Türkçe Sözlükleri

Türkçe, birçok lehçesi bulunan ve dünyanın en fazla konuşulan dillerinden biridir. Bütün Türk lehçelerini ifade etmek için genellikle “Türk Dili/Dilleri” tabiri kullanılır. “Türkçe” denildiğinde ise akla Türkiye Türkçesi gelir; Kırgızca denildiğinde Kırgız Türkçesinin, Uygurca denildiğinde Uygur Türkçesinin akla gelmesi gibi. Türkçeyi, “Türk Dili” ile aynı anlamda kullananlar da vardır; biz de hem genel olarak Türk Dilini hem de özel olarak Türkiye Türkçesini ifade etmek maksadıyla kullanıyoruz.

Türklerin İslâm’ı kabulüyle birlikte Türkçe değişim ve gelişim sürecine girmiştir. Türkler, din dili olarak Arapçanın ve edebî dil olarak Farsçanın imkânlarından yararlanarak Türkçeyi zenginleştirmiş ve bir edebiyat dili hâline getirmiştir. Bunun ilk verimleri, Karahanlı Türkçesi (Hakaniye Lehçesi) ile yazılan Kutadgu Bilig, Dîvânü Lugati’t-Türk, Atebetü’l-Hakâyık, Divan-ı Hikmet adlı eserlerdir. Dîvânü Lugati’t-Türk’ün müellifi Kaşgarlı Mahmud aynı zamanda Türk sözlükçülüğünün de kurucusudur.

Sözlükler genel itibariyle tek dilli ve çok dilli olmak üzere ikiye ayrılırlar. Kaşgarlı Mahmud‘un Dîvân‘ı Arapça olarak kaleme alınmış iki dilli Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Keza Türk sözlükçülüğünün Anadolu sahasındaki ilk verimi olan ve 13. asırda Hinduşah Nahcivanî tarafından yazılan Sihâh-ı Acemiyye adlı Türkçe-Farsça sözlük de iki dillidir. 19. asra kadar Anadolu sahasında yazılan sözlüklerin hemen hepsi Arapça ve Farsçadan Türkçeye tercüme edilen yahut Türkçedeki Arapça ve Farsça kelimeleri içeren sözlüklerdir. Osmanlı sözlükçülüğünde Türkçe kökenli kelimeleri ilk kez madde başı yapan Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi olmuş, Lehcetü’l-Lugat isimli sözlüğünde Türkçe kelimelerin Arapça ve Farsça karşılıklarını vermiştir.

Tanzimat’tan sonra kaleme alınan sözlüklerde modern sözlükçüğün etkileri görülür. Bilhassa, Bianchi ve Redhouse gibi Batılı kalemlerin Fransızca ve İngilizceden Türkçeye ve Türkçeden Fransızca ve İngilizceye hazırlamış olduğu sözlükler, Türkçe sözlük yazarlarını modern sözlükçülüğün imkânlarıyla tanıştırmıştır. Böylelikle Arap ve Fars sözlük geleneklerinin etkisi tamamen kırılmıştır. Şemseddin Sâmî‘nin 1901’de yayınlanan Kamus-ı Türkî‘si bu sürecin en güzel semeresidir.

1928’de yapılan harf değişikliği, hem Türkçe ve Osmanlıca olarak bir “dil ikiliği”ne, hem de “Türkçe Sözlük ve Osmanlıca Sözlük” şeklinde bir “sözlük ikiliği”ne yol açmıştır. Üstelik, Türkçenin kaidelerine aykırı bir şekilde “devlet eliyle” uydurulan yeni kelimeler, eski kelimelerin yerine ikame edilmek istenmiş, bu da dilimizin anlam nüanslarını ve ıstılahî düzenini alt üst etmiştir. Türk Dil Kurumu, ilmin izzetini hiçe sayarak sözlüğündeki dinî kelime ve kavramları bile laik bir anlayışla tanımlamıştır. 1980’li yıllardan bu yana, özellikle son 15 yılda Türk sözlükçülüğünün gelişim kaydettiğini söyleyebiliriz. Doğan, Kubbealtı ve Ötüken gibi sözlükler dilimizin geleceğini teminat altına almış, TDK ve resmî ideolojinin sultasını kırmışlardır. Bununla birlikte Türkçenin bütün söz varlığı hâlâ tespit edilememiş ve tam teşekküllü bir etimolojik sözlüğü henüz yazılamamıştır.

Aşağıdaki listede Türk sözlükçülüğünün tarihî seyri ve bugünkü durumu göz önünde bulundurularak Türkçe sözlükleri bütünlüklü bir şekilde sunulmaya çalışılmıştır.

Türkçe Sözlükleri

Kaşgarlı Mahmud, Kitâbu Dîvâni Lugati’t-Türk:  Aslında bu yazı Türkçeden Türkçeye sözlükleri konu ediniyor lâkin Dîvânü Lugati’t-Türk’e öneminden dolayı kısaca değinmek istedim. Türkçenin bilinen ilk sözlüğü olan Dîvânü Lugati’t-Türk, “Türk Lehçelerini toplayan kitap” anlamına gelir ve 8.000 civarında Türkçe kelimenin Arapça karşılıklarını içerir. Kaşgarlı Mahmud, 1072 yılında yazmaya başladığı eserini, kimi araştırmacılara göre 1074’te, kimilerine göre ise 1077’de tamamlamıştır. Dîvânü Lugati’t-Türk aynı zamanda bir ansiklopedi olarak kabul edilir. Türk dilinin lehçelerine ve gramerine dair bilgilerin yanı sıra Türklerin yaşantısına, gelenek-göreneklerine ve şifahî kültürüne dair önemli bilgileri de ihtiva eder. Daha önce Besim Atalay tarafından çevrilen Dîvânü Lugati’t-Türk bazı eksikliklerle malûl idi, bu yüzden sözlüğü edinmek isteyenlere, Prof. Ahmet Bican Ercilasun ve Prof. Ziyat Akkoyunlu tarafından hazırlanıp Türk Dil Kurumu Yayınlarınca neşredilen tercümeyi almalarını tavsiye ederim.

Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi, Lehcetü’l-Lügat: Türkçe asıllı kelimelerin madde başı yapıldığı ilk sözlük  “Lehcetü’l-Lügat”tır. Sözlükte 3.661 tane kelimenin Türkçe, Arapça ve Farsça karşılıkları verilmiş ve hatalı olarak kullanılan (galat) kelimeler izah edilmiştir. Şeyhülislâm, musikişinas ve şair olan Mehmed Esad Efendi (1685-1753), halk arasında yaygınlık kazanmış Arabî ve Farisî asıllı kelimeleri de Türkçe olarak kabul etmiştir. H. 1138 = M. 1725 yılında yazılmaya başlanan lügat, 1735’te tamamlanmış ve Sultan I. Mahmud’a sunulmuştur. Eserin basımı ise 75 yıl sonra 1810 yılında gerçekleşmiştir. Ahmet Kırkkılıç’ın çabalarıyla latinize edilen sözlüğün neşri 1999 yılında TDK tarafından yapılmıştır.

James William Redhouse, Müntahabât-ı Lügât-i Osmâniyye: James Redhouse, bir İngiliz olmasına rağmen sözlükçülük tarihimiz açısından dikkate değer bir kişidir. Meşhur, Redhouse İngilizce-Türkçe, Türkçe-İngilizce Sözlüklerinin müellifidir. İstanbul’da bulunduğu yıllarda Bahriye’de İngilizce muallimliği yapmış ve daha sonra Osmanlı Hariciye Nezaretinde mütercim olarak çalışmıştır. İngilizce, Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerine vâkıf olan Redhouse, birçok sözlük çalışmasına imza atmıştır. 1842’de Müntehabât-ı Türkiyye ismiyle hazırlanan ve 1852’de Müntahabât-ı Lügât-i Osmâniyye adıyla basılan bu Türkçe sözlükte, Arapça ve Farsça kökenli 25.658 kelime bulunmaktadır. Birkaç Türkçe kelimeye de yer verilmiştir. James Redhouse, sözlüğün on sayfalık giriş kısmında, takip ettiği usulü; sekiz kaide, altı ihtar ve üç tembih ile açıklamıştır; bu metin, modern Türkçe sözlüklerin oluşum ve gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir.

Şemseddin Sâmî, Kamus-ı Türkî:  Türkçeden Türkçeye hazırlanan sözlükler içerisinde isminde “Türk” ibaresi bulunan ilk sözlüktür. 1901 yılında yayınlanmıştır. Sonraki bütün Türkçe sözlük çalışmaları için hem kaynak olmuş hem de emsal teşkil etmiştir. Şemseddin Sâmî, Kamus-ı Türkî’nin “İfâde-i Merâm” başlığıyla kaleme aldığı giriş bölümünde Türkçeye dair önemli mülahazalarda bulunmuştur. Türkçeyi Şark (Türkistan) ve Garb (Türkiye) Türkçesi olarak ikiye ayırsa da tek bir lisan olarak gören Şemseddin Sâmî’ye göre, Şark Türkçesi telaffuzu kaba olmakla birlikte gramer kuralları bakımından sağlamdır ve bozulmamıştır. Garb Türkçesi ise telaffuzu zarif ve edebî bakımdan gelişmiş olmasına rağmen, başka lisanların tesiri altında kalmış, aslî söz varlığı muhafaza edilmemiş, gramer kurallarına riayet olunmayan ve hatalı kullanılan (galat) bir lisan hâlini almıştır. Yani bir yandan gelişirken öte yandan bozulmuştur. Türkiye Türkçesindeki eksiklikleri gidermek için yapılması gereken iki şey vardır: Birincisi, Türkçenin söz varlığını kayıt altına alacak mükemmel bir sözlük yazmak, ikincisi, Türkçenin muntazam bir gramer kitabını hazırlamak. Kamus-ı Türkî’yi bu düşüncelerden hareketle kaleme alan Şemseddin Sâmî, modern sözlükçülüğün imkânlarından faydalanarak Türkçeye çok kıymetli bir eser kazandırmıştır. Sözlükte, Türkçe asıllı kelimeler ve Türkçeye diğer dillerden geçen ve kullanılan kelimeler ayırt edilmeksizin açıklanmış, etimolojik malumatlar ve örnek cümlelerle sözlük zenginleştirilmiştir. Kamus-ı Türkî’nin TDK tarafından latinize edilmiş baskısı tavsiyeye şayandır; Şifa Yayınevi tarafından eski alfabeyle hazırlanan baskısını da Osmanlıca bilenlere tavsiye ederim.

TDK, Türkçe Sözlük: Türk Dil Kurumunun sözlüğü ilk olarak 1945’de yayımlandı. O tarihten bu yana defalarca kez düzenlendi, geliştirilmeye çalışıldı. Hâlâ birçok eksiği bulunmasına rağmen bu sözlüğü de listeye eklemek istedim. TDK bizim kurumumuzdur. Kurulduğundan beri birçok hata yaptığı gibi önemli hizmetleri de olmuştur. Sözlüğün Prof. Şükrü Halûk Akalın başkanlığında yapılan 11. baskısında 77.005 madde başı kelime bulunuyor.  Fakat bu sayı sizi yanıltmasın. Aynı kelimenin ek almış onlarca türevi mevcut. Mesela “alkış” kelimesinin yirmi tane türevi var: Alkış, alkışçı, alkışçılık, alkışlama, alkışlamak, alkışlanabilme, alkışlanabilmek gibi… Mesela şu açıklamalara bakınız: Arzulanış; arzulanma durumu. Arzulanma; arzulanmak durumu. Bunlar gibi muhtevayı şişiren lüzumsuz kelime ve tanımlamalar var. Ayrıca sözlükte birçok Arapça ve Farsça kökenli kelimeyi bulabilmek mümkün değil. Yine de diğer sözlüklerle mukayese yapmak isteyenler, fiyatı makul olan bu sözlüğü almakla bir şey kaybetmiş olmazlar.

Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat: Osmanlıca Sözlük denildiğinde akla ilk gelen eserlerden birisidir. Türkçenin, Arapça ve Farsça asıllı söz varlığını ihtiva eden sözlükte 60 bin kelime mevcuttur. Türkçe kökenli ve Batı dillerinden geçen kelimelere yer verilmemiştir. Uzun yıllar boyunca başvuru kaynağı olarak kullanılan bu sözlük Aydın Kitabevi tarafından yayınlanmaktadır.

Mehmet Doğan, Doğan Büyük Türkçe Sözlük: Bu sözlük 1981 yılında ilk kez yayınlandığında büyük bir ses getirmiştir. Türk Dil Kurumunun ideolojik sebeplerle sözlüğüne almadığı ve tarif etmekten ziyâde tahrif ettiği kelimelere sahip çıkan Mehmet Doğan, hafızamıza musallat olanlara âdeta başkaldırmıştır. Harf inkılabından sonra Türkçenin kaidelerine aykırı olarak uydurulan kelimeler [uyd] ibaresiyle madde başlarında gösterilmiştir. TDK’nın laik bir anlayışla anlamlandırdığı kelimeler tarafsız ve doğru bir şekilde açıklanmıştır. Büyük bir ihtiyaca cevap veren bu eser aynı zamanda TDK’nın sözlüğünün gelişmesine de dolaylı olarak katkı sağlamış ve kendisinden sonra yazılan sözlüklere ilham kaynağı olmuştur. Yaklaşık olarak 100.000 kelimelik bir söz varlığını içeren Doğan Büyük Türkçe Sözlük, Türk edebiyatının beş yüz müellifinden seçilen cümleler ve mısralarla zengin bir muhteva arz eder. Bunca olumlu yanına rağmen sözlüğün bir eksikliğini dile getirmekte fayda var; Arapça ve Farsça asıllı kelimeler eski alfabemizle yazılmamıştır. Sonraki baskılarda Osmanlıca-Türkçe Sözlük gibi bir ayırıma kaçılmadan bu eksiklik giderilirse çok iyi olur. Mehmet Doğan yaklaşık otuz beş yıldır Türk sözlükçülüğündeki en faal isim. Bir Lügat Bulamadım, Devlet Sözlük Yazar mı? gibi sözlük hakkında müstakil eserler de yazmıştır. Bu kitaplarda Türkçenin sözlüklerini ve meselelerini ele alır; TDK’nın ve resmi ideolojinin Türkçe konusundaki bağnaz tutumlarını eleştirir. Sözlükle beraber, ilgi duyanların bu kitapları da okumalarını tavsiye ederim.

İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük (3 cilt): Diğer adıyla Kubbealtı Sözlüğü. 35 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eser, etimolojik bakımdan ihtiva ettiği bilgiler sebebiyle diğer sözlüklere nazaran tercih sebebidir. Arapça ve Farsça asıllı kelimeler eski alfabemizle yazılmıştır. Hem eski Türkçe döneminde kullanılmış olan kelimeler hem de dil devrimi sırasında uydurulan kelimeler madde başlarında gösterilmiştir. İsminden de anlaşılacağı üzere birçok misal verilerek vuzuha kavuşturulan kelimelerin; ıstılahî, mecâzî, zıt ve yan anlamlarına da mümkün olduğunca işaret edilmiştir. Sözlükte 60.000 madde başı vardır, toplamda söz varlığı 93.000 civarındadır. 33.000 deyim açıklanmıştır. Bu özellikleriyle Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Türkçenin en bütünlüklü sözlüğüdür diyebiliriz. Maddi imkânı müsait olmayanlar telefonlarına sözlüğün uygulamasını indirebilir ve internet vasıtasıyla sözlükten istifade edebilirler.

Mehmet Kanar, Osmanlıca Türkçesi Sözlüğü (2 cilt): Arapça ve Farsça bilen ve bu iki dil üzerine de sözlükleri bulunan Mehmet Kanar‘ın asıl uzmanlık alanı Fars Dili ve Edebiyatıdır. Bu iki dildeki birikimini Osmanlıca bir sözlük çalışmasıyla taçlandıran Kanar’ın sözlüğünde, Türkçenin Arapça ve Farsça asıllı 100 bin kelimelik söz varlığı madde başı olarak bulunmaktadır. Say Yayınları tarafından yayınlanan ve zengin muhtevasıyla kayıtsız kalınamayacak bu sözlüğü de zikretmeden edemedim.

Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük: Emekli bir öğretmen olan Yaşar Çağbayır‘ın 38 yıllık bir emek sonunda hazırlamış olduğu eser, Türkçenin en zengin sözlüğü olmak gibi bir ayrıcalığa sahiptir. Ötüken Yayınları tarafından 5 cilt olarak yayınlanan sözlük 246 bin kelimeyi ihtiva ediyordu, daha sonra genişletilmiş hâliyle TİKA tarafından prestij eser olarak basılan sözlüğün kelime sayısı 314 bine kadar ulaştı. Çağbayır, derleme sözlüklerden de istifade ederek sözlüğündeki kelimeleri 70 bin kadar artırmış oldu. Şuanda baskısı bulunmayan bu eseri, Ötüken Yayınları, yakın bir zamanda tekrar yayınlayacaktır diye tahmin ediyorum.

Yaşar Çağbayır, Ötüken Osmanlı Türkçesi Sözlüğü: Şubat 2017’de satışa sürülen bu sözlüğün yayınlandığı haberini ilk aldığımda “diğer Osmanlıca sözlüklerden farkı ne ola ki” demiş, başta bu habere pek de ilgi duymamıştım. Fakat daha sonra sözlüğü araştırdığımda o kadar heyecanlandım ki derhal satın alarak kitaplığıma dâhil ettim. Yaşar Çağbayır âdeta “Kamus-ı Türkî”yi kemale erdirerek çok faydalı olacak bir sözlük hazırlamış; Arap asıllı Türk alfabesiyle yazılmış Türkçe, Arapça, Farsça ve sair dillerden Türkçeye geçen kelimeleri bir araya getirmiş. Terkipli kelimeler, ilgili kelimenin başlığı altında açıklanmış. Mesela “gayr” kelimesinin açıklamasında yer alan; gayr-i ahlâkî, gayr-i kâbil-i ictinâb terkipleri gibi… Sözlükte tanımlamaları pekiştirecek örnek cümlelerin bulunmaması bir eksiklik fakat sonraki baskılarda sözlüğün muhtevasını biraz daha genişleterek bu eksikliği gidermek mümkündür.

Son olarak, nitelikli “derleme” sözlüklerden oluşan bir liste hazırladım; bunu da ilgisi ve merakı olanların istifadesine sunuyorum: 

  • Zühal Kültüral, Galatât Sözlükleri
  • Tiyo, Türkün Dili Kur’an Sözü
  • Muammer Parlar, Resulü Ekrem Söyledi İşiten Türk Oldu
  • Günay Karaağaç, Türkçe Verintiler Sözlüğü
  • Günay Karaağaç, Türkçenin Alıntılar Sözlüğü
  • TDK, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
  • TDK, Derleme Sözlüğü
  • TDK, Tarama Sözlüğü
  • Ahmet Dinç, Türkçenin Kayıp Kelimeleri
  • Burhan Paçacıoğlu, Türkçenin Sözcük Dağarcığı (VIII.-XVI. Yüzyıllar Arasında)

 

Feyyaz Kandemir

DİĞER YAZILAR

8 Yorum

  • Ali Karakan , 20/10/2020

    Allah razı olsun, güzel ve faydalı bir çalışma olmuş ancak Muhakemetül Lügateyn’i neden almadınız bu listeye?

    • Feyyaz Kandemir , 21/10/2020

      Âmin, cümlemizden. Bu listede Muhakemetül Lügateyn’in neden yer alması gereksin? Mezkûr kitap bir sözlük değil, isminde geçen lügat kelimesi dil manasındadır. Farsça ve Türkçe’nin kullanım imkanlarının, zenginliklerinin muhakeme edildiği bir eser.

  • fatih çelik , 27/08/2020

    istifade ettik,Allah cc razı olsun

  • Ali ZOR , 18/07/2019

    İstifade ettim. Elinize sağlık, Teşekkürler

  • ismail aksoyak , 31/05/2019

    elinize sağlık.
    elektronik sozluk olarak
    tebdiz.com adresini de diyor misiniz.

  • egitimdili , 16/03/2019

    teşekkür ederim hocam

  • Faruk , 15/10/2018

    Bencede

  • Nazlıcan , 11/10/2018

    Çok güzel olmuş

Faruk için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir