Yazılar:
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
  • yekinen
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II
  • Batlamyus ve Bilimsel Gerçekler!
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Yaşama Hastalığı

Mustafa Çolak  |  13/09/2012  |  Kategori : Fikir   |  Okunma:3.881

1

 

“Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız.” Kendimizden, kendimize dair dış dünyada hiçbir şey bulamadığımız için; yaşamak, tutsaklıktır. Düşündüklerimiz ile eylerimiz farklı, hissettiklerimiz ile gördüklerimiz, hayalimizdeki insanlar ile muhatap olduklarımız çok farklı. Farklılıklar içinde kıstırılmış zavallı tutsaklarız. Yapmaya mecbur olduğumuz şeyler; hiç de yapmak istediklerimiz değil. İçimizde özgür olduğunu haykırabilecek birisi var mı?

Dış dünya kusurludur, kusurlarla doludur, kusurlu olduğu için lanetlidir. Hepimizin ise içinde kusursuzluğa hasret çeken bir yan vardır. O yanımız hariç, diğer tüm yanlarımız da kusurludur. Tüm bu yanlarımızı reddedip kusursuz tek yanda “bir” olmak varken, tüm kusurlu yanlarımızın kusurlarını kusursuzlaştırmaya çalışmak da ne? Nihayetinde tüm kusurları kusursuzca onarılsa dahi insan kusurludur, çünkü sınırlı ve sonludur. Kusursuz olan sadece sınırsız ve sonsuz olan değil midir? Kusursuza duyulan özlem acıdır ve insan ancak acıyla olgunlaşır. Bizlerse arzularımızın kurbanıyız.

Yaşamak başkalaştırıyor insanı, geliştirmiyor. Sadece farklılaşıyorsun eğer yaşıyorsan, olgunlaşmıyorsun. Olgunlaşanlar; ancak yaşayamayanlardır. Modern dünyanın, toplumsal düzenin dayattıklarını yaşamayanlar.

Kurdukları kendi iç dünyalarında tertemiz yaşamayı başarabilenlere ne mutlu! Evet, bu görünen dünyada yaşamaktansa sadece düş dünyasında yaşamak kat kat güzeldir. Dünya; yaşamak için dönmüyor. İnsan da yaşamak için doğmuyor. Her şey, ölmek için doğuyor.

“Kendimi dünya işleriyle henüz kirlenmediğim, her gizeme, her geleceğe açık olduğum o uzak gecelerde unutuyorum.” Yüzümün kızardığı günleri özledim. En ufak bir bakış, dokunuş veya söylenilen bir sözde insanın yüzünün kızarması ne asilliktir! Bu asalet temizlikten, saflıktan gelir. Her ortama yüzü kızarmadan ayak uydurabilen, “kişisel gelişim” ini tamamlamış çağımızın modern asilleri değil, gerçek asalet sahibi olan bunlardır işte: Yüzü kızaranlar.

İnsan, tanıdığı her yeni insanda kendinde olan bir eksikliği fark eder ve bu eksikliğini tamamlayarak kendini geliştirdiğini düşünür. Ama bu gelişim nereye doğru, hiç düşünmez. Edindiği her tecrübe, kişiyi hangi yöne doğru geliştirmektedir? Nerede ne yapacağını bilmeyen insan, bir de bakarsın her yerde her şeyi yapan insan oluvermiştir. Yaşamayı çok güzel öğrenmiştir!

Evet, modern dünyada “modern insan” diye tabir edilen insan profili; yaşamayı çok güzel beceren insan demektir. Güzelim utanma duygusunu yitirmiş, yırtık insandır bu çağda başarılı olan.

Ne başarı istedim, ne de kendimi geliştirmek. Buna rağmen hiçbir şey istemediğim halde, yaşamaktan ısrarla kaçtığım, kaçmaya çalıştığım halde yaşam, beni girdabının içine çekti ve zorla da olsa öğretti öğrenilmesi zorunlu çağın gerektirdiklerini. Yüzümün kızarması gereken yerlerde yüzüm kızarmaz oldu. Bazen keyifli, bazen üzüntülüydü ancak bir şekilde kabullendirdi bana istediklerini. Şimdi dönüp baktığımda sadece özlem duyduğumu hissediyorum. Saflığa, insansızlığa, yaşamsızlığa… Bu çağda yaşamak, tam manasıyla hastalıktır.

 

 

Tırnak içinde kalın yazılan cümleler Fernando Pessoa’ya aittir.

Tweet

1 Yorum

  1. küpeşte 23.10.2016 00:00:11

    Senelerdir yazmaya uğraştığım, içinde debelenip durduğum sonra vazgeçip yorulduğum cümleleri benim yerime kuran yazar .. özgür olduğumu haykırıyorum ! Bu kaotik düzende bize hayret verici bi kayırsızlıkla en doğrusunun ayak uydurmak olduğunu telkin eden herşeyin KALBEN uzağındayız. Bu tutsaklığın içindeki özgürlüktür .

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Huzursuzlar İçin Notlar

Sonraki Yazı

Acı Çekme Sanatı

İlgili Yazılar

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    Bilgi ve Düşünce Faaliyeti Bilgi,...
  • 1

    Anlatının Büyüsü ya da Kurmaca Dünyaların Gerçeklikleri

    Mehmet Erikli
    Söze, anlatının insan için ne ifade...
  • Vicdan Nedir?

    EdebiFikir
    Vicdan Eğer bir eylemin ahlâkî...
  • Erdem Nedir?

    EdebiFikir
    ERDEM (yun. arete; lat. virtus; fr. vertu;...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Sırrı Fâş Eylemek için Nagehan
  • Revü Gülütü için Nesnâs
  • Revü Gülütü için Yarı donuk hevesimi ellerine veriyorum
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Kardeş
  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan
  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih
  • Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 5 için kütüphanesinden uzak üniversiteli
  • yekinen için Meclis-i Şuara
  • Birilerinin Suyu ve Ateşi Olmak için Nesnâs

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

  • Sırrı Fâş Eylemek

    Sulhi Ceylan
    14.01.2021

  • yekinen

    Feyyaz Kandemir
    13.01.2021

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    12.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Hayatımın Bazı Seneleri

    By EdebiFikir
    1884 Kânûn-i evvelinin 2sinde,...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...