Yazılar:
  • Geçmiş Zaman Sancısı
  • Küçüklüğümün Sayrılarevinde Yangın
  • Peri Masalı Felakete Dönüşürse
  • Yahyâ’ya Mektup - 4
  • Edebifikir Anketi: Abdullah Yalın Karadağ
  • Olağan Hikâye’nin Dördüncü Sayısı Çıktı
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Derisini Değiştiren Yılanın Hayreti 12

Sulhi Ceylan  |  13/10/2017  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:2.414

8

Hayatın bir tiyatro olduğunu ben de düşünmüşümdür. Dünyanın koskocaman bir sahne olduğunu da… Bu tiyatroda bazı insanlar sahnedeyken bazı insanlar izleyici koltuğundadır ama durum sürekli değişir. Yani her insan vakti geldiğinde bir şekilde sahnedeki rolünü oynar ve yine her insan vakti geldiğinde izleyici koltuğuna kurulur. Bu değişim öyle bir akıcı ve hayret verici şekilde gerçekleşir ki insan tiyatroda olduğunu unutuverir. Bir diğer durum ise izleyicilerin koltuk sırası. Yani bazı kişiler oyunları en önden izlerken çoğunluk ise arka sıralarda yer bulur. Bu ön sıradakiler kendi güçleri ve servetleri ile ön sırada yer bulduklarını sanırlar ama aslında öndeki izleyici koltukları da arkadaki koltuklar için bir sahnedir. Arka koltuklar da…

***

Teoman Duralı “ceset”i; dirim faaliyetlerinin dumura uğraması, ölüm sonucunda cansız kalan vücut olarak tanımlar ve cansız hayvan bedenine ise leş denir diye ekler. İnsanın bedeni ölünce “ceset” adını alırken hayvanın bedeni ise “leş” adını alıyor. Tabiî bu tanımları yapan insan. İnsan kendi ben’ini haliyle diğerlerinden üstün tutuyor ve bu üstün tutma hali ise tanımlarda ortaya çıkıyor. Bu durum insanın kendini diğer insanlarla mukayese ettiğinde de belirginleşir. Herkesin ben’i kendine güzel yani! Vücut bütünlüğünü korumak ve hayata devam etmek ise insanın ana hedefi. Bu hedef doğrultusunda yaşarken karşısına çıkan her şeye isim koyan insan, bu isim koyma faaliyetini yerine getirirken kendi ben’ini her zaman başat unsur olarak görüyor. Hâlbuki pis bir sudan yaratılan insanın kendini üstün görmesi için elinde hiçbir şeyi yok. Hayır “aklı” yani düşünme yeteneği var diyeceksiniz şimdi ama ben de hayır aklını pekala aşağılık zevklerine yem etmekten insan kaçınmaz diyeceğim. Ya bu kadar insan öldürülmesini nereye koyacağız?

***

İnsan en çok kendiyle yüzleşendir çünkü insan her ne kadar unutmak istese de her an kendiyle beraberdir. Bu beraberlik bazen insanın tanımadığı yanlarıyla yüzleşmesine sebep verir ki bu durum rahatsızlık ve kendinden memnun olmama olarak insanda tezahür eder. Peki insan neden tanımadığı ve genelde kendisinde dehşete yol açacak yanlarıyla karşılaşmak istemez? Neden böyle kötü yanları olduğunu kabul etmek istemez? Bu soruların bendeki cevabı insanın kendini iyi biri olarak görmek istemesi ve bu iyiliğini örtecek yanları ile karşılaşmak istememesidir. Fakat insan istediği kadar ötelesin yine de kader önüne kendi gerçeğini çıkaracaktır çünkü insan kendinden kaçamaz.

***

Johann Wolfgang von Goethe; “yardıma çağırdığım şey acılardır; çünkü onlar dosttur ve iyi öğütler verirler” der. Acı deyince aklıma ilk olarak ıztırap gelir. Çünkü acı insanı üzer ve tüm dikkati kendi üzerinde toplar. Acı içindeki insanın acısından başka bir şey düşünmesi son derece zordur. Ama Goethe, acıya böyle bakmıyor. Bilakis acının eğitici ve kemale erdirici yönünü öne çıkarıyor ve bu sebeple acıyı dost olarak görüyor. Bir dosttan beklediği ise tabiî ki zor durumunda kendisine öğütleri ile yardımcı olması. Peki acı nasıl öğüt verir? Burada acı içselleştirilip bir kişilik haline getirilmiş. Yani insanın acısı aslında insanın kendisidir. Tamam, insanın bütünü değildir ama bu kendiliğe dâhildir. İnsanın içinden bir ses olan acının konuşması aslında insanın kendiyle konuşmasıdır ve bu sebeple hiçbir insan bir başkasının acısının köklerine inemez. İnsanın anlaşılmamasını belki de burada aramalı… O halde acı, acı olması hasebiyle her ne kadar istenmeyen bir durum olsa da madem acı çekmemek elimizde değil, en azından acımızın sesine kulak kesilmeyi deneyebiliriz. Bu arada acılar da eğitilebilir, benden söylemesi.

Sulhi Ceylan

Tweet

8 Yorum

  1. Hemfikir 22.10.2017 05:01:05

    Öyle tabi Sharlock. Acıyı, yaralandığında değil, başkasının yarasına kanayamadığında tadarsın derdi annem. Anneler merhametin ta kendisi öyle değil mi?

    Cevapla
  2. Sherlock 15.10.2017 11:19:06

    Oturdum saydım altı virgül var ayakta saydım yine altı virgül metrobüste insan şekilden şekle giriyor değil mi Dr. Watson

    Cevapla
  3. Ki Bağlacı 14.10.2017 21:17:27

    Yazıları okumazsanız, sadece anlatılanlara inanırsınız. Sulhi Ceylan yazısında iki virgül kullanmış.

    Cevapla
  4. Soluk Almamış Hüzün 14.10.2017 21:14:15

    Hayretler içerisindeyim. Sulhi Ceylan yazısında bir tane evet bir tane bile virgül kullanmamış. Soluk almadan yaşamış hüznünü. Ne diyeyim; helal olsun.

    Cevapla
  5. Selim 14.10.2017 10:12:25

    Tesekkurler bu guzel yazi icin..

    Cevapla
  6. zeynep 14.10.2017 08:41:17

    Ya acıya sebep olanın da neden oldugundan canı yanmışsa yine de mi acılar dost?

    Cevapla
  7. Mevlüde 13.10.2017 16:31:59

    Çok kötü metinler çıkıyor artık Ceylan’dan… Hikmeti ne acaba!

    Cevapla
  8. Dizi oyuncuları 13.10.2017 16:00:31

    Acılar hep yıkıcı oluyor. :(

    Cevapla

Ki Bağlacı için bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Edebifikir Söyleşileri

Sonraki Yazı

Ruhun Dirilişi

İlgili Yazılar

  • 1

    Edebiyat

    Orhan Veli Kanık
    Birçok yazarımızın bir türlü...
  • 1

    Olay Şöyle Oldu!

    İbrahim Orhun Kaplan
    Günlerden bir gün can...
  • Mevziden Uzak Düşler

    Bilal Can
    İnsanın yalnızlık nedeni Gecenin...
  • Akdeniz: Medyeni Olmayan Meridyenler

    Sizden Gelenler
    Sorsan, yıldızları seviyorumdur....
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Midye Karanlığı için Bilmesendeolur
  • Mutlu Olma Sakın için bu havaya bir attar dükkanı
  • Midye Karanlığı için EdebiFikir
  • Midye Karanlığı için sümeyye
  • Midye Karanlığı için Dilşad
  • Kitap Ödüllü Absürt Test için Galip
  • Edebifikir Anketi: Yunus Emre Özsaray için Abdullah Yalın
  • Kitap Ödüllü Absürt Test için ihsan
  • Edebifikir Kitap Pusulası: Arayış için cezbe
  • Sorgulama Dosyası: Yatacak Yeriniz Var mı! için Neyse

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Geçmiş Zaman Sancısı

    Sizden Gelenler
    09.04.2021

  • Küçüklüğümün Sayrılarevinde Yangın

    Sizden Gelenler
    08.04.2021

  • Peri Masalı Felakete Dönüşürse

    Adem Suvağcı
    07.04.2021

  • Yahyâ’ya Mektup – 4

    Celal Kuru
    06.04.2021

  • Edebifikir Anketi: Abdullah Yalın Karadağ

    EdebiFikir
    05.04.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Niçin Sevdiniz?
  • Derin Yapılanma
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 3

    Serenat

    By İbrahim Hakkı Öztürk
    tuttum bir bulut iliştirdim göğün mai...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...