Gecedir, Kendindir Yansıyan

An empty chair and hanging light bulb in a dark room

Yorgun düştün değil mi? Yine uykusuz kaldın, yine kendinle kavga ettin tüm gece. Kalemi eline aldın, bıraktın, tekrar aldın… Niçin? Bunca maddi telaşın, kaygının, planların altında ezilmemek için. Adını Türkçeye çevirip buraya yazmayı bile beceremediğin bitirme projesini bir türlü bitiremedin işte, geldin yeni bir deneme yazmaya başladın vicdanını rahatlatmak için. Sen de mektup yazmayı deneseydin hayatında ilk kez? “İnsanı çağa karşı koruyan tek şey kalbidir” diyen kadına bir mektup yazsaydın mesela. Gözyaşı deseydin ve romantizme gelmeseydi konu. Ah gecenin bu vakti karşına Bengalli bir çocuk yüzü çıkmasaydı de uyusaydın.

Bedeni Akdeniz sularına gömülen çocukların yüzleri tokat olup vursun işte suratına. Şimdi Paris’in ortasında “Beyaz adam savaştı, biz öldük” diyecek kadar Fransızcan varken susuşunu nereye koyacaksın? Öğretmeni olduğun Avrupa dilinde çocuklara “Batının ilmini mutlaka…” demeyi öğretince kurtulacak mı dünya? Yoksa kendine yeşil bir pasaport mu alacaksın ölenleri görmedikleri yerlere gitmek için? Kabul ediyorsun değil mi milyonlarca ölüm bile kimseyi kendine getirmeye yetmez artık, ölenlerden biri kendisi değilse. Demir atacak bir kıyısı yoksa bir gemi yüzlerce insanla öylece durabilir denizde. Neredeyse suyun kaldırma kuvveti, insanın merhametinden büyüktür deyip şükredeceksin. Korkuyorum bu gittikçe küçülen kalbin bir gün çağa yenik düşecek, o kadını haksız çıkaracaksın.

Sen de korkuyorsun. Şu bitirme projesi sürekli geçiyor aklından. Sona geldin. Yıllarca insanları kendi inanmadığın şeylere inandırdığın kaç proje bitirdin bunun gibi. Kaç başarı hikâyeni anlattı annen komşunun çocuklarına. Türkiye dereceni baban kaç kez gözleri dolarak kısık sesle söyledi kim bilir. Korkma! Sen bu projeyi gece vakti gelip suratında tokat gibi patlayan çocuk yüzlerine rağmen bitireceksin, inandıracaksın insanları akıllı bir evlat olduğuna. Hani küçükken misafirliğe gittiğin evde yaramazlık yaptıysan, eve dönmeden uykuya dalardın annenin azarından kaçmak için. Şimdi de çocuklar ölmeden kapatıvereceksin gözlerini o kadar. Hâlâ kalbe inanan kadına da gözünün gördüğü çok şeyden bahsetmeyeceksin. Gözlerini gerçekten açsan, kalbinle bir olup gözyaşı damarlarını kurutacak dünya. Sonra sen gözyaşı deyince romantik duracak, zulüm deyince popüler. Adam zâlime algıda seçici olacak, bir şiir yazacak haddini bildirecek herkese. Oysa hiç şiir okumayan herkes, hiç şiir okumamaya devam edecek. İdam kararları geçecek mahkemelerden, yasa tasarıları ve oy pusulaları. Referanduma gitsek bu kez mektup yazmaya evet diyeceksin ya da en sevdiğin mısrayı yazıp atacaksın sandığa, 657’ye tabiî müşahit oyuna geçersiz diyecek. Proje bitecek tabiî, okul da bitecek. Sonra? Sonrasını düşünmekten vazgeç, zihin akışın hızlandı. Biraz daha uyumazsan birkaç gelecek zamanlı cümle daha ekleyeceksin yorgunluğuna. Böyle devam ederse yakında gözünün gördüğü her şeyden nefret edeceksin, daha fazla geç olmadan ya uyu ya da bir ayna bul kendine.

 

Elif Bayır

 

 

 

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • davut bayraklı , 26/05/2015

    Çok iyi bir yazı olmuş, kaleme, emeğe sağlık.

  • Hikmet Hikmet , 21/05/2015

    Çok iyi.

  • Reyhan Atasoy , 21/05/2015

    “İnsanı çağa karşı koruyan tek şey kalbidir.” Bu defa biraz farklı karşımızda Elif Bayır.Kendisi ile olan kavgası bizi oradan oraya savuruyor. “Elif sana diyorum,okuyucu sen anla” diyor âdeta.Bu kadar güzelliği bir arada tutabilmek büyük meziyet,cân-ı gönülden tebrik eder,bu güzelliklerin daim olmasını dilerim.

davut bayraklı için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir