Yazılar:
  • Devrim
  • Düşün Düşüşü
  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim

Boynumda Asılı Duran Karanfil

Nihat İlhan  |  09/10/2012  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:2.077

 

Yüreği batılılık ekseninde mazoşist, aksanı desen bilmediğim bir mezcup. Gözleri birer uçurum sanki yaşamaya, elleri şehrayini gibi desenlerin. Yüzü mağrur. Seni anlatıyorum sevgili. Seni; yani yüreğim mağrur. Bugün en yaralı yanlarımla sesleniyorum sana. Bugün sana adını bilmediğin dillerden sesleniyorum. Ellerini ne olur yüreğinin bir mevsimi gibi ser vücudumda. İstikrarım senin gözlerine bakmaktır, önce bunu bil.

 

Önce bunu bil, bunu anla. Karanlık yağar bazen yağmur insana. Karanlık güller bırakır kapına bir yabancı. Karanlıktır çiftleşen bir martının yüreği. Karanlıktır ölümü gözleyen kimse; eğer senin bakışların karanlıksa. Yani bugün, sana anlattığım sözlerde, karanlık yağmurlardan uyanıyorum bunu bilmelisin.

 

Damarlarımda nal sesleri yalnızlığa oynayan atlar… Bir bebeğin biberonu emmesi gibi soğuk ve narin. Cümlelerin tekmile geldiği andayım. Kimse yok ve gece karanlık. Çökmüş bir ruhun prangaya vuruluşunu izliyorum duvarda. Gözlerimde bir oyuk. Saçımın teline kıvamlanmış vakit. Ustura ağzındayım. Ne yana hareket etsem kement atacağım acının boynuna. Bu yüzden istemiyorum kromozomları. Aşırı hissiyat boğuyor yüreğimin ucundaki fidanları. Sonra birisi şöyle diyor; Onu kendi haline bırakınız. Oldum olası yaşayabildiğini görmedim onun…

 

Oldum olası yaşayabildiğini görmedim onun. Oldum olası gözlerinde bir faşistlik. Sanki almıyor kimseyi kendisinden içeri. Zaten kimi alsa ki? Hem de böyle bir zamanda; herkesin birbirine oyunlar çevirdiği, kimin, kimin arkasından konuştuğunun belli olmadığı zamanda. Gece oldu diye gözlerimde bir yaş birikintisi. Ben gecenin üstüme birikmesiyle ağlıyorum ya üstüne bombaların biriktiği çocuklar… Dünya ne garip değil mi? Birinin korkusu ağlamak sessizce, diğerinin geceye boyun eğmek ve yalnız kalmak, diğerininse bir aile boyu hayata bombalarla elveda etmek… Boynumda asılı duran karanfili alsana diyor biri, boynumda asılı duran karanfili…

 

Ne kadar garip değil mi, bir çocuğun elinde yağmurla değil de denizle dolaşması. Ne kadar garip değil mi, bir çocuğun elit modellerinden konuşurken yurdumun aksanında, bir diğerinin yarın hangi ebeveyninin öleceğini konuşması… Yalnızlığıma isyan ediyordum şu dört duvar arasında. Öleceğimin korkusuyla ya da sevinciyle, sessizliğin ve bilinmezliğin esrikliğine isyan ediyordum. Ne kadar garip değil mi bu acıyla, o acıların yer tutmaması…

 

İsyan ediyordum gece şehrayin. İsyan ediyordum şarkılardan agora meyhanesi. Dilim Tebbet nöbeti. Issız bir dua akıyor yamaçlarımdan. Haznemde tercümesi olmayan cümleler. Gölgesindeyim hala kendim olmanın, kendim olabilmenin. Ah, insanlar ölüyorlar dışarıda, gariban masumlar. Ellerinde tüfekleri değil taşları olan kızlar. Kızlar ölünce ben de ölüyorum çünkü kadınlar… Yüreği masumluklarıyla dolu dünyanın, korkularıyla bombaların, eşlerinin ölüsü karşısında siperlenen kadınlar… Bir isyanda mı kaldı zannediyorsun benim duygulanma nöbetim? Yalnızca Allah’a mı isyan edilir senin lügatinde? Yalnızca yaratıldı diye kul, yaratıcıya mı küfretmeli? Ben bugün isyandayım ve dilimde başka insanların birikintisi. Nerede şimdi ümmetin tek bir kulunun cehenneme girmemesi için; “Allah’ım, beni o kadar büyüt ki, ümmetten başka kimseye yer kalmasın” diyenler… Oysa artık ölsek bile, televizyonda haberlerimizi izleyip “yazık olmuş” diyor insanlar. Yazık olmuşsa bile yüreği sızlamayanlara olmuş, yoksa ölenlere değil.

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Tam Belkemiğimde Bir Cani

Sonraki Yazı

Zirvesinde Yaşamın Ne Çok Anlatılacak Söz Vardı

İlgili Yazılar

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    Âgâhî karıştır kanı yaş ileHak...
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    Gece yaptığım seyahatlerdeki kadar...
  • 2

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    Bizi buraya sıkıştırdılar, bizi...
  • 1

    Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    “O güne kadar İslam, içimizde...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Devrim için Tatar Ramazan
  • Rüzgâra Tutulmuş Günler – 35 için Mesti bezm-i elest
  • Edebifikir Radyo için okur
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için Ayşen
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Devrim

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    27.01.2021

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    26.01.2021

  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası

    Ali Sözer
    25.01.2021

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Congar İhsan ve Kaoslu Gün Başlangıçları

    By Süleyman Mete
    "Evlat dedi bana bak. Kimse dokunulmaz...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...