Yazılar:
  • Edebifikir Radyo
  • Hitler’in Sahte Günlükleri
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
  • Sezai Karakoç'un Hatıraları - 2
  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat
  • Revü Gülütü
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

15 Temmuz Gecesi Ne Yaptınız?

İbrahim Halil Aslan  |  26/07/2016  |  Kategori : Darbe Gecesi Ne Yaptınız?, Dosyalar   |  Okunma:3.959

15 temmuz

Ağlamak Rahatlatmıyor, Öfkelendiriyordu!

Bilgisayar başında işlerimi yapıyordum. Sözlükte bir başlık gördüm “15 Temmuz 2016 darbe girişimi iddiaları” diye… Birileri milleti trollüyor diye düşündüm. Linke göz ucuyla baktım. Askerler sıkıyönetim var, evlerinize gidin diyordu. Yine inanmadım tabiî. Biraz işlerime devam ederken yorumları falan okumaya devam ettim. İçerden seslendiler “Koş, başbakan açıklama yapıyor” diye. Evet, kimsenin aklına gelmeyen olmuştu. Cânım ülkem “Manyak mısın abi, darbe falan geçti o işler. Artık imkânı yok yaa…” diye üst perdeden konuşan bizleri ters köşeye yatırmıştı. Sosyal medyadan neler olduğuna baktım. Çoğunluk sokaklara inerken kimisi bunun bir tiyatro olacağını söylüyor kimisi de market, akaryakıt ve banka kuyruklarında pozlar veriyordu. Ortada şüpheli bir durum vardı, evet, ama anlamaya vakit yoktu. Anlayacağımız ne varsa dışarı çıktıktan sonra anlardık. Ya şimdi harekete geçecek ya da bu hareketsizliğin acısını bir ömür çekecektik.

Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra dışarı çıktım. Ulaşım bitmişti. Havalimanı, Taksim, İBB gibi yerlere gitmemin imkânı yoktu. İstinye meydana doğru yürümeye başladım. Yakınlardan silah sesleri geliyordu, sağda solda üç beş kişilik gruplar İstinye meydanda tankların olduğunu söylüyordu. Silah seslerini Rizeli komşularımın gaza gelip havaya sıkmalarına yordum. Çünkü yakınlarda gâvur ABD konsolosluğu hariç önemli bina yoktu. ABD konsolosluğunun ışıklarına baktım, her zamanki gibi bütün ışıklar yanıyordu. Hiçbir değişiklik yoktu. Meydana yürümeye devam ettim. Arada bir yükselen silah ve jet sesleri haricinde on dakika kadar derin bir sessizlik ve karanlık içinde yürüdüm. İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyordum ve açıkçası meydana inerken korkuyordum. Bugüne kadar sokakta kavga etmekten, en ufak tartışmalara girmekten bile kaçınmış biri olarak belanın büyüğüne bulaşmak kolay değildi benim için. Fakat geri dönüş yoktu. Öleceksem de bu gece ölecektim. Mezarlığın önünden geçerken kabir ehline selam verdim, Fatiha, İhlâs, Felak ve Nas surelerini okuyup sevabını hediye ettim. Artık geri dönmemeye hazırdım.

Meydana indiğimde küçük bir kalabalıktan başka bir şey görmedim. Tanklar yoktu, insanların çoğu arabalara doluşup diğer meydanlara gitmiş sonradan öğrendiğime göre. Derken hastaneye yaralılar gelmeye başladı. Meğerse borsa İstanbul’da çatışmalar varmış. Küçük küçük yaralar. Kimi kolundan, kimi bacağından… Sonradan yaralılarla konuştuğumda ateş açan kimseyi görmediklerini ama saçmayla vurulduklarını söylediler. Asker saçma atar mı? Atmaz. Çok gündeme gelmedi ama kaosu fırsata çeviren teröristler vardı belli ki. Bir sabah olsa her şey bitecek diyordum. Ama ya sabaha çıkamazsak? Ya başarırlarsa? Başaramazlar; Allah büyüktür!

Bir elimde telefon, nerede ne olmuş diye bakarken diğer taraftan yaralılar için ne yapabilirim diye hastanenin önünde bekliyordum. İnsanlar çok iyi organize olmuştu. Taksi tutup yaralıları almaya gidiyor, sedyeleri getiriyor, ağır yaralıları diğer hastanelere kendi arabalarıyla taşıyorlardı. Diğer taraftan güzel haberler de gelmeye başlamıştı. Halk cuntayı teslim alıyordu. Sadece zafer görüntüleri yoktu elbette. Şehitler, gaziler… Jetler alçak uçuş yapmaya başlamıştı. Artık her şeyi yapabileceklerini düşünüyordum. Hastaneyi bombalayabilirlerdi mesela.

Aniden bağırtılar yükseldi. Ağır yaralı geliyordu belli ki. Hastayı içeri aldılar. Kapının önünde hafiften ağlaşmalar. “Gözünden vuruldu abi ya…” diyordu bir genç ağlayarak. Yarım saat geçmeden haberi geldi. Annesinin feryadıyla birlikte hüngür hüngür ağlamaya başladım. İlk defa ağlamak rahatlatmıyor; aksine öfkelendiriyordu. Sonradan öğrendim. Fatih Satır. 25 yaşında. Allah rahmet eylesin.

Gerisi malum. Sabaha kadar beklemeler, az uykuyla tekrar meydanlara koşmalar… Fakat bu süreçte anlatılmaya değer çok şey var. Ferâset mesela. Televizyonda bir gazeteci “Diyanet sabaha kadar ezan ve salâ okusun, halk kışlaların önünü kamyonlarla kapatsın” diyor ve belki de işin seyri değişiyor. Hiç hazırlıksız, o an bunu söyleyebilmek… Ya da “Artık buranın komutanı benim” diyen adamı hiç düşünmeden alnının çatından vuran Ömer Halisdemir. Allah rahmet eylesin.

Yıllardır bir türlü üzerimden atamadığım uyuşukluk yerini yüksek bir bilince ve enerjiye bırakmış durumda. Sürekli ‘Yapılmayan, gözden kaçan ne var? Ne yapmalıyız?’ diye düşünüyordum. Aradan iki gün geçmeden gördük ki; yurt dışında çok kirli propaganda yürütülüyordu. DAEŞ darbe yaptı diyen de vardı şeriatçılar meydanlara indi diyen de… Belli ki; bu yeni dalga dedikleri şey böyle gelecekti. Twitter’dan arkadaşlarla örgütlenip yurt dışındaki insanlara gerçeği anlatacak çalışmalar yapmaya başladık. İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, İbranice, Boşnakça, Arapça ve daha birçok dile çeviriler ve farklı platformlarda yayınlar yapmaya devam ediyoruz.

 

 İbrahim Halil Aslan

 

 

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Eskimez Pörsümez ve Ebedi Yeni

Sonraki Yazı

Anılar

İlgili Yazılar

  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat

    Abdurrahman Mıhçıoğlu
    Dosyamızın yeni listesini Abdurrahman...
  • 4

    Dosya: 2050 Yılında Türkiye – 5

    Sulhi Ceylan
    Yazarlarımız 2050 yılına dair...
  • Dosya: 2050 Yılında Türkiye – 4

    Bilal Can
    Yazarlarımız 2050 yılına dair...
  • 3

    Dosya: 2050 Yılında Türkiye – 3

    Bahadır Dadak
    Yazarlarımız 2050 yılına dair...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2 için Mahmut
  • Hitler’in Sahte Günlükleri için İlker Orbaylı
  • Bana Verilen Armağan için dönem bitiyor ve ben
  • Şimdi ya Sonra Belki de Dün için Ketebet
  • En Sevdiğimiz Kitap İsimleri için Ambrosia
  • Sırrı Fâş Eylemek için Nagehan
  • Revü Gülütü için Nesnâs
  • Revü Gülütü için Yarı donuk hevesimi ellerine veriyorum
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Kardeş
  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    21.01.2021

  • Hitler’in Sahte Günlükleri

    Davut Bayraklı
    21.01.2021

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    20.01.2021

  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    19.01.2021

  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat

    Abdurrahman Mıhçıoğlu
    18.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Denize Açılan Kapı

    By EdebiFikir
    Künye: Denize Açılan Kapı, Rasim...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...