Yazılar:
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Şairlik Biraz da Budur Zannımca

İbrahim Halil Aslan  |  12/07/2016  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:3.574

3
708-old-engine-wallpaper-1680x1050-customity

Çok kararsızdım ve zaman hızla ilerliyordu. Beni kendi dinginliğinde boğmayı yüzyıllık yemin bellemiş bir bilmecenin orta yerinde bulunamayan o harfin peşindeydim. Dilimin ucundaydı yokluğu varlığına burun farkıyla galebe çalan. Fakat bu korku var ya bu korku… Elindeki anahtarı inkâr ettiriyor insana. Bin türlü bahaneyi sarım sarmalık gizlendikleri kuytulardan çekip getirtiyor. Öyle ki; alnının orta yerinde en sert düğümleri çözmenin şifrelerini yazan o adımı atmamak için sergilediğim eforu, ayakkabılarımın iplerini bağlamak için gereken iradeye dönüştürebilseydim şu anki dertlerle boğuşmak bir sigaralık hayalden hatıra kalacaktı sadece. Fakat olmuyor.

Hayatım boyunca gerçekliğini en net hissettiğim duygu, yüksekten aşağı atlama korkusuydu. Bunu tanımlayamazken bir filmde “İnsanlar yüksekten bakarken düşmekten korkmaz, aşağı atlamaktan korkar” repliğini duyunca epey şaşırmıştım. Sonraları bunun bir fobi olduğunu öğrendim. İşte şu an yaşadığım, tanımı bile başka bir fobinin özne, nesne ve yüklem sıralamasına muhtaç bir korkudan ibaretti. Artık kalkmalıydım bu çıkarımları biteviye çoğalmayı seven manzaranın karşısından. Elimdeki derginin kapağını hızla kapatıverdim. Sarmaşıklarla çevrili boynu bükük şehrin fotoğrafından kurtulmuştum artık. Yine de büyük fontlarla “Dosya Konusu: Terk Edilmiş Şehirler” yazısının beni derginin içine çektiğini hissediyordum. Ama bu kadar macera yeterdi. Dergiyi süreli yayınlar kısmına bıraktıktan sonra zaten kapanmak üzere olan kütüphaneden çıkıp durağa doğru yürümeye başladım, kaldırımları sosyal medyayı süslemekten öte işe yaramayan kampüsün içinde. Geçmiş zaman içinde yaşanmış ve bitmiş bir hadiseden geçmiş zaman içinde yaşanmış bir hayal çıkarmış fakat bitirmeye güç yetirememiştim. Böyle zamanlarda kendiliğinden çıkıp geliveren bazı cümlelerin kabuğunu soyarak kanatmayı çok severim, özellikle düşünecek başka bir şey bulamadığım yürüyüşler sırasında. “Burada ne işim vardı Allah aşkına?” ve “Beni buraya kim getirdi?” sorularını sevmiştim. Bir de üzerine ‘nasıl bir kavganın ortasına düştüğüm’ sorunsalını ekleyince cansız bir fotoğraftan çıkan sanal çekişmenin gerçek hayata yansıması daha bir önem kazanıyordu. Diline dolanan bir şarkının kısa süre sonra önünden geçtiğin terzide çalıyor olmasından öte bir manası var bunun. Kendi yazdığı karakteri öldürdükten sonra diğer odada için için ağlayan yazarın gözyaşlarıyla paralel bir evrende kardeş olabilirler mesela. Fakat bunun bir şizofreni başlangıcı ya da aşırı hayalperestlik olduğu iddialarını mümkün olan en nazik gülüp geçmelerle karşıladığımı da belirtmek zorundayım.

Yıllar yılı bir kapı aralayıp evrenin en ücra köşelerine yolculuk etme hayallerini yastık yapmış bir çocukluğun sonrası olma kısmına gelince, beni kendi başıma bırakma ihtimalinizi henüz çocukken kaybettiğiniz bir varoluş şeklinden bahsettiğimizi bilin isterim. Hele ki nüfus cüzdanınıza fotoğraf konulmasının zorunlu olduğu yılları geçtiyseniz; bu hayal kuşanmış kişiliği kalender görünüşlü mizacınızla örtmeye kalkmayın sakın, kendinizi inkâr etmiş olursunuz. Ayrıca afili cümlelerle süslenilen ‘kendini gizlerken gizlendiğini hafiften belli etme’ oyununun ne kadar itici olduğunu anlatmamı istemeyeceğinizi zannediyorum, mideniz gördüğü hiçbir iğrençlik karşısında alt üst olmayacak bir çöplüğe dönüşmemişse henüz. En naif cümleleri bir araya getirip şiir nehrinden köşe kapmaya nice gecelerini feda eden şair beyefendileri, aslında kibirli olmadıklarını kibirli cümlelerle anlatmaya çırpınırken de gördü bu gözler. Sözüm ona; içlerindeki çocuk ruhu gizlemenin bir yoluymuş, bu, yoldan çıkmanın en yakın tanımı olmaya aday tavırlar.

Hâlbuki şairlik bu büyük kaybedişin adı olmamalıydı. Çevremdeki hemen herkese kepçeyle pay edilip şahsıma bir yudumluk pay düşmemiş olan şairliğin gerçek tanımı biraz da şöyle olmalıydı zannımca. İnsanları kendinde olan ya da olmayan değerlere göre sıralayanları tek sıra halinde karşına dizip gül yaprağıyla sıra dayağı çekmek. Muradın yerine gelirken nezaketten anlamayacak olanların yediği dayaktan da haberi olmamasını sağlamak. O kadar ki; yüzünde beliren tokat izlerini görebilmek için biraz zekâya muhtaç durumunda bırakmak. Evet, şairlik biraz budur zannımca.

 

İbrahim Halil Aslan

 

 

İlk yazı için: Anlamaktan Korktuğum Gerçekler Var

 

 

 

Tweet

3 Yorum

  1. Faruk 14.07.2016 00:10:38

    Şairin şiiri aşığın aşkına benzer. Ne aşık olmadan şair olunur ne de aşk olmadan şiir dokunur…

    Cevapla
  2. nhl 13.07.2016 15:07:58

    Yıllar yılı bir kapı aralayıp evrenin en ücra köşelerine yolculuk etme hayallerini yastık yapmış bir çocukluğun sonrası olma kısmına gelince, beni kendi başıma bırakma ihtimalinizi henüz çocukken kaybettiğiniz bir varoluş şeklinden bahsettiğimizi bilin isterim.
    şurayı üç kez okudum :) anlayınca çok hoşuma gitti, yazıyı baştan okudum. edebifikirin bu yönünü çok seviyorum. yazılar okundukça daha bir tatlanıyor.

    Cevapla
  3. kaya 13.07.2016 00:17:20

    maalesef edebiyat dünyasında bu yozlaşma fazlasıyla mevcut. samimi şairleri tenzih ederim tabii ki. söyleşilerde falan şairler kalabalığa hitap ederken mütevazı oluyorlar ama yanlarına yaklaşıp iki muhabbet edilmiyor.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Eski

Sonraki Yazı

Elveda Milletsiz Devlet

İlgili Yazılar

  • 2

    Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    “Sağlığında nice ehl-i...
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi V

    Bilal Can
    I. İçimizde mayalanan her hüzün,...
  • Şehrengîz

    EdebiFikir
    Meslek ve esnafların tanıtıldığı,...
  • 1

    Kitap, daima kitap, her zaman kitap…

    EdebiFikir
    İsmail Kara tarafından yazılan bu...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Ömer asaf
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için okur
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için .
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Feyza
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Abdullah
  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır

    Celal Kuru
    27.02.2021

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • tarhların üzerindeki yaşlı gezgine

    By Bilal Can
    sürür rüzgar usul yazın bitişinde...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...