Yazılar:
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
  • Sezai Karakoç'un Hatıraları - 2
  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Övgüden ve Yergiden Göremediğimiz Osmanlı

Mücahit Emin Türk  |  03/12/2015  |  Kategori : Fikir   |  Okunma:5.151

2

Bir kişinin anlaşılmasını istemiyorsanız, onu mübalağalı bir şekilde övebilir veya ölçüsüzce yerebilirsiniz. İkisi de aynı kapıya çıkar: Mevzubahis kişinin önüne büyük bir perde çekmiş olursunuz. Böylece insanlar o kişiyle sağlıklı bir irtibat kurmakta çektiğiniz perdeye takılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Belki de bunun muadilini şimdi kendi tarihimizde, aslında kendi tarihimizin bir kesitine yani Osmanlı Devleti’ne yapıyoruz.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında saltanatın kaldırılması, akabinde hilafetin ilgasıyla beraber Osmanlı dönemine dair ne varsa hemen tamamı tasfiyeye başlandı. Ayırt edilip üzerine düşünülmeksizin birçok şey de kötülenmeye, reddedilmeye, unutturulmaya çalışıldı. Yeni kurulan bir rejimin temellerini oturtmak için yapıldığı öne sürülüp bütün bu işleri hoş göstermeye çalışanlar olsa da bu hakikati aksettirmiyordu. Görünen manzara, Cumhuriyet’in bir fazilet olduğunu düşünenlerin monarşi, saltanat ve hanedan düşmanlığından daha fazlaydı. Çünkü sadece Osmanlı hanedanı yurt dışına sürgüne gönderilip saltanatın işaret, iz ve alametlerini ortadan kaldırmaktan ibaret değildi. Hilafet, medrese, tekke ve zaviye, Türk müziği, Kur’an harfleri ve daha birçok müesseseye büyük bir düşmanlık besleniyordu. Bir milletin hayatını sürdürdüğü zemin, nefes alıp verdiği atmosfer çekilip alınıyordu. Bütün bunlar yapılırken de her şey Osmanlı ile ilişkilendiriliyor ve Osmanlı’ya saldırılıyordu.

Görünürde bir yanılgı gibi görülebilecek bu durum, gerçekte büyük bir intikamın perdelenmesiydi. Yerginin, hakaretin yöneldiği şey bir devlet, Osmanlı hanedanı değildi aslında. 1940’lı yıllarda, Türkiye’deki merkezî yerlerde, çarşıda pazarda bir Hıristiyan veya Yahudi rahatça gezip dolaşabilecek durumdayken vatanında paryalaştırılmış bir Türk’ün çarşafı veya şalvarı jandarma süngüsüyle paramparça ediliyordu. Sanki Yahudi ve Hıristiyanlar 1839’dan evvel Türkiye’de geçerli olan kuralların intikamını alıyordu. Çünkü 1839’dan önce gayrımüslimlerin mahkemede şahitlikleri müslümanlarla eşit değildi. Müslümanların giydiği kıyafetleri giymeleri yasaktı. Silahlanmalarına ve savaş için at beslemelerine izin verilmiyordu. Müslümanların evinden daha yüksek ev inşa edemiyorlardı. Yolda yürürken müslümanlara yol vermek zorundaydılar.

Osmanlı Devleti’ne, onun kaim olduğu döneme dair her şey bir düşmanlığın ve nefretin nesnesi oluveriyordu. Kemal Tahir, kendi tarihine yerli bir gözle bakma çabasının ürünü olan “Devlet Ana” romanını neşrettiğinde büyük bir linç kampanyasıyla karşılanmıştı. Kendisi gibi Marksist olanlar, Osmanlı’ya bakışını beğenmeyip onu dışlamış, hatta Mete Tunçay bu romanın toplatılıp yakılması gerektiğini savunmuştu. Bu düşmanlık ve nefret, tenkitte gidilen ifrat; bugünlere dek uzanan bir tefritin doğmasına neden oldu. 600 yıllık Osmanlı Devleti, Osmanlı hanedanı ölçüsüzce övülmeye başlandı. Sanki bu devir bir asr-ı saadet örneğiymiş gibi Osmanlı devrinde yaşananlar örnek ve ölçü olarak sunulmaya başlandı. Neredeyse bütün iyilik ve faziletler Osmanlı’ya atfedilmeye başlandı. Bu da birçok yanlış anlamayı, abartılı yorumları ve yanlış bilgilere dayanan hamaseti doğurdu.

Osmanlı övgülerinin toplandığı noktalardan biri de kıyas etmek üzere onu Avrupa’nın karşısına oturtmaktır. “Avrupa şöyleyken Osmanlı böyle üstündü.” türünden sözlerle hepimiz bir yerlerde karşılaşmıştır. Fakat aynı mukayeseci zihin, demokrasiyi bir faziletmiş gibi sunup Osmanlı’nın gerçekte ne kadar demokrat olduğundan da dem vurabiliyor. Hem kendini Batı’dan kıymetli sayıp hem de Batı’nın kıymet ölçüleriyle değerini ortaya koymaya çalışmak gibi bir çarpıklık içine düşüyor. Öte yandan da Osmanlı tarihinin unsurlarından sadece Batı ile karşı karşıya gelinen noktaları çekip çıkararak Osmanlı tarihini bir bütün olarak anlamak imkânına zarar veriyor.

Osmanlı devrinde yaşananları menkıbeleştirmek yoluyla, devletin 600 yıllık ayakta kalışı anlatılan menkıbelerdeki faziletlere dayandırılıyor. Fakat esas dikkat çekilen, vurgulanan ise devletin ne kadar uzun ömürlü olduğu, ne kadar ihtişamlı olduğu ve cihana hâkim olduğu yönündeki bilgiler oluyor. Böylece ahlak ve faziletler, cihan hâkimiyeti ve ihtişama ulaşmanın aracı olarak takdim edilmiş oluyor. Farkında olmadan, önemli olanın kudret ve ihtişam olduğu, fazilet ve ahlakın buna ulaşmak için bir araç olduğu söylenmiş oluyor. Bu da Osmanlı Devleti’nin gerçekte nasıl bir maceradan geçtiğini perdeleyen bir tavır oluyor. Bu kolaycılıkla beraber kütüphanelerdeki binlerce cilt kadı sicilleri, arşivlerdeki milyonlarca belge vs. bir kenarda Osmanlı muammasını katmerlendiriyor.

Osmanlı Devleti’nin faaliyetleri, bugün hâlâ tesirini sürdürüyor. Üç kıtaya yayılmış büyük bir imparatorluk coğrafyasına altı asır idare etmenin beklendik bir sonucu bu. Fakat bizler, övgü ve yergi arasında ne Osmanlı’nın gerçek bir portresini çıkarabiliyor ne de Osmanlı Devleti’nin bugüne tesirlerini okuyabiliyoruz. Osmanlı tarihi aktüel politikanın, gündelik tartışmaların ve bayağılığın tasallutu altında yağmalanırken, okuryazarlarımızın zihinleri ve sohbetleri de popüler tarih kitapları ve dizilerle doldurulmuş oluyor.

Mücahit Emin Türk

Kaynak: Mostar Dergisi, Ekim 2015, sayı: 128

Tweet

2 Yorum

  1. osmanlı torunu 07.12.2015 20:47:46

    osmanlı’ya karşı böyle mesafeli, soğukkanlı duruşu anlamıyorum. elbette öveceğiz, başka ne yapabiliriz. osmanlı’yı anlamaktan söz ediyorsunuz, onu anlayan zaten över.

    Cevapla
  2. Mükerrem Mete 03.12.2015 16:29:34

    Ben bu yazıyı bir yerden hatırlıyorum :)

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Edebifikir Söyleşileri

Sonraki Yazı

Tarihe, Şiire, Osmanlı’ya ve İsmet Özel’e Bakışım

İlgili Yazılar

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    Bilgi ve Düşünce Faaliyeti Bilgi,...
  • 1

    Anlatının Büyüsü ya da Kurmaca Dünyaların Gerçeklikleri

    Mehmet Erikli
    Söze, anlatının insan için ne ifade...
  • Vicdan Nedir?

    EdebiFikir
    Vicdan Eğer bir eylemin ahlâkî...
  • Erdem Nedir?

    EdebiFikir
    ERDEM (yun. arete; lat. virtus; fr. vertu;...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Bana Verilen Armağan için dönem bitiyor ve ben
  • Şimdi ya Sonra Belki de Dün için Ketebet
  • En Sevdiğimiz Kitap İsimleri için Ambrosia
  • Sırrı Fâş Eylemek için Nagehan
  • Revü Gülütü için Nesnâs
  • Revü Gülütü için Yarı donuk hevesimi ellerine veriyorum
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Kardeş
  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan
  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    20.01.2021

  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    19.01.2021

  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat

    Abdurrahman Mıhçıoğlu
    18.01.2021

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Buralar Bembeyaz

    By İbrahim Halil Aslan
    İbrahim Halil Aslan neden yazmadığını...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...