Kerim Kolat: Vasiyetim

Sizler, iş bu vasiyeti okurken ben o yıllarca merak ettiğiniz ve mahiyeti hakkında dinî kaynaklardan edindiğiniz bilgiler dışında pek bir fikre sahip olmadığınız Berzah Âlemi’nin tam ortasına gönderilmiş bulunuyorum. Yani biraz farklıyım şu sıralar. Burada hava, su, ekmek, kavga ve amaçlar başka şey için artık. Yasaklı olduğumuz için daha fazla bilgi veremiyorum. Yani, “orası nasıl biraz bir şeyler anlatsana” deseniz, dediğinizle kalırsınız.

Cenaze törenimde Edebifikir tayfasından kimseleri görememiş olmak ikinci bir ölüm acısı yaşamama sebep oldu. Salıma yapışan 400 adam vardı da inanmışları neredeydi?

Sulhi Ceylan: Kızağa çektiğin İsmet Özel kitaplarını Raşid Ulaş’a ver lütfen. Ver ki sussun. O gün sen gittikten sonra arkandan demediğini bırakmadı. Saçlarını yeniden uzat. Kel olduğum için bir eziklik yaşadığımı düşünüyorsan, hayır.

Mehmet Raşit Küçükkürtül: “Gitme” demiştim. “Döneriz inşallah” diye cevap vermiştin sen de. Sen döndün fakat ben yokum. Rahatladın mı? Hadi bir kere daha “Kerim Hocam bir çay içelim” de ve tek başına bir yudumda iç. Oh olsun.

Raşit Ulaş: Babana nasihatlerde bulun. Yüksek maaşlı bir iş bul ve her ay yarısını Kamboçya Müslümanlarına bağışla. Benim adıma bir araba tekerleği yaptır. O döndükçe dönsün dünyan.

Aydoğan K: Derhal sakallarını kes. Mesleğini değiştirip bir fitness salonu aç. Raşit Ulaş’ı baş göz ettir. Sulhi ağabey ile mektuplaşmaları kes. Sen yazmazsan o yanıt vermez biliyorum, kibarlığından yazmak zorunda kalıyor.

Abdullah Karaca: Çok yalnızsın bunu biliyorum. Hep yalnız ol. Sık sık limon ye. Kulaklarına iyi gelir.

Davut Bayraklı: Allah çınlamalarını alsın. Bana yine Orta Asya’yı anlat. Her cuma günü mezarıma gelmeni istemiyorum tabiî. Ama arada sırada hatırlayıver. Yanlışlıkla Yasin yerine Türkoloji makalesi okursan bozuşuruz.

Mehmet Erikli: Biraz yemek ye, kilo al. Benim adıma bir öykü yaz ve yine benim adımla Yedi İklim dergisinde yayımlat. Yayımlamazlarsa şurada burada adamlarım var de, tehdit et. Olmadı onlara bir Bahadır Dadak daha ver.

Ha adı geçmişken Bahadır Dadak: “Reis na’ber” deyişini çok severdim bilirsin. Her pazar gecesi saat 02:00 sularında mezarıma gelip bana “Reis na’ber” de.

Roy Jones: Seni tanımıyorum kimsin, ne geziyosun vasiyetimde? Kaybol.

Kitaplarımı kime bıraktığım ortada. Aldığım her kitabın ilk sayfasına tarih atıp altına oğlum ve kızımın adını yazdığım bundan dolayıdır. Zikreddin doktor olsun ve tüm sağlık sorunlarına çare bulsun. Oğlum, öyle bir “adam” ol ki, ortalıkta hastalık kalmasın.

Ölmeden önce satılığa çıkardığım arabamı aileme bırakıyorum. Eşime selam ederim. Hakkını helal etsin. Şeyhimizi çok sevmeye devam et.

İşte, imam efendi de talkını bitirdi gitmek üzere. Hadi kalın sağlıcakla. Hocam bak bi, zahmet olmazsa şu çocukluğumu uzat da git?

Kerim Kolat

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • abdulbaki , 12/09/2015

    Bizim göndermemiz güzel! :)

    Merak ettim; mümin munis abiyi vasiyetinde zikreden olmaz mı?

  • Trantula , 11/09/2015

    “Sizden Gelenler” de vasiyetini yazacak mı?
    Onu bekliyorum.

Trantula için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir