Yazılar:
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

“Çehov, Sen Shakespeare’den de Kötü Bir Yazarsın”

Davut Bayraklı  |  28/10/2015  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:2.784

“Yazı yazmak için insana gerekli olan en elzem şey nedir?” diye sorsam herkesin vereceği cevabın farklı olduğunu biliyorum. Her yazar, yazı yazmak için farklı ortamlar ya da durumlar ister diye düşünürüz. Bu durumun gerçeği yansıtıp yansıtmadığını henüz çözebilmiş değilim. Öncelikli olarak iyi eğitim almak, yüksek bir kültüre, entelektüel birikime sahip olmak yazı yazmak için kaçınılmaz gereksinimler değildir. En azından doğu toplumlarında, İslâm dünyasında bu böyledir. Aksi olsa Lâdikli Ahmet Ağa’nın ya da Salih Baba’nın nasıl yazdığını açıklayamayız. Bana kalırsa yazı için en önemli şey müthiş bir gönül zenginliğidir. Batı dünyasındaki değerler farklıdır, o yüzden onları ayrı değerlendirmek lâzım. Ancak ümmi olmakla cahil olmanın aynı şey olmadığını şimdi bir kenara not alalım ki, sonradan yeri geldikçe kullanırız.

Eğer şunu düşünüyorsak yanılıyoruz: Yazar dediğin adam sadece yazı işiyle uğraşır, başka hiçbir şey onun mesaisi olamaz. Buradaki kasıt da ana iştir, esas uğraş alanıdır. Ama yine de yanlış bir kanıdır. Yazarın esas işi her ne ise bunun dışında da başka bir meşgalesi olabilir. Hatta yazarın ana işi yazarlıktan başka bir meslek bile olabilir.

***

Yazı, zenginlerin yapıp fakirlerin okuduğu bir uğraş alanı değildir. Batı dünyasında Kilise için okumak bir ayrıcalıktı ve soylularla rahipler bu ayrıcalığı ellerinde tutan iki gruptu. Ama bizim dünyamızda durum bunun tam tersineydi. 16. yüzyıl İngiltere’sinin büyük şairi William Shakespeare, dönemin en zengin tüccarlarından birisinin oğluydu. Doğuştan bahtlı olan bu adamın annesi de zengin toprak ağalarından birisinin kızıydı.

William Shakespeare

William Shakespeare

Zenginlik, insanı geçim sıkıntısı gibi bir sorunla boğuşma mecburiyetinden kurtarınca yazı yazmak kişi için zevkli bir uğraş olur. William Shakespeare de bu imkâna sonuna kadar sahipti. Yazı yazmak için istediği kadar zaman ayırabiliyor ve sanat camiasıyla içiçe bir hayat yaşıyordu. Daha 35 yaşlarındayken, o dönemin en büyük tiyatrolarından birisinin ortağıydı. Bu, şu demek oluyor ey okur; Shakespeare, senin, benim gibi yazı yazarak geçinmiyor hatta yazı yazarak kazandığı paradan daha fazlasını ticaretten kazanıyordu.

Shakespeare için en ilginç iddialardan bir tanesi de onun tefecilik yaptığıdır. “Büyük Yazarların Gizli Hayatları” kitabında Robert Schnakenberg bu iddiada bulunurken Shakespeare’inbabasının daha önce tefecilikten birkaç kez yargılandığını da bir kenara not alıyor. Babasına benzeyen oğul Shakespeare, meğerse kıtlık dönemlerinde tahıl ticareti ve tefecilik yapar, vergi kaçırırmış. Ama “Britanya adalarının yarısını mı verirsiniz yoksa Shakespeare’i mi?” sorusuna düşünmeden Britanya adaları diyen bir zihin yapısı, edebiyat dünyasına tartışılmaz bir isim kazandırmak için onun bu kötü yönlerini tarihten silmiş. Şimdi siz, kalkıp bu iddiaları tekrar gündeme getirecek olsanız, bunların meşhur bir tarihî yalan olduğundan başlayan ve Shakespeare’in nasıl büyük bir şair olduğuna kadar varan uzun konferanslar, nutuklar dinlersiniz.

 Honoré de Balzac

Neticede Shakespeare, hayatın kendisine sağladığı imkânları sonuna kadar kullanmış bir isimdir. Geçim sıkıntısı nedir bilmeyen, köylülerin ve alt sınıfın, bırakın orta sınıfın dahi derdinden bihaber olan şair, hep yazmış, durmadan yazmış. Bazen durup düşünürüm “Acaba Shakespeare, Balzac gibi olsaydı, ne olurdu?” diye. Balzac, hayatı boyunca hep parasızlık çekmiş, hiçbir zaman yakasını borçtan kurtaramamış. Kendisini koruyup kollayacak zengin bir anne baba ve yüklü bir miras sahibi de değildi. Zengin bir hanımla tanışınca sorunlarını bir nebze de olsa hafifletme hülyasına kapılsa da, bu hülya kısa sürmüştü. Matbaaya olan borcu yüzünden her gün 20 bardak kahve içip günde 18 saat çalışarak yüzlerce sayfa yazmak zorunda kaldı.  Ve ölene kadar da bu durum hiç değişmedi.

Birisi Kral Lear, diğeri ise Equene Grandet’i, Goriot Baba’yı yazmış. Maddî refah, yazı yazmakla çok ilgili değilse de Batı dünyasında işler bizdeki gibi yürümüyor. Tolstoy da benim gibi Shakespeare sevmeyenlerdenmiş. Bunu da kısa bir zaman önce öğrendim. Gerçi ben, edebiyat dünyasına tartışılmaz bir otorite gibi sokulmasından rahatsız olduğum için sevmiyordum sâbık şairi. Tolstoy’un sevmeme nedeni ise tamamen teknik konular. Dört dil bilen ve edebiyat üzerine yazdığı fikrî yazılarla da kaleminin gücünü ispat eden bu kabına sığmaz Rus, eğer yanlış hatırlamıyorsam Shakespeare’in eserlerinin teknik olarak zayıf ve bazı noktalarda da aşırma olduğunu söylüyordu. Şimdi sizler bana bu iddialar için delil sorabilirsiniz. Tolstoy, Shakespeare eleştirilerini bir risalede toplamış, hatta bunu da yayımlamış ancak bu risale Türkçeye çevrilmemiş. İngilizleri çok kızdıran bu eserin akıbetini ben de merak ediyorum doğrusu. Tolstoy için Shakespeare ve eserleri “şişirilmiş birer balon”dur. Tolstoy, yaşadığı dönemde tartışılmaz bir isimdi. Edebiyat dünyasında onun için yapılan övgüler hiç de az değildi. Hem de Tolstoy’un tüm eleştirilerine rağmen oluyordu bunlar. Onun bu yönlerini bilince Shakespeare için söylediklerini de hoş görebiliriz. Hatta Shakespeare’ihaklı çıkarmak için Tolstoy’un her zaman böyle şeyler yaptığını, kolay kolay kimseyi beğenmediğini de söyleyebiliriz. Ama ben yine de Tolstoy’un boş atıp dolu tutturmaya çalışan bir adam olduğuna inanmıyorum. O yüzden eleştirilerine kulak vermenin gerekli olduğunu düşünüyorum.

Davut Bayraklı

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Edebifikir Söyleşileri

Sonraki Yazı

mandalin kolonyası

İlgili Yazılar

  • 2

    Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    “Sağlığında nice ehl-i...
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi V

    Bilal Can
    I. İçimizde mayalanan her hüzün,...
  • Şehrengîz

    EdebiFikir
    Meslek ve esnafların tanıtıldığı,...
  • 1

    Kitap, daima kitap, her zaman kitap…

    EdebiFikir
    İsmail Kara tarafından yazılan bu...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Cüneyd Dal'ı Okur
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Sühan perver
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Feyyaz Kandemir
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Celâl Kuru
  • Dut Ağacı için Eksi Beş Karış Miyop
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için sıkı can iyidir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)

    Cüneyt Dal
    22.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 5

    Evet, Nerede Kalmıştık?

    By Bilal Can
    ı. Uzun ve yorucu bir yolculuktan...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...