Yazılar:
  • Nefehât
  • Bir Kitabın Tahlili: Kuşçubaşı Eşref
  • Adı Aşk
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul
  • Üç İstanbul Tek Devrim
  • Yalnızlığın Mabedi
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Ben Yaşıyorum, Beni Duyan Yok Mu?

Sevil Kuzu  |  10/10/2012  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:2.161

 

Bugün 100. yaşıma girdim. Dile kolay bir asırdır yaşıyordum. Onca yıl kaldığım bu mahallede benim gibi pek çoğunu görmek mümkündü. İnsanların da dikkatini en çok biz çekiyorduk zaten. Gelip geçenler, bazen fotoğraf çekenler, en çok da görmezden gelenler… Beni en çok üzen unutulmaktı. Bulunduğum bölgedeki insanlar gittikçe farklılaşmıştı. Eski mahalleler, top oynayan çocuklar, bayramlarda ilk mahallenin büyüğünün elini öpmek için âdeta yarışan gençler artık yoktu. Çevreme baktığımda bir tanıdık yüz bile görememek beni çoğu zaman hüzne boğsa da komşu olduğum türbe az da olsa teselli ediyordu. Türbenin misafiri olan büyük zatın kaç asırdır burada olduğunu bilmiyordum ama az da olsa ziyaret edenlerinin olması beni de sevindiriyordu. Bu sayede güzel, aydınlık yüzler görüp bir asrın verdiği yorgunluğu üstümden atabiliyordum.

Tanıdık yüzler yerini yabancılarına bırakmıştı ama neyse ki türbelerin hissettirdiği manevi atmosfer birkaç kişinin de olsa dikkatini çekmeyi başarıyordu. Ben de bir akşam farklı bir sohbetin tam ortasında buldum kendimi. Komşusu olduğum türbenin her akşam aynı vakitlerde ağırladığı bir misafiri vardı. Görenler onun türbeyi ilk kez ziyaret ettiğini zannederdi belki de. Çünkü dua ederken kimsenin onu farketmesini istemiyor olmalıydı ki, ellerini bile gizlice, çok az kaldırıyordu semaya doğru. Çok merak ederdim doğrusu, bu çevrede oturduğunu tahmin ettiğim bu genç kız acaba her gün neler istiyordu, ne için dua ediyordu? Çok iyi mi yaşamak istiyordu, üstündeki kıyafetlerin daha da güzelini mi istiyordu?

Bir akşam vakti geldi türbeye. Bu sefer fısıltı halinde ettiği dualar her nasılsa benim duyabileceğim kadar sesliydi. Kendi kendine konuşuyormuşçasına söylediği onca söz beni çok şaşırtmıştı. Dua ederken türbedeki zâtı da anıyor, duasının onun hatırına kabul olmasını istiyordu. İstediği iyi, rahat yaşamak değildi galiba. Anlattıklarına göre, iyi insanlarla karşılaşıp güzel işler yapmak, sadaka vererek yaratıcısını memnun etmek, ilim öğrenmek, insanlara faydalı olmak çabasındaydı, böyle söylüyordu. Ellerini bir şeyler mırıldanarak yüzüne sürdü ve türbeden ayrılmaya niyet etmişti ki, yanına neredeyse benim kadar yaşlı biri usulca geldi. Sonra sohbet etmeye başladılar. Hakikate ulaşmanın yolunu aradılar, uzun uzun konuştular. Hiç tanışmayan bu insanlar nasıl oluyordu da bu kadar samimi sohbet edebiliyordu. Çoğu zaman duyduğum gülüşmeler, buralara yabancı onca insanın beni görmezden gelişi sonrasında bu sohbet bana çok iyi gelmişti. Sanırım genç kızın da hoşuna gitmişti bu konuşmalar, yüzü biraz öncekinden daha fazla gülümsüyordu şimdi.

Onlar evlerinin yolunu tutarken ben düşüne-durdum. Bir asra şahitlik eden yorgun yapım başkalarına sanki artık hiç de ilgi çekici gelmiyor gibiydi. Bin asırlık çınarlar gibi, asırlık bir evdim. Ahşap, insanların döküntü olarak tanımladığı, yenilemek istediği, içini orada yaşayacak kadar güvenli bulmadığı…

Tanımadığım yüzler beni merakla fotoğraflarken, yıllarca birlikte yaşadığım onca insan yanımdan geçip giderken ne beni ne de komşu olduğum türbeyi fark etmiyorlardı bile. Neyse ki her gün ağırladığımız bir misafirimiz vardı.

Yaşlı olan, içilen çaylardan sonra usulca yoluna gitti, genç kız ne ismini öğrenebildi ne de kim olduğunu anlayabildi. Ama hakikat kapısını açacak anahtarlardan birine daha ulaşmıştı.

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Hüzün, Görmek İstemediğine Dua Etmektir!

Sonraki Yazı

Zencefil

İlgili Yazılar

  • 1

    Yalnızlığın Mabedi

    Sulhi Ceylan
    1. Edip Cansever’in “İdris’le...
  • 1

    Edebiyat

    Orhan Veli Kanık
    Birçok yazarımızın bir türlü...
  • 1

    Olay Şöyle Oldu!

    İbrahim Orhun Kaplan
    Günlerden bir gün can...
  • Mevziden Uzak Düşler

    Bilal Can
    İnsanın yalnızlık nedeni Gecenin...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Midye Karanlığı için tişkirler
  • Yalnızlığın Mabedi için Zeynep
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul için tahattur
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul için Muhammed Furkan
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul için Künhüne vâkıf birisi
  • Geçmiş Zaman Sancısı için İhsanbul
  • Yahyâ’ya Mektup – 4 için körlük
  • Midye Karanlığı için Bilmesendeolur
  • Mutlu Olma Sakın için bu havaya bir attar dükkanı
  • Midye Karanlığı için EdebiFikir

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Nefehât

    Celal Kuru
    20.04.2021

  • Bir Kitabın Tahlili: Kuşçubaşı Eşref

    Sizden Gelenler
    19.04.2021

  • Adı Aşk

    EdebiFikir
    18.04.2021

  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul

    Muhammed Furkan Kâhya
    16.04.2021

  • Üç İstanbul Tek Devrim

    EdebiFikir
    15.04.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Niçin Sevdiniz?
  • Derin Yapılanma
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 2

    Orhan Özekinci: Son yıllarımı hep yenilmişlik duygusuna karşı yaşıyorum.

    By EdebiFikir
    Şair Orhan Özekinci’yle ilk kitabı...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...