Yazılar:
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
  • yekinen
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II
  • Batlamyus ve Bilimsel Gerçekler!
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Sıcak Bir Kış Günüydü

Muhammet Emin Oyar  |  14/01/2015  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:3.740

3

“Çocuklar kalkın artık, bakın dışarısı bembeyaz olmuş.” Bu çağrıyla anlardık karın yağdığını. Twitter henüz yoktu. Diğer zamanlar yataktan kalkmamız için kırk takla atan annelerimiz, odamıza dahi girmeden bu seslenişi nida ettiklerinde yatağımızdan fırlar, pencereye koşardık. Pencerenin buğusunu silip ağzımızın suyunun akmasına engel olamadan karı seyrederdik.  Kardaki bu çekiciliği anlamak mümkün değildi.

Karın ilk yağdığı gün aynı zamanda kahvaltının en kısa sürdüğü gün olurdu. Çayı sulayarak bir dikişte içer yumurtayı kabuğuyla yerdik. Kardeşimle birlik olup babamı kara boğmak ve kardan adam yapıp kafasına high kick vurmak için yerimizde duramazdık. Alelacele biten kahvaltının ardından anneannemizin ördüğü kazakları giyip ayağımıza iki kat çorap ve plastik çizmelerimizi de geçirdikten sonra sokağa hücum ederdik. Artık anneanneler kazak örmüyor değil mi?

Karın keyfini doyasıya çıkarır, ellerimiz ve ayaklarımız uyuşuncaya kadar kartopu oynardık. Eve her yerimiz ıpıslak olmuş halde gelirdik. Annemizin, “Ah be oğlum! Ben size bu kadar çok abartmayın demedim mi? Hasta olacaksınız şimdi.” şeklindeki yakınması hep boşunaydı. Mutlaka demişti ama biz onu duyacak halde değildik. Ve bu yüzden hep hasta olurduk.

Soba harlanır ve ısınmak için karşısına dikelirdik. Bir anlık sıcaklık farkından dolayı ayak tabanlarımız ve avuçlarımız yanardı. Çok acırdı. Bağırmak isterdik ama bağıramazdık. Çünkü annemiz demişti… Sobanın üzerindeki akşamdan kalma mandalina kabuklarını, kokuları gittiği için sobanın içine atardık. Turunçgil kabukları kış aylarında evlerimize bahar ferahlığı yayardı. O yarım saatte bir fıslatan oda parfümlerine benzemezlerdi.

Mavi tutamaklı beyaz resim dosyalarımız vardı. Okula giderken onları kızak gibi kullanır üzerine oturup kendimizi yokuş aşağı salardık. Pastel boyalarımız da kırılırdı bazen. Okulların tatil olduğunu da okula gittiğimizde öğrenirdik. Şimdi saçma geliyor ama o zamanlar hiç saçma gelmezdi. “Biz okula gelebildiysek okul niye tatil oldu ki?” diye düşünmezdik. Yollar kapandığı için çevre köylerden gelemeyen arkadaşlarımızı düşünürdük.

Eve aheste aheste dönerken siyah eldivenlerimize konan kar tanelerini incelerdik. Televizyonların, radyoların hatta telefonların üzerindeki dantellere benziyorlardı. “Hepsi birbirinden farklı olur” derlerdi, inanamazdık. Ama hakikaten o soğuk dantel parçalarının hepsi de birbirinden farklıydı; her canlı gibi. Acaba kar taneleri de canlı mıydı?

Sokaklara dökülen soba külleri sadece sokakları değil içimizi de karartırdı. Tamam, arabaların kaymaması için dökülüyordu o küller ama bizim karlarımız eriyordu. Bu yüzden kar küreme araçlarını, tuzlama çalışması yapan belediye işçilerini, sokaklara kül döken komşularımızı sevmezdik. Güneşi de sevmezdik. Geceleri ortaya çıkan, “bozaaa” diye nara atan kış canavarının güneşi yemesi için dua ederdik.

Kışın masumiyeti, üzerimize yağardı. Kış, ne kadar soğuk olsa da en eğlenceli anlarımızın zaman zarfıydı. Tâ ki büyüyüp, muslukların donduğuna, yollarda mahsur kalanlara, evsizlere… yani kışın cefasına şahit olana kadar.

Muhammet Emin Oyar

geylani
Tweet

3 Yorum

  1. lina 31.12.2015 00:29:59

    “Çocuklar kalkın artık, dışarısı bembeyaz olmuş olmuş” böyle bir sesle anlamazdık ilk karın yağdığını. Her kes en derin uykularında iken ilk biz görürdük gözümüz yaşlı babamızı beklerken pencere önünde. Kar hem umut demekti bizim için hem acı. Karın ilk yağdığı gün kar taneleriyle beraber özlemimiz düşerdi toprağa. Kardeşlerimle bir olur sokakta babalarıyla oynayan çocukları izlerdik… annemizden oynamak için izin istemeye utanırdık o hasta yatarken. kar “oynamak” bizim için fazla lüxtü. Bizim hiç mandalina kokan evlerimiz/sobalarımız olmadı yakacak odun bulduk mu şükrederdik. Sahi bir anneannemiz de yoktu kazak ören yokluğunu çokta hissetmezdik gerçi. Kış O uzun gecelerde yüreğimizi daha çok yakardı daha derinden hissederdik kimsesizliğimizi ta ki kimsesiz lerin kimsesini tanıyana dek sonrasında kış baharımız oldu…

    Cevapla
  2. m. e. oyar 30.12.2015 17:51:11

    afiyet olsun…

    Cevapla
  3. abdülmecid fahri 14.01.2015 15:52:23

    Elinize sağlık.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Aynadaki Yalan

Sonraki Yazı

Kitap-lık

İlgili Yazılar

  • 1

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    Dünyanın bu yakasındaki çocukların...
  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 1

    Sizden Gelenler
    Cemal Süreya'nın biz yazmayı ondan...
  • Zamana Muhalif Bir Mekân: Irgandı Köprüsü

    Muhammed Furkan Kâhya
    Köprü denilince akla, iki yeri...
  • Postmodern Babil Efsanesi: Dilin Yeniden İnşası

    Mehmet Erikli
    İçinde bulunduğumuz dönem,...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan
  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih
  • Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 5 için kütüphanesinden uzak üniversiteli
  • yekinen için Meclis-i Şuara
  • Birilerinin Suyu ve Ateşi Olmak için Nesnâs
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Halil Kütahyavi
  • Konuşan Tarih 4 için ihsan
  • Gerçek Kesit için google---
  • Birilerinin Suyu ve Ateşi Olmak için Muhtaç

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

  • Sırrı Fâş Eylemek

    Sulhi Ceylan
    14.01.2021

  • yekinen

    Feyyaz Kandemir
    13.01.2021

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    12.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 4

    Rüzgâra Tutulmuş Günler – 28

    By Sulhi Ceylan
    17 Temmuz 2019 – Çarşamba Dilimde,...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...