Yazılar:
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
  • Sezai Karakoç'un Hatıraları - 2
  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Sanat, Duyulara Verilmiş Şeylere Tekrar Şekil Vererek Onları İdeal Bir Yapıya Yükseltir

Attila K. Sezer  |  05/05/2016  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:2.046

1
wer

Uzun zaman önce bir dostum bana gelip “Oturup uzunca düşünmenin yazıyla ne ilişkisi olabilir ki bu iş bize aktarılmış olanlarla ve bir yandan da bizim gördüklerimizle, karşılaştığımız olaylarla bağlantılı değil mi?” diye sormuştu. Ben de onu “Eğer tanık olduğun bir olayı düşünüp tasarlamadan anlatmaya kalkarsan bu frenleri patlak bir kamyona benzer ki olur olmaz yerlere girersin ve ayrıca insan düşünmeden ne yapabilir ki?” diye cevaplamıştım. Biraz düşündü. “Bak” dedim “şimdi bile düşünüyorsun. Belki de aklında bana nasıl cevap vereceğini tasarlıyorsundur.” Gülümsedi. Fakat haklısın demedi. Bu diyalog böyle noktalanırdı ekseriyetle. Onun yerine şöyle bir laf etti dostum, “Zaten her bir yanımız kalıp olmuş, alçıda gibiyiz. Sen bari yapma, böyle olmazsa olmaz deme.”

Kant’ın sanata getirdiği birçok tanım var. Fakat bunların içerisinden en iyisi olarak gördüğümü sizinle de paylaşmak isterim: “Sanat, duyulara verilmiş şeylere tekrar şekil vererek onları ideal bir yapıya yükseltir.” Peki, bu ideal yapı nedir? Şimdi burada estetik “ide”ler yani sanatın ürettiği ideal yapı salt aklın güdümünden kurtulmayı başarmış metafizik olgunluktaki, duyuların ve daha çok kalbin (kalbe düşenlerin de diyebiliriz) biçimlendirdiği şeylerdir. Kant, burada daha çok duyulara dayalı imgelemin tasarımını ifadelendirir. Çünkü Kant, sanat yapıtı olarak şiiri göz önünde bulundurduğu için idelerin estetiğini öncül kılar. Hegel’in şiir sanatı için söyledikleri daha tafsilatlıdır. Hegel şunu söyler: “Şiir sanatı tinin (ruhun) evrensel sanatıdır ve gerçekleştirmek için duyulabilir materyale, hammaddeye daha fazla gereksinimi olmadığı için çok daha özgür bir sanat türüdür.” Burada şairlerin gerçek dünyadan asgari düzeyde esinlenerek yazdığının ve asıl duyulamayanın (metafizik gerçeğin) malzemesine, materyaline ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.

***

Geçenlerde garip bir adamla karşılaştım. Adam ne söylesem aynını dile getiriyordu. Sanki beni takip eden bir yankıydı bu.

“Nasılsın?” dedim, “Nasılsın?” dedi.

“Saat kaç?” dedim, “Saat kaç?” dedi.

“Çay içer misin?” dedim, “Çay içer misin?” dedi.

Bunun üzerine “İçerim” dedim, o da “İçerim” deyince iş sonuca bağlanmış oldu. Çaylar geldi. Böyle biriyle konuşmak ne mümkün! Sanki kendi kendine konuşuyormuşsun gibi oluyor. İşte böylesi insanlarla belki sohbet edemezsiniz ama iyi gözlemlerseniz çok iyi bir öykü karakteri kurabilirsiniz. Öyle anlarını yakalayacaksınız ki karakter saat gibi olacak. Yani onun ruh hali teklemeden, çelişmeden kayda geçmeli. O yüzden bilhassa öykücünün ve romancının dikkati başka durumlar üzerine yoğunlaşır. Kalabalığın içinde birbirinden habersizce yürüyen insanların bütün sağırlığını bu dikkatiyle çözen öykücü ve romancı insanın göremediklerini iyi bir biçimde göstermekte mahirdir. Gözlem gücünüzü arttırmak istiyorsanız, izlemenin yanı sıra, izin verdikleri ölçüde ve olabildiğince insan tanıyın. Kayıkhanelere gidip balıkçıların sohbetine kulak vermek, toplumdan dışlanmış, yalnız insanların aralarına karışmak, meczupları tanımak ve onların ruh hallerini tahlil etmek şüphesiz önemlidir. Bir yandan da mekân gözlemi yapmak gerekiyor. Çünkü her şeyi tahayyül edemeyiz. Bu aslına uygun olmayabilir. Aslına uydurmak gibi bir kural yok fakat gene de gezdiğiniz yerleri not alıp oraların ayrıntılarını kurmaca içinde kullanmak sizi daha çok zenginleştirecektir. Bu gezmeden kastım seyahat değil. Onu da yapın fakat mezarlıkları, hastaneleri, duruşma salonlarını, mahalle kahvehanelerini, kamu binalarını, tarihi sarayları, tekkeleri, dergâhları, türbeleri, sebze hallerini, balık mezatlarını, oto tamirhanelerini, semt pazarlarını ve daha birçok mekânı gezip tanımak ve oralardan anlatılar çıkartmak, oralarda bulunan insanların yaşadıklarını dinlemek, belki bazı olaylara şahitlik etmek yazıyı taşıyan kolonlardan biri olabilir.

***

“İçinde yaşadığımız çağda daha çok önemli olan, sanat yapıtının yaratıcısıyla ilişkisini araştırmayı bırakıp yapıtın alıcıları karşısındaki konumunu güvence altına almaktır”  Rilke böyle söylüyor. Şair bunu yaşadığı dönemin içinden dile getiriyor. Şimdiye baktığımızda kolaylıkla durumun çok da farklı olmadığını görebiliriz. Sanat yapıtını önemli kılan saikleri madde madde yazsak ne tutar ki? Biz eseri yazarıyla mı ilişkilendireceğiz yoksa okuruyla olan bağından mı bir şeyler çıkartacağız? Pek tabiî ki okurun eserle bağı yadsınamaz bir gerçektir. Fakat eseri yazarından kopartacak denli kötü bir tutumdur bu. Okumaya başladığımız eserin en büyük ölçüsü onu ne kadar kişinin okuduğu veya onu kimlerin sahiplendiği değildir. Aksine okuduğumuz eserin içindeki dünya yazara aittir ve onu daha iyi kavramak için eserle onu meydana getireni araştırmalıdır.

Peki sizce bir yazarı iyice tanımanın yolu nedir?

 

Attila K. Sezer

 

Birinci yazı: Amaçsız Öyküyü İlginç Kıl
İkinci yazı:   Şiir Tevâzuu Kaldırmaz Gerçek Şiirde Haklı Bir İddia Vardır

 

Tweet

1 Yorum

  1. Yesil_kalb 15.05.2016 22:58:47

    bir yazarı iyice tanımanın yolu, butun eserlerini okumaktir

    Cevapla

Yesil_kalb için bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Geriye Acıtan Güzelliğin Kalır

Sonraki Yazı

Medeniyet ve Tabiat

İlgili Yazılar

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    Bizi buraya sıkıştırdılar, bizi...
  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    “O güne kadar İslam, içimizde...
  • 2

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    Dünyanın bu yakasındaki çocukların...
  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 1

    Sizden Gelenler
    Cemal Süreya'nın biz yazmayı ondan...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Bana Verilen Armağan için dönem bitiyor ve ben
  • Şimdi ya Sonra Belki de Dün için Ketebet
  • En Sevdiğimiz Kitap İsimleri için Ambrosia
  • Sırrı Fâş Eylemek için Nagehan
  • Revü Gülütü için Nesnâs
  • Revü Gülütü için Yarı donuk hevesimi ellerine veriyorum
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Kardeş
  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan
  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    20.01.2021

  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    19.01.2021

  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat

    Abdurrahman Mıhçıoğlu
    18.01.2021

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Edebifikir Söyleşi Takvimi

    By EdebiFikir
    İnsan kendi eksikliğini bir türlü...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...