Yazılar:
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları
  • Hitler’in Sahte Günlükleri
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Siz Sordunuz Biz Cevapladık – 5

Davut Bayraklı  |  24/09/2020  |  Kategori : Edebifikir Haber Ajansı   |  Okunma:1.377

2

Davut Bayraklı’ya Yöneltilen Okuyucu Soruları 

Sümeyye Ergün: Kars’ a gitmenizin gönül ve zihin dünyanıza  olumlu/olumsuz nasıl bir etkisi oldu?

Davut Bayraklı: Serhat şehri Kars’a gitme nedenim aslında Hasan Harakânî hazretlerinin orada bulunmasıydı. Halen de bu karardan dolayı mutluyum. Karadenizliler için bir yerde yaşamanın önemli ölçülerinden birisi deniz olmasıdır. Eğer gittiğiniz şehirde deniz yoksa bir Karadenizli orada yaşayamaz yani zorlanır. Benim için de geçerli bir durum bu. Ama bundan önce bir şey daha var, gittiğim yerde eğer bildiğim büyük bir veli varsa denize gerek yok. Onların feyzinden faydalanmak her şeyden daha önemli. O yüzden Harakânî hazretlerinin dizinin dibinde olmak her zaman moral motivasyonumu arttırıyor diyebilirim. Zira kendisi Ahmed Yesevi hazretlerinin büyük şeyhi olur. Bu fakirde yıllarca Yesevi Sultan’ın dizi dibinde kaldı, türbesinin yolunu devamlı gitti geldi. Şimdi onun üstadının dizinin dibinde olmak ayrı bir huzur kaynağı oluyor.

Meselenin zihin tarafı için de birkaç şey söylemem lâzım. Küçük ve sakin bir şehir olarak Kars, bizim gibi insanlara düşünme, sağlıklı okuma ve değerlendirme fırsatı sunuyor. Bu yüzden Kars’ta bulunduğum süre içinde daha çok okuyup daha az yazıyorum. Şehrin sakinliğinden istifade ederek düşünmeye, zihnimdeki soruları belli bir sisteme bağlamaya çalışıyorum. Bazı projeler üretmeye uğraşıyorum. Harakânî hazretlerinin de himmet etmesi umuduyla günlerimiz böyle geçiyor. Bu arada kızım Mahinur Gevher ve oğlum Necip Fazıl’ı Harakânîhazretlerinin türbesine götürüp orada oynamalarını ve gezmelerini sağlıyorum. Bunun velilerle ünsiyet kurmak için çok iyi bir fırsat olduğunu gördüm. Allah, dostlarından bizi ayırmasın inşallah.

Ayşegül: Youtube’da 3-4 yaşlarında Trabzonlu bir kızın videolarını izledim. Karadeniz kültürünü sevmeyen ve lazların bozuk Türkçesi sinirine dokunan ben o küçük kız sayesinde yüz seksen derece değiştim. Bu konuda ne düşünürsünüz merak ettim.

Davut Bayraklı: Karadeniz kültürü ve şivesi hakkındaki düşüncenizin zihinsel alt yapısını bilmiyorum. Yani bu sevmeme ve sinire dokunan şeylerin nedenine vakıf değilim. O nedenle size genel geçer cevaplar vereceğim. Ben Trabzon-Of doğumlu birisiyim ama hayatım boyunca toplasanız Trabzon’da bir yıl bile kalmış değilim. Yine de kendi şehrime torpil geçmeden bir şeyler yazmaya çalışacağım. Birincisi Karadeniz kültürü bu topraklardaki diğer kültürler gibi önemli ve kendi içinde özelliği olan bir yerel kültürdür. Onu veya diğerlerini sevmemek aslında bu toprakların bir parçasını sevmemek demektir. Karadeniz kültürü dediğiniz zaman o bölgede yetişen ve bu toprakların mayasını, hamurunu yoğuran, bu arada o şiveyi de canlı olarak konuşan veliler de işin içine giriyor. Milli Şef döneminde Kur’an-ı Kerim yasaklandığında ahırlarda, mağaralarda çocukların hafızlık yapmaları için idamı göze alan hocaefendiler de bu kültürün bir parçası. Doğu ve güneydoğudan bu bölgeye gelen ve hafızlık yapan çocuklar, öğrendiklerini kendi bölgelerine ve tüm Anadolu coğrafyasına taşıdılar. Bu açıdan baktığımız zaman resmi ideoloji tarafından İslâm’a karşı çok sert bir tavır takınıldığı dönemde Karadeniz bölgesi taşıyıcı bir unsur olmuş. Bu bölgenin insanı da doğal olarak kendine has bir şive/ağız kullanır. Bunu sevmemek, bundan hoşlanmamak nasıl izah edilir bilmiyorum. Eğer siz sadece İstanbul ağzını/şivesini baz alıyorsanız bu en baştan çok hatalı bir düşüncedir. Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerinde konuşulan ağzı ne yapacağız? Bu, Osmanlı döneminde de böyle bir durumdu. Hatta Balkan topraklarındaki Boşnak, Arnavut, Bulgar ve Yunan illerinde bulunan Türk nüfusun ve oradaki müslümanların da kendilerine göre bir şivesi vardı. Bu durumu küçük bir Karadenizli kızın sempatik konuşmasıyla yenmeniz iyi olmuş. Ama bir de o bölgede Allah için, din-i İslâm için mücadele eden, hapisleri göze alan, idam edilen Allah dostları üzerinden okusaydınız belki de çok daha önce bu düşünceden vazgeçerdiniz. Mesela yakın zamanda vefat eden merhum Ahmed Yaşar hocaefendinin videolarını izlerseniz tipik bir Of şivesiyle karşılaşırsınız. Burada şiveden ziyade anlatılanlar önemli değil mi? İnsanların farklı ağızlarda konuşmaları Türkçeyi bozmak değildir. Dil gerçeği bunu ortaya koyar. Uzun uzadıya bu konuya girmek istemiyorum şimdi. Lise yıllarımdan beri sohbetlerinden feyz aldığım, okuma serüvenimde bana yol gösteren bir muhterem zat vardır ki kendisi Rizelidir ve oranın şivesiyle konuşur. Bu durum da bu fakirin çok hoşuna gider.

Kısacası bakış açınızın yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu yanlışı değiştirme ölçünüzün de tam olarak doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu topraklardaki her şeyi sevin zira sizi seven bir topraktan bahsediyorum. Bâki selamlar.

Halil Bey: Neden tarih?

Davut Bayraklı: Tarih, insanın hafızasıdır. Hafızası olmayan insan, masa yahut sandalye gibi bir eşya hükmündedir bana göre. Tarih okumak, tarih öğrenmek, geçmişte yaşadığımız meselelerin gerçeğini keşfetmek için en önemli anahtardır. İnsanı 70-80 kiloluk bir et yığını olmaktan kurtaran şey hafıza ise bu hafızanın anahtarı da tarihtir. Her şey orada yatıyor. Bu konuda hem çok yazmış, hem çok okumuş hem de çok konuşmuş birisi olarak bunları söylüyorum. Eğer tarih konusunda bilgili ve bilinçli değilseniz kimin size ne yaptığını bilmezsiniz. Böyle olunca da düşmanlarınızı dost sanır ve aldanırsınız. Bir ömrü böylece heba eder büyük bir kayıpla ölür gidersiniz.

Sadece son 150 yılın gerçeğini keşfederseniz, bugün oturduğunuz yerde artık rahat oturamayacağınızı görürsünüz. Tarih, insana bir şeyler yapmak zorunda olduğu bilincini verir. O yüzden ilm-i tevhid’den sonra ilm-i tarih okumak hepimizin boynunun borcudur. Öncelikle de İslâm toplumunun zihin yapısına uygun olarak tasarlanmış bir tarih metodolojisi okumak gerek.

Tweet

2 Yorum

  1. Sümeyye Ergün 25.09.2020 03:01:20

    Cevabınız için teşekkür ederim. Beni hem şaşırttı hem de benim için teselli oldu diyebilirim. Sadreddin Konevî hazretlerini ziyaret ederim ve inşallah bir gün üstadı İbn Arabî hazretlerini de ziyaret edebilmeyi çok isterim. Allah, dostlarının ve o güzel toprakların bereketini üzerinizde daim etsin.

    Cevapla
  2. kültür sorusunu soran 24.09.2020 14:02:21

    Ben bir kültürü sevmediğimi söylerken o kültürü taşıyan insanları söylemimden ayrı tuttuğumu belirtmem gerektiğini düşünmemiştim. Özür dilerim eksik ifadem için. Elbette ki insanları ayrıştırmıyorum, o yöreden çok sevdiğim insanlar var, özellikle severek gittiğim mekanların baş müdavimlerindendir genelde Karadeniz insanı.
    Kendi memleketimin de sevmediğim kültürel yönleri var. Evet İstanbul’da doğdum büyüdüm ancak hep memleketinin izlerini büyük ölçüde taşıyan insanların toplandığı semtlerde yaşadım. Yani o “İstanbul kültürü” dediğimiz şeyin içinde yetişmedim zaten.
    Bir kültüre ev sahipliği yapan ortam üzerinden o kültürü tanımanın daha farklı ve güzel bir deneyim olduğuna dikkat çekmek istemiştim sadece. işte burada yine benim hatam var, çünkü Karadeniz kültürü dediğimizde çok şey ifade ediyor. Ben daha çok horon konuşma belki yemekleri gibi çok çok ufak bir alandan bahsetmek istemiştim. Ayrıca bir şeyi sevmemenin onu aşağı görmekle hiçbir alakası yok benim anlayışımda.
    Tekrar Davut Bayraklı sizden ve okuyuculardan özür diliyorum böyle anlaşılabileceğini hiç düşünmemiştim.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Latin Amerika’nın Belleği: Eduardo Galeano

Sonraki Yazı

En Sevdiğimiz Kitap İsimleri

İlgili Yazılar

  • 2

    Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    Tasavvuf Nedir? 1. Tasavvufun pek...
  • 13

    Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    Program ile ilgili soru ve...
  • 7

    Edebifikir Oku, Kendi Nefsine Alaycı Bir Tebessüm Bırak

    EdebiFikir
    Neymiş efendim, 2020 bitmiyormuş....
  • 2

    Edebifikir Yazarları ve 2050

    Feyyaz Kandemir
    Bahadır Dadak: Bahadır Dadak’ın...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Tacettin
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Sümeyye
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III için lamekan
  • Edebifikir Radyo için Hep Hiç
  • Edebifikir Radyo için eski bir radyocu
  • Edebifikir Radyo için Nazenin
  • Edebifikir Radyo için yemen illerinden
  • Edebifikir Radyo için Bilmesendeolur
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için muhibban

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    22.01.2021

  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    22.01.2021

  • Hitler’in Sahte Günlükleri

    Davut Bayraklı
    21.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 7

    Şehre Veda

    By Celal Kuru
    Nasıl olmuştu da milyonları içinde...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...