Yazılar:
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
  • Nutellanâme
  • Balığın Karnı
  • Sorgulama Dosyası: Gökdelenler
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Her Şey Çok Daha Güzel Olacak!

Davut Bayraklı  |  03/05/2019  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:

2

Türkistan Hatıraları – 5

Çarlık Rusya’sını yıkan 1917 Bolşevik ihtilalinin ardından kurulan sosyalist Rusya, gerçekleştirdiği devrimle yeni bir sistem ve rejim ortaya koymuştu. Lenin ve Stalin’in başını çektiği bu yeni sistemin teorisyenleri arasında Troçki de vardı. Eski coğrafyada yeni bir sistem kurulmuştu ve devrim öncesinde ortak hareket etme kaydıyla Orta Asya coğrafyasının halklarına bir takım vaatler vermişlerdi. Devrim sonrası için her şeyin çok daha güzel olacağına yönelik büyük sözler söylenmiş ve koca koca vaatlerde bulunulmuştu. Artık insanlar ezilmeyecek, adaletsizlikler son bulacak, eşitlik ve kardeşlik Sosyalist Rusya’nın her yanında boy gösterecekti. İşçi ve emek kulağa hoş gelen kelimelerdi. Toprak zenginliğine dayanan burjuvazi yerle bir edilmişti. Seçkin sınıf, elit zümre tarihe gömülmüş, zaman artık yeni bir çağı işaret ediyordu.

Her şey daha güzel olacaktı. Devrim liderleri söz veriyordu. Çar ve ailesi kurşun yağmuru altında hayata veda etmişti. Ortodoks Kilisesi, elindeki tüm zenginliği ve hak sahibi olduğunu iddia ettiği her şeyi kaybetmişti. Bu yeni düzende dine yer yoktu. 50 binin üzerindeki kilise sayısı 1938 yılına kadar beş yüze düştü. Bu arada hesapta olmayan İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. Ve insanları cepheye sevk edecek bir güç gerekiyordu. Stalin, 1938-1945 arasında kilise sayısını yeniden 28 bine ulaştırdı. Ancak savaşın ardından bu kiliseler tekrar kapatıldı.

Peki, ya camiler? Kiliselerin uğradığı yıkımdan camiler de nasibini aldı ve Rus tahakkümü altındaki tüm coğrafyada camiler yıkıldı. Din üzerinde müthiş bir baskı oluşturuldu, Kur’ân-ı Kerîm yasaklandı. Türkiye’nin dört katı büyüklüğündeki Kazakistan’da cami sayısı neredeyse sıfıra düştü. Olanlar kapatıldı, yenilerinin açılmasına da kesinlikle izin verilmedi. Büyük nüfuslu şehirlerde açık bırakılan camilere girip çıkanlar da sivil polislerin takibine takılıyordu.

Mirseyit Sultan Galiyev, kendisinin ateist ama halkının Müslüman olduğunu bu yüzden de dine karşı daha saygılı olunması gerektiğini söylüyordu. Tezatlar içinde yüzüyordu koca bir coğrafya. Düşünenlerin tezatları halkın dinî değerlerini kurtarma telaşına yardımcı olacak bir parıltı, bir kıvılcım çıkarmıyordu. Rejim gücünün içinde taşıdığı zafiyeti gizlemek için şiddete başvuruyor ve insanları öldürmekte bir beis görmüyordu. Asıl olan rejimdi, insan teferruat. O zaman, asıl için biraz teferruat feda etmekte bir sakınca görülmeyebilirdi. 1928 sonunda halkın elinden alınan buğdaylar, bir yıl içinde iki milyon insanın açlıktan ölmesine neden oldu. Bu korku ve açlık psikolojisi içinde sığınabilecek ne türbe kalmıştı ne de bir cami. Madden düşen insanın, manen ayakta kalması için gerekli olan değerler de bu yüzden ayaklar altına alınmıştı.

Kazakistan’da Almatı-Çimkent arasında yaptığım on dört saatlik bir otobüs yolculuğunda zihnime takılan düşüncelerden sadece bir kaçıydı bunlar. Zihnimin bir arı kovanı gibi olmasına neden olan şey ise bir arkadaşımın anlattığı hatırasıydı. 1986 yılında yaşanan bir hadisenin 2007 yılında, yani tam 21 sene sonra beni bu kadar etkilemesi şaşırtıcı gelmesin size. Her gün beş vakit ezanı rahat rahat dinleyebilmenin ne kadar büyük özgürlük olduğunu komünist bir coğrafyaya gelince anlıyorsunuz. Rejim yıkılmış, yeni bir sistem kurulmuş, devlet halkıyla bütünleşmeye çalışmaya başlamıştı. Artık eski acılar dinmek üzereydi ve yaralar sarılmaya çalışılıyordu. Yeniden minareler göğe doğru uzanmaya başlamıştı. Ancak yine de sabah ezanı dışında ezan sesi duyamıyordum.

Geriye dönecek olursak, size dinlediğim olayı anlatmak istiyorum. 1986 yılında yaşlı bir Kazak, bin bir tehlikeyi göze alıp yurt dışından Kazakistan’a bir Kur’ân-ı Kerîm getirtir. Komünist yönetimin din konusunda ne kadar ciddi olduğunu bilen Kazak amca bu riski göze alır. 200 dolar ödeyerek aldığı Kur’ân-ı Kerîm’i eve getirince heyecanla açıp bakar ve yüzüne gözüne sürer. Daha sonra evin içinde bir odanın duvarını kırar ve Kur’ân-ı Kerîm’i duvarın içine koyup üstünü harçla kapatır. Sonra da çocuklarına dönerek “Bu duvarın içine bir Kur’ân-ı Kerîm sakladım. Eğer bir gün bu yasaklar kalkar da serbest olursa, o zaman çıkarır ve okursunuz” der.

Belki buna benzer yüzlerce yaşanmış olay bulmak mümkündür. Ben, sadece bir tanesini nakletmekle yetiniyorum, duyduğumuz ezanın ve okuduğumuz Kur’ân-ı Kerîm’in kıymetini daha iyi bilmek için. Zira bizim kolayca bulduğumuz bazı değerleri, uzak diyarlarda yaşayanlar bulabilmek, hatta bu hakka sahip olabilmek için sürgünlere, işkencelere ve ölümlere göğüs germek zorunda kalmışlar.

Davut Bayraklı

 

Türkistan Hatıraları

Gurbette Öğrencinin Ütüsünden Radyo Yaparlar
Her Şey Ortak, Tuvaletler Dâhil!
Bu Pazar Farklı Pazar
Kavramsal Sanata Nal Toplatmak

Tweet

2 Yorum

  1. Salih 05.08.2019 10:53:52

    İnsanları, her şey güzel olacak söyleminde bulunanlara inanmaya iten sebepleri irdelemek lazım. Şayet mevcut yönetimler iktidar haklarını meşru zeminde kullansalardı, insanları çeşitli vaatlerle kandırarak umutlarını suistimal eden zihniyetler bu fırsatları bulamazdı.

    Cevapla
  2. Neriman Bostanagel 03.05.2019 15:55:18

    Bendeniz beş kırk boylarında, eflatun gözlü, entelektüel aydınlanmasını tamamlamış, Niçe’yi tersten, Heidegger’i kitap kapağından okuyabilen; uyurken destan, ayıkken roman yazabilen bir türüm ve eğer kabul buyururlar ise mertebesi pek muteber olan, zen ışımasını aşkın biçimde sollamış, nirvananın eteklerinde çörek otu toplayan nevi şahsına münhasır şahsiyet Davut Bayraklı ile tanışmak istiyorum.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Edebifikir Kitap Pusulası: Ramazan Kitaplığı

Sonraki Yazı

biz deyince kimse kalmıyor

İlgili Yazılar

  • 1

    İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    1. İnsan ve günah (suç) arasındaki...
  • “Yazıyor Yazıyor” Demenin Dünü Bugünü

    Ferhat İnan
    Hâlâ Gazete Okuyor musunuz? Geçen...
  • Göle Maya Çalarken Eşeğe Ters Biniyor ve Bindiğim Dalı Kesiyorum

    Feyyaz Kandemir
    Göle Maya Çalmak Nasreddin...
  • 3

    Peki Ne Olacak?

    Sulhi Ceylan
    Telefonum çaldı. Arayan Bülent...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • 15 Maddede Ali Emîrî Efendi için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Burak
  • Ankara Beni Bulsun! için serdar

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

  • O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    12.05.2022

  • Nutellanâme

    Adem Suvağcı
    10.05.2022

  • Balığın Karnı

    Sizden Gelenler
    09.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 5

    Statü Tapınıcılığı

    By İbrahim Halil Aslan
    Saat altıya yaklaşıyor ve ben boğaz...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...