Yazılar:
  • Nefehât
  • Bir Kitabın Tahlili: Kuşçubaşı Eşref
  • Adı Aşk
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul
  • Üç İstanbul Tek Devrim
  • Yalnızlığın Mabedi
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Beckett Gibi “Bekleyiş”

Feyza Yapıcı  |  04/08/2015  |  Kategori : Fikir   |  Okunma:3.524

2

“Biz kimiz, kimlerdeniz?” sorusunun cevabı nerede,  neyi, nasıl “bekle”diğimiz gerçeği ile yakinen ilişkilidir. Evet, yaşadığımız hayat bir “bekleyiş”, bizler de “bekleyen”leriz. Fakat her “dünya”nın farklı bir bekleyişi vardır ki, bu farklılık bizim aslında “kim” olduğumuzu gösterecektir. Zira nerede, neyi, nasıl bekliyor isek öyle hissediyor, yaşıyor ve göçüp gidiyoruz bu dünyadan. Dolayısı ile “bekleyiş”i irdelemek lâzım. Beckett, Camus ya da Kafka’nın tarafında, onlar gibi mi bekliyoruz yoksa Gazali, İbn-i Arabi ya da İbn’i Rüşt’ün beklediği tarafta mı bekliyoruz?

Godot beklenir fakat gelmez, Godot’un varlığı bile muammadır. Kafka’nın Josef K’sı kitabın sonunda öldürülür, belki de öldürülmemiştir, bu dahi belli değildir, Camus’un Yabancı’sında herkese ve her şeye  “yabancı” olan bir Mersault vardır, bir cinayet vardır, belki de yoktur. Yine Blanchot’un “Bekleyiş ve Unutuş”unda birbirini anlamayan adam ve kadın vardır. Belki de olan sadece adam ya da kadındır, belli değildir. “Belirsizlik” üzerine bina edilen bu eserler “absürd” diye adlandırılan düşünce sisteminin ürünüdür. Belirsizlik, bu belirsizliğin beslediği umutsuzluk, bu umutsuzluk ile “bekleyiş” ve gelmeyiş.

Sayfa 26:

“Estragon: Hadi Gidelim.
Vladimir: Gidemeyiz.
Estragon Niçin?
Vladimir: Godot’u bekliyoruz.
Estragon: (Umutsuzca) Ha!”

Kitabın sonu:

“Estragon: Ayrılalım mı? Bizim için daha iyi olabilir.
Vladimir: Yarın kendimizi aşacağız. (Bir an.) Tabi Godot gelmezse. – Peki ya gelirse?
Vladimir: Kurtuluruz.”

Kitabın başı da aynıdır, sonu da. Kitabın başındaki belirsizliğin ve umutsuzluğun yoğunluğu da aynıdır. Kurtulmayı ister ama kurtulamayacağını da bilir.

Ve burada sormalıyız sanırım: Godot’yu bekleyiş, bize yabancı bir bekleyiş mi yoksa bizden bir bekleyiş mi? Beckett’in bu bekleyişini okurken salt bir Batılının düşünüş sistemini anlamak için mi okuyoruz yoksa bu bekleyiş “bizden” olduğu için mi okuyoruz? Yahut şöyle soralım: Beckett ve biz aynı tarafta mıyız? Bekleyişimiz aynı belirsizlikte ve aynı umutsuzlukta mıdır?

Batılı olmak yahut Batılı “gibi” olmak farklı toplumlara hitap eden ifadeler. Coğrafi açıdan farklı toplumları ifade eder evet. Fakat “ruhi” açıdan Batılı olan ile artık “Batılı gibi olan” yani “Batılılaşmış” olan bence artık aynıdır. Bazı yazarlarca, Batılı olan ile Batılı “gibi” olanın zihninin de birbirinden farklı olduğu söylenir. Zira birisi direkt batılıdır, diğeri ise aslen Doğulu olmasına Batılılaşmış, Batılı “gibi” olmuştur. Doğulunun zihni karışıktır. Bir tarafı Batılı gibi olsa da Doğulu olan bir “dürtü” vardır onda hâlâ. Düşünürler bunu temel alarak Doğuluda “çeşitli katmanlar”ın çatışması var derler. Ve (Batılı ile Doğulu) zihinlerin -halen- birbirinden farklı olduğunu söylerler. Ben, zihinde bazı farklılıklar olsa da “Batılı gibi olan” bir “Doğulu”nun “Batılı”dan çok da bir farkı olduğunu düşünmüyorum. Bazı “dürtü”lerin varlığı bu hakikati değiştirmez. Örneğin; Batılı “gibi” oluşuyla övünen bir ailenin içki içmesine rağmen bir “dürtü” olarak domuz eti yemiyor oluşu, bunun bir hudut oluşu çok da anlam ifade etmez aslında. Bir zihnin biraz doğulu biraz batılı olması mümkün değildir. Zihin birinden ötekine kaydı ise artık “öteki”dir. Toplumun “düşünür” denilebilecek kesimi için de durum bu iken burada farklı bir okuma daha yapmamız icap eder. Bu bağlamda Daryüş Şayegan’nın “Yaralı Bilinç” adlı eserinde yaptığı değerlendirmeler üzerinden gitmek istiyorum: “Sartre’nin bir kitabı okunur ama bu kişinin çağdaş Fransız düşüncesi içindeki rolünün ne olduğu bilinmez. Freud düşüncesinin modern rasyonalizm akımında açtığı epistemolojik gediklerden habersiz kalır… Batı tarihinin farklı dönemlerinin ardında bulunan kavramsal yapıların neler olduğunu bilmez.”  Diyerek Doğulunun bilincini “yaralı” olarak niteler. Şayegan’nın doğuluyu tahlil eden değerlendirmeleri harikuladedir. Evet, Doğulunun bilinci “yaralı”dır. Fakat ben Şayegan’ın değerlendirmelerinden şu noktada ayrılmak zorundayım ki yaralanması ve bu yaradan aldığı mikrobun tüm vücuda yayılması ile birlikte bilinç artık başka bir şeye dönüşür. Zira mikrobun bilince girmesi ile her şey alt üst olmuş ve yeni bir durum husule gelmiştir ki artık zihin değişmiş, bilinç başkalaşmıştır. Bu aşamadan sonra Doğu ile Batı arasında kalmış bir zihinden değil, öyle ya da böyle batılı bir zihinden bahsetmemiz gerekecektir. Şayegan’ın Sartre’nin ya da Freud’un yani batı düşünce çizgisini, gelişimini yaşamamış zihinlerin tam anlamıyla Batılı olamayacağı eleştirisini ise hem kabul hem red etmek gerekecektir. Bir zihnin Batının düşünce gelişimini bilmeyişi onu batılı olmaktan alıkoymaz yalnızca bu düşünce gelişimine katkı sağlamaktan alıkoyar. Zira Batılılaştırma dediğimiz şey kitaplar ile değil tüm halk kitlelerini içine alabilecek bir “furya” ile bir “aptallaştırma” ile olmaktadır. Fakat Şayegan’nın işaret ettiği üzere bu “furya” ile batıya bütünleşmiş oluş Batının düşünce gelişimini bilmeyi doğrudan sağlamadığı için bu “furya”dan çıkış mümkün olamayacaktır. Şayegan’a bu noktada elbette hak vermek gerekir. Fakat bir zihnin Batılı gibi mi yoksa bir Müslüman gibi mi beklediğini en güzel “bekleyiş” gösterir bize. Zira nerede, neyi, nasıl bekliyorsak Beckett gibi bekliyor, onun “Godot’yu Beklerken”ini okuduğumuzda kendimizi de onun gibi “bekler” buluyor isek Beckett’in tarafındayız demektir.

…

Feyza Yapıcı

Tweet

2 Yorum

  1. sessiz fırtına 06.08.2015 09:29:22

    Şair ne güzel anlatmış beklemeyi:

    Herkes bekler,herşey bekler ama mesele kimi beklediğiniz kadar
    nasıl beklediğinizde de saklıdır..

    Eğer beklediğiniz bir gün gelip,kapıyı açıp,ben geldim dediği vakit
    karşısında kendisini buluyorsa,bekleyen bekleye bekleye beklediğinin aynısı oluyorsa,

    işte orda beklemek var diyebilirsiniz..

    gerisi boşuna…

    Cevapla
  2. yesil_kalb 05.08.2015 14:14:39

    Ya beckett gibi bekleyemiyorsak..ya hiç beklememişsek

    bu yıllar bekleyemeyenlerin yılları değil mi?

    Zaman da artık sanki beklemiyor..

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Sosyolojinin Doğuşu ve Ne’liği Üzerine

Sonraki Yazı

Ayasofya’nın Hat Levhaları

İlgili Yazılar

  • Böyle Gelmiş Böyle Gider Arkadaş!

    Muhammed Furkan Kâhya
    Kendisinde bir şeyleri...
  • Felsefenin İlk Tanımları

    EdebiFikir
    Felsefenin ne olduğu ve neyle...
  • Yunus Emre Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

    Feyyaz Kandemir
    Yunus Emre ve İlim # Yunus Emre...
  • 3

    Bize Giden Yol

    Ali Sözer
    Konuya iki misal ile başlayalım....
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Midye Karanlığı için tişkirler
  • Yalnızlığın Mabedi için Zeynep
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul için tahattur
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul için Muhammed Furkan
  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul için Künhüne vâkıf birisi
  • Geçmiş Zaman Sancısı için İhsanbul
  • Yahyâ’ya Mektup – 4 için körlük
  • Midye Karanlığı için Bilmesendeolur
  • Mutlu Olma Sakın için bu havaya bir attar dükkanı
  • Midye Karanlığı için EdebiFikir

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Nefehât

    Celal Kuru
    20.04.2021

  • Bir Kitabın Tahlili: Kuşçubaşı Eşref

    Sizden Gelenler
    19.04.2021

  • Adı Aşk

    EdebiFikir
    18.04.2021

  • Edebifikir Kitap Pusulası: İstanbul

    Muhammed Furkan Kâhya
    16.04.2021

  • Üç İstanbul Tek Devrim

    EdebiFikir
    15.04.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Niçin Sevdiniz?
  • Derin Yapılanma
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 6

    Portatif Kafa, Akıl ve Kalp

    By Sizden Gelenler
    Sevgili bilim insanları, Uzun süredir...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...