Yazılar:
  • Devrim
  • Düşün Düşüşü
  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim

nasıl anlamalıyız?-1

Mehmet Raşit Küçükkürtül  |  10/10/2012  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:2.030

 

enformasyon yağmuruna tutulmanın açtığı belalar, insanların istikamet üzere hareket etmelerini engelliyor. kitle iletişim araçlarının kanaat edinme ve yön tayininde insanı çok sathî bir seviyeye mahkum ettiğini biliyoruz, fakat bunu farkındalık olarak hissetmek herhalde bu hâlden başka bir kaynakla iştigal etmekle alakalı. yüksek bir kültür edinme gayretinde bulunmayan insanların kolayca düşeceği tuzak entellektüel/kanaat önderi karışımı türedi isimlerle idare etmektir; yani yaşamak yerine idare etmekle geçirilen bir ömür demektir bu.

olayları değerlendirirken bizi sürü olmaya mahkum edebilecek el çabukluğunu ve hızlı değişiyormuş gibi görünen gündemin hâl-i pürmelâlini görüyoruz. çabucak kurulan iki cephe ve bu cephelerde kavga ediyor gibi görünen insanları görmek bizler için yeni değil. (“biz” kim? iki cephe gibi görünen taraflardan birini tercih etmeye mecbur bırakılanlar, yani millet, yani silahaltına alınanlar, mavi pasaportlular, varlığıyla devletin varlığını teyit edenler…) bütün bir cumhuriyet tarihini mecal tüketimi ve haysiyetli yaşama çabalarının çar çur edilmesi olarak düşünüyorum.

faulkner’ın geçmişin aslında geçmeyen şey olarak tarif ettiği zaman algısını, tarih algısını en iyi türkiye örnekliyor. tarihin bu denli yaşamamızda üretici bir zenginlik olarak yer tutmasının bir anlamı olmalı. başka ülkeler dünyada ekonomik krizlerle, sosyal çalkantılarla vs. anılıyor fakat türkiye tarihe dönük meselelerle: kıbrıs, 1915 tehciri… tarihin biriktirdiği bir yük bir de enerji var; bugün en çok hissettiğimiz şey ise tarihin bizi yüklenmekle mecbur tuttukları.

beşinci kol faaliyetlerinin hiç vasata düşmediği, iplerin gerilmekten kopma noktasına getirilip durduğu, darbelerle sosyal ve siyasal zemini altına üstüne getirilen, devletinin kurumları dünya sisteminin ensesinin kalınlaşması için oyuncağa çevrildiği, insanların belli bir zihnî ve hissî duyarlılık ortalamasında tutulduğu bir ülkede yaşıyoruz. üretilen sûnî ikili cephelerle ve enformasyon yağmuruyla mecali tüketilen ve serseme döndürülen yığınlar…

bu ülkenin var olmasına sebep olan noktaya tekrar dönmek mecburiyetindeyiz; tarihin getirdiği yükten başka, tarihin getirdiği enerjiyi de orada bulacağımızı umuyorum. elbette içinde bulunduğumuz zamandan ve mekândan çark etmemiz mümkün değil ancak insanların bir arada karınlarını doyurabilmek, havayı teneffüs edebilmek için muhtaç oldukları hukuk dahi sûnî ikili cephenin tarafları olmuşsa, o insanların hayatı tehlike altında demektir. ama bugün böyle bir hayatî tehlike gözlemlenmediği için bu tehlike algısı paranoyakça bulunacaktır. eğer sıkıntı bu denli büyükse ve işler rutininde devam ediyorsa durumun vahameti daha büyüktür bence. çünkü böyle bir durum insanların kendi hayatları hususunda irade ortaya koymaktan alıkoyuldukları ve onların şahsiyetleri namına başkalarının kararlar verdiğinin işaretidir.

yazının başından beri ilk anda iç karartıcı bulunacak bir tablo çizdim. ancak bu durum kötü bir hâlde olduğumuzdan ziyade, söz konusu kötü durumun cüssesi artıkça kötülüğün ortadan kaldırılma ihtişamını da artıracağını göstermektedir. söz konusu kirli ve kötü yapı ne denli büyük olursa devrilip tuzla buz olması da o denli ihtişamlı olacaktır ve ortaya çıkardığı enerji ölçüye gelmez büyüklükte bizleri bulacaktır.

 

 

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Şevket Bulut’un Kayıp Romanı: Kanatsız Kuşlar

Sonraki Yazı

nasıl anlamalıyız? – 2

İlgili Yazılar

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    Âgâhî karıştır kanı yaş ileHak...
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    Gece yaptığım seyahatlerdeki kadar...
  • 2

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    Bizi buraya sıkıştırdılar, bizi...
  • 1

    Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    “O güne kadar İslam, içimizde...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Devrim için Tatar Ramazan
  • Rüzgâra Tutulmuş Günler – 35 için Mesti bezm-i elest
  • Edebifikir Radyo için okur
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için Ayşen
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Devrim

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    27.01.2021

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    26.01.2021

  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası

    Ali Sözer
    25.01.2021

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 6

    Davut Bayraklı Düğün Alışverişinde Görülmüş!

    By EdebiFikir
    Davut Bayraklı’nın bir müddet iş...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...