Yazılar:
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince...
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
  • Nutellanâme
  • Balığın Karnı
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Dejavu Günler

Sulhi Ceylan  |  13/10/2018  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:

3

Herhangi bir mesai günü

Yeni bir yenilgiye daha uyanıyorsun. Her sabah Allah’a değil, işe uyanıyorsun. Ev kirası, yemek derdi, yeni telefonunun taksiti için boyun eğmen gerekiyor. Ama kapitalizm sana boynunu estetik bir şekilde eğdirtiyor ve sen eğmedim sanıyorsun. Sonra akşam oluyor, sonra maaş, sonra tekrar akşam. İşte hikâyen…

Katil gün

Her sabah umudun katili olarak uyanıyorsun. Eve ekmek götüreceğim derdi tüm dertlerin merkezinde duruyor. Bu sebeple dertsizleşiyorsun. Bir SMS attığında tüm fakir insanlara yardım ettiğini sanıyorsun. Vicdanın rahatlıyor, sen rahatlıyorsun, zaman genişliyor.

Zamanla düşünmemeye, okumamaya ve yazmamaya başlıyorsun. Bir şey eksik, bir şey ama ne dedikçe, bu eksik yeri yeni bir teknolojik alet ile dolduruyorsun. Eksik yanların kanamaya durunca sağlık sigortan devreye gidiyor. Sigortan atıyor ama hissetmiyorsun.

Hayatı hep çevrimiçi yaşıyorsun. Her şey yalnız kalmanı engellemek için. Bildirim üstüne bildirim… Durup düşünecek zaman bulamıyorsun. Durup düşünmüyorsun!

Hükümsüz gün

Yeni bir kayıpla kalkıyorsun yatağından. Benim suçum yok: “Milyonlarca kadının içinden biri çıkar ve içinizde uykuya yatmış ne varsa canlandırır…” cümlesi kaderim oldu diyorsun. Sessizce giyinip işe gidiyorsun. Ama yine de içindeki o boşluk olduğu gibi duruyor. Anlam veremiyor ve anlam yerine bir çift göze odaklanmak gerektiğine inanıyorsun.

İş yerine giriyor, müdürüne sahte bir selam veriyorsun. İçinde biriken onlarca sözü yine içinde tutuyor ve yılbaşında yapılacak zammı hatırlıyorsun. Sonra sessizce koltuğuna oturuyor ve çay söylüyorsun. Zamanla kahvaltının sadece pazar günleri evde yapılan bir şey olduğuna inanıyorsun.

Derken yine içindeki o şey -her ne ise- ses veriyor. Hemen elin telefonuna gidiyor ve white chocolate mocha siparişi veriyorsun. Bir siparişten diğerine kendini öldürüyorsun da ayıkmıyorsun. Elin klavyeye gidiyor, Youtube’dan “Olan olmuş ne olur!” parçasını açıyorsun. Entelektüel zevklerin tavan yapıyor. Hayat böyle diyor, Whatapps’tan canına gülücük atıyorsun. Dünyayı kurtardığını sanıp hafifçe tebessüm ediyorsun.

İşte o an içinde binlerce duygu intihar ediyor. İçinde toplu katliamlar yaşanıyor. Sen güneş gözlüğünü takıyor ve sistem tarafından sana biçilen o kimliğin arkasından hayata bakıyorsun: Günlük güneşlik!

Artık alıştın kendinin körü olmaya… Kendi körlüğünün integralini yaşıyorsun. Üzerine örttüğün kadın körlüğünü daha da artırıyor, çünkü sürekli kendisine bakmanı istiyor. Sen de gönüllü olarak emredileni yapıyorsun. Düşünme sadece yap mottosu hayat felsefen haline geliyor. Düşünmüyor sadece yaşıyorsun. Yaşadığını sanıyorsun!

Bilindik gün

Gözlerin uykuya hasret bir şekilde uyandın yine. Uyandın çünkü faturalar, kiralar, boğaz derdi vb. Uyandın çünkü toplumda saygı görme isteği, kendini ifade etme ve ispatlama putu…

Önce kapıyı açtın usulca, usulca çocukluğunu, saflığını ve kendini geride bıraktığını bilmeden ve bilmek istemeden çıktın evden. Evden hışımla çıkıp kapitalizmin kollarına atladın. İşe yürüdüğün on iki dakika boyunca elinden telefon eksik olmadı. İnsanların gündemine dâhil olmak için onların gündemlerini kendi gündemin eyledin ama hiçbir zaman kendin kendinin gündemi olmadın.

Derken iş yerine geldin. Günaydınlar, samimiyetsiz gülümsemeler arasından geçerek koltuğuna oturdun. Koltuğa bedenini bıraktın ama ruhunu nerede unuttuğunu hatırlayamadın. Hatırlamak demode oldu diye bir ses duyuldu içinde.

Sonra işine yoğunlaştın. Yoğunlaştıkça kendini unuttun ama patronun gözdesi, evinin direği, arkadaşlarının saygı duyduğu biri oldun ama neye dönüştüğünü bir bilemedin!

Dejavu gün

Hayat, en çok üç nokta işaretine benzer. Ne yaşarsan yaşa bir şeyler hep eksik kalır. Acabalar zamanla büyür içinde. İçinde keşkeler çiçeğe durur. Mesela ansızın ilk aşkını hatırlar ve gözyaşların kendini boşluğa bırakır. Mesela “sevmek ne uzun kelime”dir. Mesela her gün işe giderek içindeki bu “sevmek” kelimesini öldürürsün. Ölerek yaşamayı öğrenirsin ama yine de içinin sızlamasını engelleyemezsin.

Evlenirsin, çocukların olur. İş yerinde karizman ve maaşın artar. Kredi kartların da cabası. Artık işe yürüyerek gitmezsin mesela. Ama yine an gelir o sızı sarar kalbini. Ellerin titrer ve o adı usulca mırıldanırsın. Sonra etrafına bakarsın, seni kimse gördü mü diye! Sonra her zamanki gibi işe koyulur ve kalbini vücudunun en uzak yerine itersin.

Zamanla kalbinin yerini unuttuğunu sanırsın ama nafiledir. Gün bir tren yolu gibi uzadıkça uzar. Düşkırıklarını saklayacak yerin kalmamıştır artık. Zaman yekpare bir şekilde ilerlerken yenildiğini iliklerine kadar anlarsın ve yüzüne hüzün çöker. Bu çöküş hayatının çöküşüdür ama bilmemezlikten gelmeye çalışırsın. Gece damlamaya başlarken sen azar azar azaldığını hissedersin, azalırsın.

Son gün

Uyanacağını sanırsın…

Sulhi Ceylan

Tweet

3 Yorum

  1. mehmet raşit küçükkürtül 15.10.2018 12:37:58

    naziler, saadet ikesus yüzünden mağlup oldular. sevenlerin ahını almamak lâzım.

    Cevapla
  2. Perecci 13.10.2018 17:10:24

    Her yer george perec olmuş

    Cevapla
  3. Gezgin Nefer 13.10.2018 12:55:55

    Harika, kalbe dokunan ama bir o kadar da acı bir gerçeklikle yazılmış bir yazı. Kalbine sağlık Sulhi Hocam.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

uzak

Sonraki Yazı

Kitapsız Yazar

İlgili Yazılar

  • 1

    İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    1. İnsan ve günah (suç) arasındaki...
  • “Yazıyor Yazıyor” Demenin Dünü Bugünü

    Ferhat İnan
    Hâlâ Gazete Okuyor musunuz? Geçen...
  • Göle Maya Çalarken Eşeğe Ters Biniyor ve Bindiğim Dalı Kesiyorum

    Feyyaz Kandemir
    Göle Maya Çalmak Nasreddin...
  • 3

    Peki Ne Olacak?

    Sulhi Ceylan
    Telefonum çaldı. Arayan Bülent...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • 15 Maddede Ali Emîrî Efendi için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Burak
  • Ankara Beni Bulsun! için serdar

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince…

    EdebiFikir
    17.05.2022

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

  • O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    12.05.2022

  • Nutellanâme

    Adem Suvağcı
    10.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 3

    Dejenerasyon

    By Abdullah Karaca
    ...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...