Siz Sordunuz Biz Cevapladık (Bölüm 4)

İbrahim Halil Aslan’a Yöneltilen Okuyucu Soruları

1.

a) Gecenin 00.30’unda neden bizi Facebook’tan ‘düğünümüze bekleriz’ etkinliğine davet ediyorsun?

b) Mutlu musun?

c) Evlendikten sonra eskisi gibi yazı ve okuma ile ilişkinin olamayacağı gerçeği seni korkutuyor mu, yoksa bu bir iddiadır mı diyorsun? Enes Bayoğlu

Cevap 1:

a) Evlenmenin insanlar için birçok ortak sebebi var; sünnet olması ve teşvik edilmesi, düzen isteği, baba olma isteği vs… Bir de herkesin kendi şahsında biriken ve evliliği anlamlandıran cümleleri olmalı. Yukardaki ortak sebeplerden bazılarına ek olarak aidiyet ihtiyacı diyebilirim. Bugüne değin hiçbir yeri kendi evim diye benimseyemedim, o yabancılık hissi ve misafirlik duygusu soluk borumdan ayrılmadı hiçbir zaman. Bu sadece bir sebep. Bu konuyla ilgili uzunca bir yazı yazılabilir.

Düğün telaşı başlayınca gecenin bilmem kaçında millete davetiye göndermek en az akşamüstü kahvaltı yapmak kadar normal geliyor.

b) Mutluluğa değil;  huzura odaklandığım için bu soruya cevap veremeyeceğim. Genel olarak huzurluyum diyebilirim. Mutluluksa anlık beliren ve kaybolan bir şey.  Açıkçası biraz suni bir duygu olduğunu düşünüyorum.

c) En iyi yazılarımı en sıkıntılı zamanlarımda yazdım. Evlilik, sürekli vurgu yapıldığı gibi sıkıntılar yumağı bir şeyse (Allah kimseyi böyle imtihan etmesin) o zaman yazmayı tetikleyecektir. Diğer türlüyse (ki herkes gibi benim de arzum budur) ne olacağını beraber göreceğiz. Ama on beş gün içinde yazı göndereceğimi sanıyorum. Okumaya gelince gerçekten okumayı seven birisi için okumayı bilerek bıraktıracak bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Okuma ihtiyacı her daim kendine bir yol bulacaktır. Yani sıkıntı yok kısacası. Okumaya ve yazmaya devam.

2.

a) Yazılarında özel hayatını çok açık etmiş olmuyor musun? Gerçekten bir kitap yazmayı düşünüyor musun?

b) Birden çok okuduğun kitaplar var mı?

c) Diğer yazarlara göre daha az yazmanın sebebi nedir? Şevket Çamuroğlu

Cevap 2:

a) Hayır, bir sürü metafor kullanıyorum. Özel hayat; yazıların en büyük besin kaynağı. Çünkü gerçek insan hikâyeleri orada yaşanıyor. Diğer taraftan yazıların özel hayattan bağımsız olması mümkündür, bunun için sağlam bir düş dünyası gerekir. Ortaokuldan beri bir kitap yazmayı istiyorum. Henüz hazır olduğumu sanmıyorum.

b) “İsimle Ateş Arasında” ve “Puslu Kıtalar Atlası” hem dil hem içerik açısından çok zengin ve tekrar tekrar okuduğum kitaplar.

c) Bu iddiayı tartışmak gerektiğini düşünüyorum. Bir de hafiften bir fitne kokusu mu alıyorum acaba? Böyle sorularla birliğimizi bozamazsınız. Az ya da çok yazmanın bir önemi yok; dolu dolu yazmaktır önemli olan.

3.

a) Her şey zamanla geçer mi?

b) Yazmasam ölürdüm sözüne katılır mısın?

c) Yazılarında fotoğraf çekme ibaresini çok kullanıyorsun. Neden? Merve Çögensiz

Cevap 3:

a) Geçer ama çoğu şey iz bırakır.

b) Hayır. Yazmak rahatlatır evet; ama hiçbir şeye hak ettiğinden fazla paha biçmemek lâzım. Putlaştırmamak gerek diyorum yani.

c) Yazmaya ilk başladığımda tasvir etmeyi çok severdim. Zamanla somut nesnelerden soyut nesnelere doğru betimlemeler yapmak daha çok hoşuma gitmeye başladı. Bir insana baktığımda et ve kemik haricinde ne görüyorsam onu olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum. Bunu da karakter/ruh halinin fotoğrafını çekmekle ilişkilendiriyorum.

 

İbrahim Halil Aslan

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • Ibrahim H. Aslan , 12/11/2015

    Bu kadar resmiyete gerek yok “sevket” çay içerken de sorabilirsin. :)

  • Çamur Şevket , 12/11/2015

    Evlilik mevzusu aklıma gelmişti ama mutlaka soran olur diye öteki soruları sordum. Cevapları görünce tam istediğim şekilde soramadigimi fark ettim. Kitap çıkarırsanız imza gününde bir daha sormak isterim birkaç soru.

Çamur Şevket için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir