Yazılar:
  • Üç Yüz Yirmi Altı Adım
  • Hal Bu ki
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince...
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Bizim Ölmemiz Lazım!

Sulhi Ceylan  |  06/05/2013  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:

1

Aydoğan! Bizim ölmemiz lâzım, hem de hemen…

Şimdi dinle;

Hatırlar mısın, sen hayatta hep bir şey arıyordun ve onu bir insanda bulabileceğine inanıyordun. Ben de sana hakiki aşkı anlatır, Mevlana Hazretleri ve İbni Arabî’den örnekler verirdim ve kendimizden geçerdik. Biz, doğumumuzla hayata fazlaydık ve bunu biliyorduk ve ‘bilmek, acı verirdi’ değil mi? Acıların nasıl ? Kâinatın akışına ayak uydurabildin mi?

Yazmak yaşadıklarımızı öldürmek değil miydi? Yazarak bazı yükleri attık üstümüzden ya da yeni yükler sırtladık da haberimiz mi olmadı… Sonra sen, yine hayata küstün. Hayata senin kadar küsen başka biri var mıdır? ‘‘Seçmediğim bu oyunu oynamak zorunda değilim, kenarda dolaşacağım, maç bitince haber verin.’’  der gibiydin. Sonra yazmaz oldun ve görüşmez olduk. Arada küskünlüklerimiz de oldu… Biz hep küserdik, biz hep barışırdık.

Sonra sen yine aramıza döndün. Her aramıza döndüğünde, Hac yolcuğundan gelen karınca gibiydin. Aşk mı? Bir kadını sevmek mi? Kaç kere söylemiştim sana, kadınlar, senin hakikate ermene engel ve annenin sana verdiği sevgiyi hiçbir kadında bulamayacaksın diye. Ama sen inatla beni dinlemeyip aramaya devam ettin. Her ayrılık yeni bir limanı işaret ediyordu. Sende biliyordun ayrılıklardan hayat devşirdiğimizi. İnsanı tanımanın zorluğunu, insanları tanıdıkça anlıyorduk. Kumaşımız hüzün ile örülmüştü bizim ve hayatımıza girenler de bu hüzünle tanıştı. Tabii ki hiç biri taşıyamadı hüznümüzü. Çünkü bizim hüznümüz Allah’a idi.

Yazıların söz konusu olunca ‘yazdıklarımı aylar sonra kendime okuyunca çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden yazıyorum sadece!’ demiştin. Acıların ise doğduğundan beri devam ediyordu ve bunun farkındaydın. Bana yazdığın yazıda soruyordun ya hani ‘cennete mi yoksa cehenneme mi gideceğimizi’… Sonra da inan cennete gideriz diye kendin cevaplamıştın. Sana şunu söyleyebilirim; cennette cehennem de umurumda değil. Tek bildiğim Allah’ı çok sevdiğim. Ve senin de en az benim kadar sevdiğini biliyorum. Senin tek sorunun sevilme isteğini ağyarda aramak oldu. Hâlbuki Allah en çok sevilen olduğu gibi en çok da sevendi de.

Sırf telaffuzu güzel diye, Connecticut’a (Konektikıt) ya da Massachusetts’e (Masaşuses) gitme hayalleri kurduğunu biliyorum. Eğer o imkânın olsa bundan vazgeçeceğini de biliyorum. Peki, bunu sen de biliyor musun? Hayata katılmamak için bu kadar direnmen, seni arkadaş ortamlarına çağırdığımızda, bin bir mazeretler üretip bizleri ekmen, evinin içinde kendine ördüğün o odada, yani hapishanende mutlu mesut yaşaman… Hayatın ofsayta düşen yanlarını bu kadar incelikle görüp, yakalamışken ve bundan -haklı olarak- şikâyetçi iken, bir şeyleri değiştirmek için hiçbir şey yapmıyor oluşun… Bu nasıl bir yorgunluktur?

Kendinle savaştın, altı milyar insanla durup dururken savaştın… Kendine küstün, bana küstün, insanlara küstün, babana küstün… Hatta O’na küsmeyi düşündün ama sonra bunun yanlış olduğunu anladın.

Şimdi düşünüyorum da sonumuz ne olacak diye… Sanki biz yenildik dostum. Evet, tutamadık hayatı ellerimiz arasında. Hayattan, ikimize de vakit kalmadı. Ölümümüze geç kaldık.

Sulhi Ceylan

Enel Hak Ne Demek Aydoğan?

Tweet

1 Yorum

  1. İsmî 12.04.2020 08:29:17

    Geçmişe dair herhangi bir şey beni hüzünlendirir, hiç tanımadığım iki kişiden birinin diğeri için yazdığı mektup da buna dahil

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Hayatın Banalleşen Terminolojisine Aduket! Vol. 1

Sonraki Yazı

Yeni Öğrenmeye Başlamış Birisiyle Var Oluşlarım

İlgili Yazılar

  • 1

    İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    1. İnsan ve günah (suç) arasındaki...
  • “Yazıyor Yazıyor” Demenin Dünü Bugünü

    Ferhat İnan
    Hâlâ Gazete Okuyor musunuz? Geçen...
  • Göle Maya Çalarken Eşeğe Ters Biniyor ve Bindiğim Dalı Kesiyorum

    Feyyaz Kandemir
    Göle Maya Çalmak Nasreddin...
  • 3

    Peki Ne Olacak?

    Sulhi Ceylan
    Telefonum çaldı. Arayan Bülent...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ankara Beni Bulsun! için General
  • Hal Bu ki için Biryolcu
  • Ah Kılıcı – II için serhat
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince… için Peder bey
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince… için Tahir Tarık
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Üç Yüz Yirmi Altı Adım

    Bilal Bahadır Kuzucuk
    19.05.2022

  • Hal Bu ki

    Ömer Can Coşkun
    18.05.2022

  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince…

    EdebiFikir
    17.05.2022

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 1

    Sadeliğin Tecessüm Etmiş Hali

    By Muhammed Furkan Kâhya
    Kayseri’den ayrıldıktan sonra rotayı...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...