Yazılar:
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı
  • Göğü Delen Adam
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Uğultu ve Titreme

İbrahim Halil Aslan  |  24/07/2015  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:5.658

5

Aliya İzzetbegoviç’in meşhur bir sözü var ki; insanlık aklı bir bilyenin içine sığacak kadar yoğunlaşırsa ancak o zaman haklılığına bir paye biçilebilir: “Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil; dostlarımızın sessizliği olacaktır.” Müthiş öngörü! Düşman tanımını şahsi değil; fikri kabul ettiğim kılavuz… Ne zaman ferdi veya ictimai bir mücadelenin ortasında bulsam kendimi, bu söz, muhayyilemin her dişlisini biteviye sızlatır. Peşinden gelen sabahlamalarda kimyanın çaresiz kaldığı baş ağrılarıma merhem ettiğim fikir mülahazaları bu söz etrafında dönüp durur.

Bu mülahazalar, bir zamanlar beni uykulardan uyandıran uğultular ve titremelerle göbek bağı varmışçasına bir girdabın dışa doğru patlamasını andıran şeklinden ibaret… Her dönüşte aynı noktaya geldiğim, fakat öncekiyle kıyas kabul etmeyen bir idrâki mümkün kılan bir girdap… Bu ıstıraba adını koyma kudretim olsa “Benlik” derdim. Aklımla ve nefsimle bir bütün olarak yaratılmış varlığımın asıl bütününe varma çırpınışları… İşte mücadele dediğim şeyin en kesif tanımı burada karşıma çıkıyor. Her oluşun tecelli olduğuna kesin iman etmişken, sebepleri hazırlamaya imkân tanınmaması dışardan başlayıp içimde bataklığa bürünen mücadelenin negatifi gibi. Siyahı beyaz, beyazı siyah gösteren bu aynanın hangi tarafında ben duruyorum? Daha muallak olanı diğer tarafında duran insanlara, karşı taraftaki ıstırabı göstermeyecek kalınlıktaki perdeyi çeken nedir?

Bir tarafta aynanın diğer yüzünü görmediği halde öngörüde bulunduğu iddiasıyla bu tarafa da mâlik olmaya uğraşan ve yaşantımın seyrini, kendi aklını nefsinden arındıramadığı sıçramalarına göre tasarlamaya çalışan kural koyucularım… Diğer tarafta imanından başka hiçbir akla sualsiz teslimiyeti kabul edemeyen nefsim…

İşte bugünkü mücadelemin fotoğrafı budur. Ehliyeti olmadığı halde doktor cübbesi giyenler, ecelim hakkında hüküm verme gayretini ve amelime ömür biçme hakkını, yine bizzat kendi irademle önlerinde eğilerek sunduğum hürmet kadehinden alıyorlar. Dolmakalem tüccarlığı… Mürekkebi istemeyen adama güzel(?) yazıyı zorla satma telaşı… Öyle bir telaş ki; mesleğine hürmeten fikri alınan adamın tercihi kabul görmezse, bunu şahsına hakaret sayacak bir korkudan ibaret…

Ancak baş bir kez eğilmiş ve kadeh sunulmuştur. Artık suyun yatağı değiştirilecekse; ayna kırılmadan, kadeh dökülmeden olacaktır. Haliyle mevzumuz bunlar değil; bir şekilde üzerine giydirilmiş pelerini kaybetme korkusundan sesinin tonuna set çeken dostlarımızdır.

Bu dostlar mücadelenin başlama çizgisinde yer almazlar ve kulvarın ahvalinden, derin ve sancılı muhayyilenizle bitişe varmak için öngördüğünüz çözümlerden haberleri yoktur. Sadece bitiş çizgisine odaklanırlar. Böylece sizden daha uzak bir öngörüye sahip olduklarına kendilerini inandırırlar. Hâlbuki fikir diye ortaya koydukları şey, pelerinlerini sırtlarına geçirenlerin aynanın öbür tarafından seslenip durduklarıdır. Kendilerine olan muhabbetimizden dolayı onları tasvir ederken kelimeleri özenle seçtiğimiz bu dostlarımızın üç aşamada yaşadıkları tek bir ceza vardır: vicdan törpüsü. İlkini sizi ikna etmeye çalışırken, ikincisini aynanın diğer tarafına ‘haklısın’ derken ve sonuncusunu da siz bitiş çizgisine varmadan yaşarlar. Fakat pelerinleri vicdanlarının ses duvarları olmak kudretindedir. İçlerinde büyüyen azabı kendilerince masum sebeplerle yatıştırıp suskunluklarını en büyük bir gayretle önünüze bırakırlar.

Bu vicdan muhasebesinin cam şişedeki berrak su şeffaflığı mesabesindeki yegâne sebebi ise hakikati perdelemeleridir. Bu dostlar, eğer vicdanlarını kendi içlerinde dahi susturacak katılığa niyet etmemişlerse -ki ettikleri an ünsiyetin kalbini bıçaklamış olacaklardır- muhtemelen ömürlerinin sonuna kadar hakikate ettikleri bu eziyetin bedelini derin vicdan muhasebesiyle ödemeye memur etmişlerdir kendilerini.

Her şeye rağmen; halen dostumuz olarak bildiğimize göre, bıçak kınından çıkmamıştır ve hakikatin bahar geçmeden filizleneceğine dair umut vardır.

İbrahim Halil Aslan

 

Tweet

5 Yorum

  1. bilge kağan 30.07.2015 12:05:59

    yazı titretti beni de. anlaitım biraz daha açıkça olsa daha iyi olurdu tabii.

    Cevapla
  2. umur samaz 29.07.2015 15:50:43

    ibrahim, seninle tanıştığımız gün bana bu kadar sigara içirttiğin için sana sitem edeceğim

    Cevapla
  3. mavera 29.07.2015 15:49:02

    ibrahim halil aslan roman yazsın!

    Cevapla
    • tonyukuk 30.07.2015 09:09:45

      buyorumu görünce yazıya dönüp bir kere daha baktım. kesinlikle yerinde bir tespit

      Cevapla
  4. haddi muttasıl 27.07.2015 22:00:18

    İbrahim, Necip Fazıl’ın aklı kamaştıran üslup çerağından parıltılarla doldurduğu kalemiyle aynaların ardına ışık tutmaya çalışmış… Üslubu her yazıda daha bir oturuyor, güzelleşiyor.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

İsyanca

Sonraki Yazı

İşe Gitmek İstemediğim Günler

İlgili Yazılar

  • 2

    Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    “Sağlığında nice ehl-i...
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi V

    Bilal Can
    I. İçimizde mayalanan her hüzün,...
  • Şehrengîz

    EdebiFikir
    Meslek ve esnafların tanıtıldığı,...
  • 1

    Kitap, daima kitap, her zaman kitap…

    EdebiFikir
    İsmail Kara tarafından yazılan bu...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Cüneyd Dal'ı Okur
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Sühan perver
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Feyyaz Kandemir
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Celâl Kuru
  • Dut Ağacı için Eksi Beş Karış Miyop
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için sıkı can iyidir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için yayını kaçırmış kişi

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)

    Cüneyt Dal
    22.02.2021

  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    20.02.2021

  • Sermest Gezegeni Radyo Programı

    EdebiFikir
    19.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 3

    Fayrap Çıkmaya Devam Ediyor

    By EdebiFikir
    Popülist edebiyat dergisi Fayrap,...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...