Yazılar:
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları
  • Hitler’in Sahte Günlükleri
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Yüzleşme

Mustafa Çolak  |  28/01/2014  |  Kategori : Deneme   |  Okunma:3.824

4
yilan ve kurbaga

Mustafa Çolak, bilgelik kapısından girdi.

***

Bunalım sayfalarda güzeldir. Gerçek hayat bunalımı kaldıramayacak kadar hafiftir.

Hayatla dalga geçen ve her fırsatta hayatın saçmalığına dem vuran insanlara baktığımda bunu sadece yazılarında veya bazı konuşmalarında yaptıklarını görürüm. Yaşamları, küçümsedikleri diğer insanların yaşamlarından farksızdır. Hatta kendileri daha da gömülmüşlerdir yaşam oyuğunun içine. Karşı çıktıkları tüm sistemlerin köleleridirler. İnsan kendini kandırmayı ne çok seviyor! Ve insan, tutunamadım diye diye hayata bir yerlerinden tutunmak için ne çok çaba sarf ediyor!

Tüm bu vaveylâlardan sonra şöyle bir etrafıma göz gezdirince, gece yarısı bir mezarlığın kenarında çöküp kalan erkeğin gözlerindeki hüzün, söylemek istediklerimi hissettirir bana. Anlarım; söz dinlenmez ve söylenemez, söz sadece hissedilir.

Yaşamdan herkes farklı şekilde tat alır. Akşamüzeri ıssız bir tren garında yalnızlığını damarlarında gezindirip mısralar düşen adamla, elindeki poşetle kendisini üç çocuğun beklediği eve ekmek götüren adam arasında hayatın içindelik-dışındalık noktasında hiçbir fark yoktur. İkisi de kendi hayatlarının tam ortasında yerlerini almışlardır.

Önemli olan, zaman kavramının, iki adamı da derinden acıtmasıdır. Zamanın geçişini belli bir tecrübeyle kavramış insan, kendini yaşama teslim etmiş insandır. Bunu kavramadan önceki dilim, mücadele dönemi, sonraki dilim, tam manasıyla teslimiyet dönemidir. Zaman, kendisini anlayan insana çok şey öğretir!

Karga kovucu gibi çevremdekileri yakınıma yanaştırmadığım, bunalımı son haddinde yaşadığımı ve benden ötesini kimselerin yaşayamayacağını zannettiğim o gülünç yıllar da bana çok şey öğretmiştir mutlaka. Fakat şu an onlara gülünç dememin sebebi, zamanın akışını izlemeyi öğrenmiş olmamdır.

Kendini karanlık odalara hapsedip, sigarasından çıkan şekilli dumanları seyreden bunalım kolikler şunu unuturlar: Hiçbir şeyden zevk almamak da bir zevktir ve tüm zevkler gibi geçicidir.

Bu hayatta hemen herkes kendi istekleri dışında yaşar. Çünkü yaşam, kendi isteğimiz dışında bize verilmiştir. O halde yaşamdan, senin isteklerini karşılamasını beklemenden daha saçma bir şey yoktur.

İnsan, hiç uyanmasa uykunun güzel bir şey olduğunu anlayamazdı.

Ölümü yaşamaya tercih etmek ise cesaret meselesi değil, irade meselesidir. Ancak iradeli insanlar yaşamayı başarırlar.

Yaşam, birtakım kararlar ile köşelerini belirlediğin örümcek ağından ibarettir. Her insan, köşeleri belirledikten sonra yavaş yavaş yuvasını örer ve ördüğü ağı sebepsizce korumakla görevli hisseder kendini. Sonra da kocaman dünyada kendi ördüğü ağa kendini hapsetmeyi marifet sayar. Kendi basiretini yine kendisi bağlar.

Ancak bunu elimizde olmadan yaparız çoğumuz. İçgüdüsel olarak. Aynı örümcek gibi. Sonra dönüp baktığımızda bunu neden yaptığımızı, hatta şu an nerede olduğumuzu bile hatırlayamayız. O -ara-da bir şeyler olmuştur ve neyin nasıl olduğunu sorgular dururuz.

Yazgısını değiştirmek isteyenler çoğunlukta olduğu gibi, kaderine boyun eğenler de vardır ve boyun eğenler, aslında elinden hiçbir şey gelmediği ve buna mecbur olduğu için değil, anlama ve bilmenin bir noktadan sonra gereksiz olduğunu kavradığı için hayatlarını ses çıkarmadan sürdürmeyi tercih etmişlerdir.

Ya da dünya, tam bir lağım çukurudur diyebilirim. Çıkmak için debelenenler iyice pisliğe bulanırlar. Nerede olduğunu anladıkça mide bulantın o kadar artar ve içinde bulunduğun kuyuda yaşaman, bilinçlendikçe zorlaşır. Tam tersine gün geçtikçe hayattan daha çok zevk almaya başlıyorsan, hınzırlaşıyorsun demektir.

İki soru:

Çayın kaynama sesi, bu yoğun koşturmaca arasında ne ifade eder?

Veya kime ne diyebilirsin, yazmanın gerekliliği hakkında?

Bu tür soruları yaşama esnasında ara ara durup, kendilerine soranlar ile soracak hiçbir sorusu olmayanların savaşında, olsa olsa savaş muhabirliğidir yerim. Fakat savaş muhabirliğinin koşturmacasından da sıkıldım.

Bugün yirmi beş Ocak. Sıkıntı benim her şeyim. Telefon icat edilmeden önce telefon diye bir şeyin icat edilmesi gerektiğini savunan bir adamdan farksızım.

 

 

 

Tweet

4 Yorum

  1. lokman hekim bizim köyde;enes bayoğlu 29.01.2014 09:45:09

    Hayat bu kadar anlaşılmaz değil Enes, önemli olan basite irca etmek…
    bu tavsiyelerde bulunan Edebifikir’in benzeri bir şekilde bilgelik kapısından giren Mustafa Çolak’a telkinde bulunması +++
    şu günlerde yazmak ve bir çay yudumlamak için yaşanılacak kadar bilgelik mistisizmi çayına uzaklaştıkça yazılan çizilen herşeyin; bir Bandırma Vapuru gibi ne kahramanlık yaparsa yapsın bir kenara çekilip kendini sergi malzemesi olarak sunmasını normalleştirecek boyutta olması elbette rahatsız edici bir durum.
    ve bu savaşın en çetin tarafı bu savaşa muhabir olmaktır ki,vapurun son halini gözler önüne serebilesiniz sayın Çolak.

    Cevapla
  2. dibace 28.01.2014 14:04:55

    Evet sayin colak, bu dediginiz yuzlesmeyi ben de vakti zamaninda cok yapmistim. Hele ki yazi yazan arkadaslarimin inek ve hirsli ve hayati son derece onemsemelerine uzun sure sasirdim. Sonra soyle bir formul gelistirdim; ya bunlarin acilari sahte yahut bunlar klavye basina oturunca farkli biri oluveriyorlar. Sonra ” gercek” olanlarina rastlayinca rahatladim az da olsa..evet cogu seyi sacma bulabiliriz, yillarca boyle yasayabiliriz ama bu hic iyi bir hal degil ey ahali..o zaman surekli bitse de gitsek modu sizi ele geciriyor. Gecirmekle kalmayip hayatinizi yonlendirebiliyor. Ne yapak.

    Cevapla
  3. mahmut peltek 28.01.2014 13:24:36

    yaa bıraksın bu ayakları. hep tırıvırı. hikaye. paranın içinde yüzüyor, tabii mutlu artık.

    Cevapla
  4. süttençıkmışakkaşık 28.01.2014 12:54:45

    Ne güzel söylemiş : ‘ Hiçbir şeyden zevk almamak da bir zevktir ve tüm zevkler gibi geçicidir. ‘ Doğru söylemiş…

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Belki de Senin Hikâyendir

Sonraki Yazı

Edebifikir Kitap Pusulası: Sezai Karakoç

İlgili Yazılar

  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    Gece yaptığım seyahatlerdeki kadar...
  • 2

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    Bizi buraya sıkıştırdılar, bizi...
  • 1

    Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    “O güne kadar İslam, içimizde...
  • 2

    Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    Dünyanın bu yakasındaki çocukların...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Hamdullah
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Tacettin
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Sümeyye
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III için lamekan
  • Edebifikir Radyo için Hep Hiç
  • Edebifikir Radyo için eski bir radyocu
  • Edebifikir Radyo için Nazenin
  • Edebifikir Radyo için yemen illerinden
  • Edebifikir Radyo için Bilmesendeolur
  • Edebifikir Radyo için .

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    22.01.2021

  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    22.01.2021

  • Hitler’in Sahte Günlükleri

    Davut Bayraklı
    21.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 1

    Kir Gazeli

    By Sizden Gelenler
    Çıkmıyor üzerimden ne yapsam da bu...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...