Yazılar:
  • Devrim
  • Düşün Düşüşü
  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim

Hayattan Yüz Bulamamanın Hazin Tarihi

EdebiFikir  |  27/11/2013  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:3.846

ali aycil

 “Bazı mutlu sonların ancak bazı mutsuz sonlar sayesinde gerçekleştiğini kabullenmek istememişlerdir. ’’ diyor Ali Ayçil, ‘‘Ceviz Sandıklar ve Para Kasaları’’ kitabında.

Bu yazıyı yayımlamamızı isteyen Hale Sungur, Ali Ayçil’in “Hayattan Yüz Bulamamanın Hazin Tarihi” denemesini  çok seviyormuş. Kendisine teşekkür ediyoruz.

Sizlerin de sevdiği, beğendiği yazılar, şiirler varsa bize haber edin ve isminize teşekkürlerimizi bildirerek Edebifikir’de yayımlayalım.
(editor@edebifikir.com)

 
Çok şey istemiş ama istediklerini bir türlü gerçekleştirememiş, bu yüzden hayatları allak bullak olmuş insanların tarihi hazindir. Onlar ne yapmışlarsa düşle gerçek arasında sağlam bir köprü kuramamış, kurduklarını zannettikleri her seferinde, o köprüyü geçmek isterken, kendilerini talihsizliğin ırmağında çırpınırken bulmuşlardır. Ancak düş kurmanın albenisi, az buçuk yüzme bilenleri yeniden kıyıya çekmiş,  yeniden sahte bir köprü kurdurmuş, yeniden kaderin dalgalarıyla baş başa bırakmıştır. Nihayetinde kimisi birinci, kimisi ikinci, kimisi üçüncü, kimisi bilmem kaçıncı denemsinde, dünyaya kahır dolu sözler ederek, yenilmişlere ait mazbut bir zeminde istirahate çekilmişlerdir. Mağduriyetin çarmıhına gerilmiş bedenlerinde, artık ne bir zafer için coşacak, ne de yenilgilerin ızdırabını hissedecek sağlam bir sinir kalmamıştır. Herkes gibi büyüdükleri dünyada,  herkesten farklı olarak gördükleri şey, yaşamanın aslında bomboş bir uğraş olduğudur. Ne vakit büyük bir arzuyla ona tutunmak isteseler, o, ketum kollarını esirgemiş, arzulusunu bir buz gibi güneşin insafına teslim etmiştir…

Bir gülşene varayım derken nasiplerine çalılık düşmüş bu insanların hemen hemen hepsinin ortak özelliği, bir türlü büyüyememiş olmalarıdır. Kocaman bedenlerinin içinde,  dinlediği masallardan vazgeçmeyen bir çocuk onları esir almış, kendisine ölesiye bağlamıştır. Her neye bulaşmışlarsa mutlaka sonunu getireceklerini sanmışlar, fakat her seferinde kendi sonlarını hazırlamaktan başkaca bir şey becerememişlerdir. Dokunduğu ne varsa yoluna koyan o mucizevi kuşun teleğini hiçbir zaman ellerine geçirememiş; bu yüzden ne cinleri, ne de kötü ruhlu karanlık güçleri saf dışı bırakamamış, kendi masallarında kendi muratlarına eremeden, hüzünbaz bir oyunun kurbanı olmuşlardır.  Hayatın bir masal olmadığını,  orada bir yenen bir de yenilenlerin bulunduğunu, bazı mutlu sonların ancak bazı mutsuz sonlar sayesinde gerçekleştiğini kabullenmek istememişlerdir. Kendilerini kandıracak bir masalları kalmadığında ise, perçemleri keskin bir kılıç gibi alınlarına düşmüş, önlerini kalın bir sis bürümüş, artık gerçeği az buçuk kavramaya başlamışlardır.

Başlamışlardır başlamasına ama,  gelip dayandıkları yenilginin burçlarından geriye dönüp baktıklarında, uçsuz bucaksız bir çölden başkaca bir şey de görmemişlerdir.  Sayılı nefeslerinin mühim bir kısmının ya yanlış adım atmakla ya da yanlış adım attırılmakla tükendiğini ve artık bir zaferlerinin olmadığını bilmek,  yüzlerindeki incinmişlik haritasına nihai şeklini vermiştir. O haritada şimdi, en güzel inciyi bulmak için sürekli denizin dibine dalan, fakat her seferinde vurgun yiyen bir dalgıcın donmuş kanı; defalarca kazanmak için kuşandırılıp bozkıra gönderilen, lâkin vücudunun bir yerlerini kaybederek geriye dönen bir süvarinin sövelmiş intikam hırsı;  ne etmişse tecimini kârlı hale getirememiş bir tüccarın titreme tutmuş elleri; güneşli ve güzel bir günün ortasında can çekişen ve sığınacağı kalbe bir türlü giremeyen divane aşığın yüreğine oturan yalnızlığı ve daha nice hikâye, kayıp şehirler gibi, birbirlerinin sınırını yoklayarak, kendi yerlerini arayıp durmaktadır.

Hayatın yüz vermediği insanların tarihiden bize kalan, kimsenin yazgısının dışına taşamayacağıdır. Her hayat, ancak kendi kader evini dolduracak kadardır. O evin ötesi başka hayatlara, başka kaderlere tahsis edilmiştir. Adımlarımız bir kere bile sınırını geçemeyecek, buna asla müsaade edilmeyecektir. Zaferler ve başarılar hak edenlerin değil, nasip edilenlerindir. İstesek de izin verilmeyen bir kalbe giremeyecek, kursağımıza pay edilmemiş bir yemişi çiğneyemeyeceğiz. Evet, belki her yenilgiden sonra yeniden yeniden denemeliyiz. Nasibimize yenilginin düştüğünü öğrenebilmek için bile buna değer. Hem zaten bunun bilgisine ulaşmak bir zafer değil midir?

Kaynak: Ali Ayçil, Ceviz Sandıklar ve Para Kasaları

 

 

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Bardakların Hüznü

Sonraki Yazı

Figüran

İlgili Yazılar

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    Âgâhî karıştır kanı yaş ileHak...
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    Gece yaptığım seyahatlerdeki kadar...
  • 2

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    Bizi buraya sıkıştırdılar, bizi...
  • 1

    Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    “O güne kadar İslam, içimizde...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Devrim için Tatar Ramazan
  • Rüzgâra Tutulmuş Günler – 35 için Mesti bezm-i elest
  • Edebifikir Radyo için okur
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için Ayşen
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Devrim

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    27.01.2021

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    26.01.2021

  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası

    Ali Sözer
    25.01.2021

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 13

    Ben Kızgın Olunca Güzel Olmam!

    By Davut Bayraklı
    Neden mektup yazıyorsun? Neden bu...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...