim. Evde bir bardak çayla, koca bir pideyi yavan olarak yedim. O eski, o ailece iftar yaptığımız, yemekten sonra herkesin suratına yapışan o muzip yüz ifadelerini bir kere daha yâd ettim.

 

 

Tweet

3 Yorum

  1. TembelFikir 24.01.2014 19:49:10

    Yazıyı okumaya üşendim ve yenmiş armut beni çok duygulandırdı.

    Cevapla
  2. Vîsal 16.08.2013 03:50:43

    “Kendini kovalamak ne kadar zorsa, kendinden kaçmak da bir o kadar yıkıcı oluyor.”
    O kadar benden bir parça gibi ki cümleler..

    Cevapla
  3. Sophia 09.08.2013 03:04:21

    “Sesimin rengi hangi renge benzerki
    Korkayım ve saklayayım kılıncımı
    Ben olmaktan başka deneyebileceğim bir şey yok
    Kendi mezarımdan başka, hangi mezar kabullenir ki beni “

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Kitap Hediye Ediyoruz

Sonraki Yazı

Ve Karar Gününe Bir Gün Kaldı!

İlgili Yazılar

  • 2

    Demli Demlik

    Davut Bayraklı
    Bugün yazarımız Davut...
  • 2

    Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    “Sağlığında nice ehl-i...
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi V

    Bilal Can
    I. İçimizde mayalanan her hüzün,...
  • Şehrengîz

    EdebiFikir
    Meslek ve esnafların tanıtıldığı,...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Demli Demlik için İnsan olmaya çalışıyorum
  • Demli Demlik için Pars
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Nagehan
  • yekinen için furkan
  • Hayat Denen Soru İşareti için bu fotoğraflar
  • Bu Yazı Sadece Öğretmenler İçin Yazılmadı! için canevinden
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Reel okur
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Demli Demlik

    Davut Bayraklı
    07.03.2021

  • Edebiyat ve Utanç

    EdebiFikir
    06.03.2021

  • Yeni Kitaplar, Yeni Ufuklar…

    Cüneyt Dal
    05.03.2021

  • Mutlu Olma Sakın

    Sulhi Ceylan
    04.03.2021

  • Reel Politiğin Kâhini: Carl Schmitt

    Muhammed Furkan Kâhya
    03.03.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Kalenderin Şarkısı

    By Yusuf Asaf
      Karşısında ilk defa...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...