Yazılar:
  • Kahraman Öldüğünde
  • Zihniyet ve Din
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi
  • Mezar Saati
  • Yakaza
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

“Biraz Aklın Varsa Delir! Kent Sensiz de Çalkalanır!”

EdebiFikir  |  07/05/2015  |  Kategori : Edebifikir Haber Ajansı   |  Okunma:

2

Ünlü Rus yönetmen Andrei Tarkovsky; “Aslında ben dünyanın kendiliğinden çok güzel bir sese sahip olduğunu, sinemanın müziğe hiç gereksiniminin olmadığı görüşündeyim” der.

Şehrin, algımızı alt üst eden çığlığında sessizlik kadar gereksinim duyduğumuz bir dostumuzla geçirdiğimiz güzide zamanları saymazsak, hayatın neredeyse tamamı basit, içe dönük, eylemsiz, günlük ritüellerden ibaret…

Neyse ki, en uzun soluklu hayatların bile en fazla kısa metraj bir filmden ibaret olduğu bilgisi bize ulaştı…

Sulhi Ceylan, Tarkovsky’ye inat, mesai saatlerinin çok sesliliğinden bir nebze olsun sıyrılabilmek için telefona sarıldı. İstemsiz bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Kadıköy’e gidip gitmemek hususunda ağırdan alan tavırlarıyla Bahadır Dadak’ı yokladı… Hâlbuki bir an önce İmge Kitabevine varıp yeni çıkan şiir kitaplarını incelemek için ayartılmayı bekliyordu. Son bir senedir asker kaçağı olduğunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 120 TL borcu olduğunu henüz öğrenen Bahadır, üzerine düşeni yaptı ve Sulhi’yi ayarttı.

Saat 20.00 sularında ismini bir türlü hatırlayamadıkları ‘Boğaya doğru giderken ki camiinin önünde’ buluştuklarında caminin asıl ismini öğrenmek için en ufak bir girişimde bulunmadılar. Bahadır, Mehmet Erikli’nin hediye olarak gönderdiği ‘Mirâcın Tasavvufî Boyutu’ kitabını Sulhi’ye verdiğinde artık Kadıköy yansa da olurdu. Maksat çoktan hâsıl olmuş, geriye sadece sebepler dairesinde turlamak kalmıştı.

Saat 20.30 civarlarında ekip Çaykolik’e doğru yürümeye başladılar. Antikacılar Çarşısı sokağından sağa doğru kıvrılmadan evvel Sulhi’nin aklına müthiş bir fikir geldi. Yüksek sanat ağırlıklı sosyal deney! Davut Bayraklı sendromundan henüz çıkmış olan Bahadır bu fikri duyunca çok mutlu oldu. Müellifinin ismini zikretmeyi uygun görmediğimiz olağan dışı bir şiir kitabı Kadıköy’ün günahkâr sokaklarının tam göbeğine bırakılacak ve kitaba sahip çıkacak ilk kişi gözlemlenecekti. Gözlemlenmekle kalmayıp kayıtsız şartsız sevilecekti. Karnı açsaydı gözlemeye boğulacaktı. Çaydan zehirlenene kadar edebiyattan bahsedilecekti. İcabında dünyanın bütün tadelleleri onun olacaktı. Ona umutlar bağlanacak, o en güzel bir insan olacaktı. Aman Allah’ım, bu ne güzel bir deneydi!

Bahadır, deneyi uygulamak için kitabı sokağın tam ortasındaki demir levhanın üzerine usulca bıraktı. Takriben on metre ötede konuşlanmış olan Sulhi’nin yanına geldi. Bayramın ilk günü şeker toplamaya hazırlanan çocuklara özgü bir heyecanla beklemeye başladılar. Acaba Türk şiirine kim sahip çıkacaktı? Her gün abartısız yüz bin kişinin devir daim ettiği bu kalabalık meydanda illa ki birileri kitaba/şiire ilgi duymalıydı. Yoksa Kadıköy hakikaten yansın kül olsundu! Yaklaşık beş dakikalık tedirgin bekleyişten sonra Sulhi’nin gözü hafiften seyirmeye başladı. Yoksa… ‘Yo Hayır! Yapamaz, yapmasın bunu bize dünya!’

Birkaç dakika içerisinde yüzlerce insan sokağın bir ucundan diğer ucuna çoktan geçmişti… On dakika sonra, bir iki kişinin seyrek bakışları dışında kitaba nazar eden tek bir âdemoğlu çıkmadı! Kaldı ki Türk şiirine sahip çıkılsındı… On beş dakika geçmemişti ki hüznünü yerlere vuran Sulhi, kitabı olduğu yerden alıp göğsünde parçalamak için gayriihtiyari bir hamlede bulundu. Onu zor da olsa teskin eden Bahadır, Sulhi’nin koluna girip bîtap bedeninin yerlere savrulmasını son anda engelledi. Çaykolik’e varmadan evvel onar metre aralıklarla âşıklar gibi tam üç kez arkalarına bakmışlar, fakat her defasında umutlarıyla nasılda haince oynandığına şahit olmuşlardı.

Hakikat; bu sefer cemal sıfatıyla değil celal sıfatıyla tecelli etmişti.

Aradan yarım saat geçmiş, istemsiz de olsa çaylar içilmiş, kahveler yudumlanmış, sohbetler edilmişti… Bahadır’ın bin bir umutla kaleme aldığı ve yüksek sanata erdiğini zannettiği kısa bir şiiri Sulhi tarafından güzelce yıkanıp kefenledi. İskele camiine gelmeden talkın verip sessizce gömdüler şiiri… Böylesine bir hayal kırıklığı dahi akşamın alaca karanlığında yaşadıkları faciayı bastırmaya yetmiyordu… İçlerinde patlayan onlarca mısra ile gerçeğin marazlı taraflarını kabul etmek zorunda bırakılmışlardı…

Yol ayrımına gelmeden Mephisto’ya uğranıp birer kitap daha yokluk sahasına girdiğinde saatler 21.35’i gösteriyordu…

Ayrılık vakti gelip çattığında, kulaklarında Tarkovsky filmlerinden fırlamış sessiz bir sahnenin son tiradı yankılanıyordu:

Kadıköy Kadıköy olalı böyle zulüm görmedi!

Edebifikir Haber Ajansı

Tweet

2 Yorum

  1. Gerçek Hamza 08.05.2015 00:19:56

    Biz ufak iken;
    Örnektir paralarını atardık yere. kaldıracak adam çoktu. Hatta kaldırmayacak adam yoktu. Para sonuçta. Kitabın para kadar değeri yok “postmodern” insanlarımızın nazarında.

    Cevapla
  2. gerçek merve 07.05.2015 12:39:11

    biz küçükken yolun ortasına cüzdan koyuyorduk sonra onu hemen fark edip alıp cebine koymaya yeltenen kişiyi ise bozuyorduk. iyi bir deney değildi bizimki. ama sizin kitabı yere koymanız lazımdı, kimse fark etmemiştir belki de çünkü.

    Cevapla

Gerçek Hamza için bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Kitaplarımı Yakalım mı?

Sonraki Yazı

Zaman: Saçlarımdaki Beyazlaştırıcı Etki

İlgili Yazılar

  • 7

    Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    “Karım ol!Evimin içinde dolaş,...
  • 9

    Edebifikir’den Haberler

    EdebiFikir
    * Sitemizde kullandığımız sayaç...
  • 7

    Yeni Başlayanlar için Yazı Yazmanın İncelikleri

    EdebiFikir
    * İyi bir yazar, son derece iyi bir...
  • 9

    İki farklı yakada iki farklı gece!

    EdebiFikir
    Feyyaz Kandemir ayaklarını sıcak...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Kahraman Öldüğünde için hasna para
  • Kahraman Öldüğünde için H. G.
  • Mezar Saati için A.
  • Örümcek Adamın Bundan Haberi Var mı? için Padavra
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için can
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için A.b
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için #TTB
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi VII için Tahir Tarık
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için KöstekliSaatKösteği
  • ben bugün düşüyorum için Derya

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Kahraman Öldüğünde

    Sizden Gelenler
    30.06.2022

  • Zihniyet ve Din

    EdebiFikir
    29.06.2022

  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup

    Tahir Tarık Balıkçı
    28.06.2022

  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi

    Mehmet Erikli
    27.06.2022

  • Mezar Saati

    Sulhi Ceylan
    26.06.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Kaybetme Sanatı

    By Mustafa Çolak
    Sen var ya, sen kazanamazsın güzelim....
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...