Geriye Veda Kaldı Sadece

Edebifikir yazarlarının, okurlarından imza almak için gittiği Üsküdar Dergi Günleri’nde yaşadıklarına dair bir yazıdır. Bizi anlatır, bizdendir.

***

Aydoğan K ve Mehmet Erikli Üsküdar’a geldiklerinde, Dergi Günleri alanına girmeden önce balık ekmek yemeyi tercih ettiler. Davut Bayraklı’yı da eşlik etmesi için aradılar, mekânı tarif ettiler. Ama evinin yolunu bile navigasyon aleti olmadan bulamayan Bayraklı, balık ekmeği artık rüyasında görebilecekti.

Alana girmek üzereyken görülen aşırı kalabalık yazarlarımızı şaşırtmıştı. “Türkiye’de bu kadar dergi okuyucusu, meraklısı var mı yahu?” diye sorular soruldu. On-on beş metre yürünmüştü ki arkadan bir ses sıraya geçilmesini söyledi. “Niye sıraya geçilecekti ki?” “Börek sırası” cevabını alınınca Erikli, “Ne böreği ya, dergi standına gideceğiz” dedi. Evet, alanın hemen girişinde birileri börek dağıtıyordu ve İstanbul’un yarısı açlıktan kırılmışçasına kuyruk oluşturmuştu. Sahi bizim millet niye böyleydi? Bedava kurşun var dense, yemek için atılacak binlerce insanımız vardı. Bedava mezarı saymıyoruz bile!

Dergi stantları alanına geçildiğinde, beklendiği ve olması gerektiği gibi in-cin top oynuyordu. Mostar standında Sulhi Ceylan çoktan yerini almıştı bile. İmza almaya gelen giden yoktu. Erikli ile K yine ortadan kayboldular. Aydoğan ele avuca sığmıyordu.

Derken birer birer imza vermek için okurlar geldi. Sulhi Ceylan’ın, ceketinin iç cebinden çıkardığı özel not defterine imza atmaya başladılar. Tamam imza sırası olmadı ama biz ne zaman kemiyeti keyfiyetin önünde tuttut ki?

Sonra Mehmet Raşit, Fedai Başkan, Raşit Ulaş, Davut Bayraklı, M. Emin Oyar, Ahmet Seyfeli, İbrahim Aksu göründü. Dergi standlarını gezen yazarlarımız nedense mutsuzdu. Fuara gereken ilgi hem belediye, hem dergiciler hem de okurlar tarafından yeterince gösterilmemişti. Sulhi Ceylan’ın, Ulaş’ı gözüne kestirip “Sen de bir imzanı verir misin?” sorusuna Ulaş’ın cevabı ise manidardı: “Ben yazarım!” Buradan Ulaş’ın okur olmadan da yazar olunabileceği fikrini savunduğu ortaya çıkmıştı. Kim bilir ortaya çıkmamış ne sırları vardı Ulaş’ın…

Ve sahneye Mehmet Raşit Küçükkürtül geldi. Bu kadar yeter diyerek telefonla herkesi arayıp Mahlas Kafe’de toplanmaya çağırdı ahaliyi. Kafeye girildiğinde Küçükkürtül’ün Cumartesi vaazına çoktan başlamış olduğu dikkatlerden kaçmadı. Aydoğan K ise bir gün önce çay ocağında unuttuğu ve Küçükkürtül’ün el koyduğu 45 TL’ye aldığı şemsiyesine tekrar sahip olmaktan başka bir şey düşünemiyordu. Muhammed Emin Oyar mutlu görünüyordu. Davut Bayraklı, hesap bana kalır mı, diye tedirgindi. Sulhi Ceylan, dalgın ve düşünceliydi. Bahadır Dadak, sessizce gözlem yapıyordu. Raşit Ulaş, yine bir konu bulup tartışmaya açmıştı.

Bir süre sonra gruba şair Bünyamin K.’nın da katılımıyla, İstanbul’da yaşamanın sıkıntıları üzerine dertlenildi. Aydoğan K ile Bünyamin K.’nın arasına oturan Sulhi Ceylan bir süre gözlerini kapadı. Efsaneye göre iki K’nın arasında olan kişi ne dilerse gerçekleşirmiş. Sulhi Ceylan ne dilemişti? Cevabı kimse bilemeyecekti.

Raşit Küçükkürtül konuşmaya devam ediyordu. Daha fazla dayanamayan Aydoğan K, amcası Bünyamin K.’ya sordu: “Bu Raşit hep böyle miydi?” “Bu ne ki, daha çocukken etrafına milleti toplar,  tarihi olayları anlatırdı. Kırk yaşından aşağı dinleyicisi de olmazdı.” cevabını aldı.

Dergiler, edebiyat, Bilal Can, yeni çalışmalar, Bilal Can, evlilik, bekârlık, Bilal Can üzerine sohbetler devam ederken önce Bünyamin K., arkadan da hesabı ödememek için Aydoğan K kalktı. Sulhi Ceylan da erkenciydi. Geride kalanlarla vedalaşıldı. Burası güzelmiş, hep burada buluşalım, dendi.

Akşam olmak üzereydi.

Bazı babalar evine gelmeyecekti.

Bazı yollar çıkmazdı.

Kaza ve kader vardı.

Bir oyun ve eğlence dünyasında oynuyorduk.

Her şey boştu. Allah için birbirini sevenler gerçekti.

Edebifikir Haber Ajansı

DİĞER YAZILAR

4 Yorum

  • hayri pıtır , 22/09/2014

    mahlas güzeldir. hele ki limonata bardakları eşsizdir..

  • Eskibir Dost , 22/09/2014

    Destek olmak amacıylan yapılan bir yorumdur. Yorumla nd kadar destek olunur? Hocam ben sizi takip edeceğim de çoğu yazılanlar ya çok edebi ya da bizim fikirlerimizde edebilik yok. Ebedi olanın himayesiyle inşaallah.

  • mucahid sarıca , 22/09/2014

    havadan helikopterle sizi zevkle izledim. sizi seviyorum ef ailesi.

    https://twitter.com/mucahidsarica

  • Tülay Kumaşçı Hocaefendi , 22/09/2014

    Raşit küçükkürtül’ü bizim tv’de görmek isteriz, diyor da başka bişi demiyor Adnan hocam.

hayri pıtır için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir