Muhammet Emin Oyar: Vasiyetim

Ölmeden önce ölenlerin sevgisini kalbimde büyüten Rabbime hamd olsun.

Bir Kızılderili atasözü der ki; “Doğduğunda sen ağlamıştın herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et.”

Yaşadığım için ölmedim; ölmek için, ölümümü bayrama dönüştürmek için yaşadım ve artık gidiyorum. Cemalullah’a erme ümidiyle ebediyete gidiyorum. Bu yolculuk sırasında tökezleyecek olursam da elimden tutulacağını umarak gidiyorum.

Hiç görmediğim babaannem, Yemen’de, Erzurum’da ve dokuz yıl boyunca daha birçok cephede askerlik yapmış ve sağ salim köyüne dönmüş Çoban Mustafa dedem, Necip Fazıl’a çok benzettiğim Sakallı dedem, çok sevdiğim Halil amcam ve Fedai başkan, geliyorum. Nereye gittiysem karşıma çıkan Fedai Tunca, bu sefer karşıma çıkacağını bilerek geliyorum.

Aşağıda belirttiğim maddeler vasiyetimdir. Yerine getirilirse memnun olurum. Olacak gibi değilse de canınız sağ olsun!

* Öldüğüm vakit, beni geciktirmeden köyümün mezarlığına gömsünler. Böylelikle ziyaretime gelmek isteyenler beni kolaylıkla bulabilirler.

* “Vah vah! Pek de gençti, yazık!” diyenlerin, bir zamanlar bağıra bağıra söyledikleri o şarkıda geçen “ölen hep ihtiyar mı?” sözü kulaklarında çınlasın. Göçüm, yüz yıl yaşamayı ve yüzüncü yaşlarında tövbe etmeyi düşünenlere ibret olsun.

* Cenazeme kimse güneş gözlüğüyle gelmesin.

* Mezar taşımla ilgili herhangi bir dileğim yok. Mezarımın yeri belli olsun yeter.

* İlk gece Ahmet Priyev ve Muhammad İsmij Hidayet mezarımın başında beklesinler. Ahmet yanıma kıvrılıp uyusun. Hidayet de sabaha kadar Yâsîn okusun.

* Kalan derslerimi Sorbon Tashrif tamamlasın. Diplomamı alıp okulun kantinine assın. Altına da “Dirisi mezun olamadı, ölüsü oldu” yazsın.

* Mehmet Serkan abi haftada en az bir kere ruhuma Fâtihâ okusun.

* Eskişehir’deki kitaplarım, neyim ve Abdullah Karaca’nın illüstrasyonu hariç tüm eşyalarım üniversite öğrencilerinin olsun. Onlar da mezun olduklarında eşyaları alt dönemlerine teslim etsinler. Bu böyle devam etsin.

* Neyim, babamın olsun. Her Cuma ziyaretime gelip mezarımın başında ney üflesin. Dede Korkut Kitabı hariç tüm kitaplarım kardeşim Mustafa’nındır. Belki bir gün birini açıp da okur. Dede Korkut Kitabı da Mehmet Raşit Küçükkürtül’ün olsun. Abdullah Karaca’nın illüstrasyonu da kardeşim Şeyma’nın olsun. Onu masasının bir köşesine yerleştirsin ve her gün ona baktığında “Sen nasıl bir abisin bıraka bıraka bunu mu bıraktın!” desin.

* Kitaplığımda Kitaplık dergisinin eski bir sayısı bulunuyor. Son sayfasında yaklaşık yirmi tane Sulhi Ceylan imzası olan bu dergi de Aydoğan K’ya gönderilsin. O ne yapacağını bilir.

* Herhangi bir borcum yok. Sadece birkaç ay daha elden ödenecek taksitim var. Onu da babama emanet ediyorum.

* Banka hesabımda biraz para var. Onunla Davut Bayraklı’nın kızına Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç külliyatları alınsın. Eğer bunlar ucuza denk getirilir de para artarsa kardeşim Aybike’ye bisiklet alınsın.

* Annem üzülmesin diyeceğim ama çok üzülecektir.

* Bir de herkes hakkını helal etsin…

Muhammet Emin Oyar

DİĞER YAZILAR

4 Yorum

  • Fatih Şahin , 08/01/2016

    Muhammet Emin, bu vasiyet bir harika!

  • ahmet oyar , 12/09/2015

    bıraka bıraka üfleyemediğim bir ney ve borçlarını mı bırakıyorsun?

  • abdulbaki , 12/09/2015

    Mütevazi bir vasiyet!

    Giderken bile arkadakilerin gücü nisbetinde vasiyet bırakıyorsun!

    Diğer yazaklara not : efebifikir okuyucularından bahseden veya onlardan bir şeyler talep edilmedi Şimdiye kadar geri kalanlar yazsın bari:)

    • Suz-i Dil , 26/04/2016

      İLGİNÇ!..

ahmet oyar için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir