Yazılar:
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
  • Nutellanâme
  • Balığın Karnı
  • Sorgulama Dosyası: Gökdelenler
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Sabun, Leğen ve Ustura

Davut Bayraklı  |  15/05/2019  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:

2

Türkistan Hatıraları – 6

Bana göre, insanın yabancı bir ülkede en çok aradığı, ihtiyaç duyduğu şeyleri sıralasanız, “berber” listenin ilk sıralarında yer alır. Çünkü berbere gitmek biz erkekler için bir alışkanlıktır. Ve bir kere berber bulundu mu, kolay kolay da değiştirilmez. Türkistan’a ayak bastığım ilk günlerde hiç aklıma gelmeyen bu berber meselesi kısa süre içinde bir problem hâline gelmişti. Saçlarım öyle bir ayda uzayan cinsten değildi ama iki ay sonunda mutlaka bana da bir berber gerekecekti ve işte o zaman ne yapacak, nereye gidecektim?

İlk başta çok telaş yapmadım. Elbet benden önce Türkistan’a gelen diğer arkadaşlar bir yerler bulmuştur diye düşündüm. Daha sonra şehir merkezinde arkadaşlarımızın gittiği Özbek bir berbere gittik. Ancak berber dükkânını görünce hayal kırıklığına uğradım. Türkiye’den alışık olduğumuz lüks berberler, konforlu koltuklar, beklemesi gereken müşteriler için hazırlanmış özel koltuklar… Bunların hiç birisi yoktu ortada.

Dükkânda bir tane koltuk ve koltuğun önünde bir ayna vardı. Ancak saçınızı yıkamak için gereken lavabodan eser de yoktu. Oturacak iki koltuk vardı fakat onlar da kırıktı. Koltuğa oturunca içine gömülüyor, adeta ortadan kayboluyordunuz. Berber, illüzyon sanatçısı gibi sizi üç saniyede kaybediyordu anlayacağınız. Koltuğa oturmayanlar ayakta emekli maaşını almak için bankamatik kuyruğuna giren emekliler gibi bekleşiyordu. İşte o an zihnimi yoklamaya başladım. Bu berberlik dediğimiz meslek neredeyse büyük patlama kadar eskiydi. Abartmış da olabilirim ama en azından o kadar eski olmasa da bu mesleğin Antik Yunan, Roma ve Mısır’da yapıldığını biliyorum. Bu medeniyetlerde berberlerin varlığına rastlandığını bir yerlerde okumuştum. Hatta umum berberlerinin yanı sıra geçmişte varlıklı kimselerin şahsî berberleri bile bulunuyordu.

Özellikle Antik Mısır’da bir tanıdığınıza misafir olmuşsanız, ev sahibiniz sizin şahsî berberini kullanmanıza izin veriyordu. Bu uygulama o dönemde misafirperverliğin gereklerinden biri olarak algılanıyordu. Şimdi berberlik mesleğine gereksiz anlamlar yükleyerek meseleyi dramatize edip “A dostlar, görüyor musunuz, biz gurbet ellerde neler çektik! Berber bile bulamadık.” gibilerinden Hint fakiri edebiyatı yapacak değilim. Ama bildiklerimi de söylemeden edemem. Geçmişte berberler sadece saç ve sakal kesimi ile uğraşmazlardı. Bunların yanında sünnet, hacamat, dişçilik, sülükçülük; kellik, uyuz ve bit tedavisi gibi bazı tıbbî müdahaleleri de yapıyorlardı. Bu durum hâlen dünyanın bazı bölgelerinde devam etmektedir.

Avrupa’da durum çok mu farklıydı peki? Yaklaşık altı asır boyunca Avrupa’da berberler küçük cerrahî işlemleri gerçekleştirdiler. Bu durum karşısında o dönemin doktorları hiç de isyan bayrağı açmamışlar. Tabipler Odası’nın olmamasına bağlanamayacak bu durumun izahı başkaydı. Birçok tıp doktoru kan alma, yara temizleme gibi işlerin seviyelerinin altında olduğunu düşünüyor ve bu işleri yapmak istemiyordu. Yani onlara göre bu işler ayak işleriydi ve bunu birilerinin yapması gerekliydi. İşte berberler de bu iş için biçilmiş kaftandılar.

Bizim kültürümüze geldiğinizde durum biraz daha değişir. Osmanlı’da berberler Batı dünyasına göre farklıydı. Bir kere bizdeki berberler seyyardı. Kahvehanede, sokakta adamı tıraş ederler, bu da yetmeyince evlere servis dahi yaparlardı. Her meslekte olduğu gibi berberlikte de temel araçlar mevcuttu. Mesela sabun, leğen ve ustura bu iş kolundaki en temel araçlardı. Tabiî zamanla berberler de dükkân açtı.

İşte berber dükkânında zihnimden hızlıca bu düşünceler gelip geçti. Sonra bir baktım ki sıra bana gelmiş. Hemen koltuğa kuruldum ve “Bir an önce olsun bitsin, ne olacaksa.” dedim. Ustaya, tam beş dakika saçımı nasıl kesmesi gerektiğini anlattım. Beni bir doktor ciddiyetiyle dinledi. Hâl böyle olunca içim rahatladı. Müşterisini böyle ciddi dinleyen bir berber elbette ki saçı da istendiği şekilde keser diye düşünüp gözlerimi gönül rahatlığıyla kapadım. Bir ara gözümü açtım ve aynadaki hâlime baktım. Tam olarak berberin ne yapmaya çalıştığını anlamadım ama daha tıraş bitmediği için her hâlde bitince istediğim şekli saçlarıma verecek diye düşündüm. Ancak on beş dakika geçip de berberin “Tamam, oldu.” sözüyle uyanınca nasıl bir hata yaptığımı anladım. Sanki kafama bir tas konmuş ve açıkta kalan yerler kısalmış gibi bir işlemden geçmiştim. O zaman anladım ki burada berbere saçı nasıl keseceğini beş dakika değil bir hafta bile anlatsanız sizi kırmadan nezaketle dinliyor. Ancak tıraş bittiğinde koltuktan kalkan herkes bildiğiniz İvan Dragon modeline sahip oluyor.

Daha sonraki zamanlarda da başka berberlerle aynı deneyimi defalarca yaşadım. Bir zaman sonra da alıştım zaten. Bundan daha kötüsü olabilir mi diye düşündüğüm bir gün başıma daha da kötüsü geldi ki, onu hiç sormayın. Artık onu da bir sonraki yazımızda anlatalım.

Davut Bayraklı

 

Türkistan Hatıraları

Gurbette Öğrencinin Ütüsünden Radyo Yaparlar
Her Şey Ortak, Tuvaletler Dâhil!
Bu Pazar Farklı Pazar
Kavramsal Sanata Nal Toplatmak
Her Şey Çok Daha Güzel Olacak!

Tweet

2 Yorum

  1. Tütün Doktoru 16.05.2019 22:10:50

    Memleketteyim, lise 3 henüz. Saçlarımı uzatıyorum. Havam o biçim. Berbere gittim kırıkları aldırmak için. Güzel de bir gündü. Kesim bitti, yıkandı. Dedim ki abi fönle düzleştir. Tamam madem dedi. Makineyi aldı sol tarafı düzledi. Sağ tarafa gelince televizyonda ki galatasarayın penaltısına gözü takıldı. Doğal olarak benimde. Makine açık. Hasılı saçlar yandı.

    Ve ben bir kez daha kapitalizm icadı televizyona sövdüm.

    Sonuç: Van Diesel modeli.

    Cevapla
  2. A.B. 15.05.2019 14:43:41

    Taşradan büyükşehire üniversite okumak için geldiğimizde bizim de berber sorunumuz olmuştu. Ancak bizdeki konfor sorunu değil maliyetiydi. Deri koltuklar, lüks lavabolar, marka malzemeler derken cebi boşaltan tıraş maliyeti… Dedelerimizi sandalye üzerinde tıraş eden adamların torunları kapitalist düzene ayak uydurmuslardi.
    Kapitalizm olmadan lüks yaşanmaz mı? Ya da lüks bizim neyimize mi?
    Davut Hocam’ın hatıralarını okuyunca halimize şükretmek gibi bir sonuç çıkıyor.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Küçük Bir Amerika Olmak

Sonraki Yazı

Rüzgâra Tutulmuş Günler – 14

İlgili Yazılar

  • 1

    İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    1. İnsan ve günah (suç) arasındaki...
  • “Yazıyor Yazıyor” Demenin Dünü Bugünü

    Ferhat İnan
    Hâlâ Gazete Okuyor musunuz? Geçen...
  • Göle Maya Çalarken Eşeğe Ters Biniyor ve Bindiğim Dalı Kesiyorum

    Feyyaz Kandemir
    Göle Maya Çalmak Nasreddin...
  • 3

    Peki Ne Olacak?

    Sulhi Ceylan
    Telefonum çaldı. Arayan Bülent...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • 15 Maddede Ali Emîrî Efendi için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Burak
  • Ankara Beni Bulsun! için serdar

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

  • O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    12.05.2022

  • Nutellanâme

    Adem Suvağcı
    10.05.2022

  • Balığın Karnı

    Sizden Gelenler
    09.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 3

    “Kalorifer” Şiiri Savunması

    By Mehmet Raşit Küçükkürtül
    Kalorifer Odanın tam ortasından...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...