Yazılar:
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Rüzgâra Tutulmuş Günler – 21

Sulhi Ceylan  |  23/09/2019  |  Kategori : Günlük   |  Okunma:1.852

3

22 Temmuz 2019 – Pazartesi

Seneca, her bir insanın köle olduğunu iddia eder ve insanlığın köle olmayan birini gösteremeyeceğini söyler. İddiasını da şöyle kanıtlar: “Biri şehvetin kölesidir; öteki açgözlülüğün, beriki siyasal ihtirasın; herkes de umudun, korkunun kölesi!…” Bilge filozof haklı gibi duruyor ama ben konuyu başka bir alana çekmek istiyorum. Mesela toplum, şehvetinin kölesi olanları farklı adlarla isimlendirir: Fahişe, ahlaksız, namuzsuz vb… Bu adlandırma aslında toplumun kendini temize çekmesidir. “Ben bunlar gibi değilim” demenin bir yolu da insanları sıfatlandırmaktır. Bununla birlikte siyasi ihtirasının kölesi olmuş biri her hâlükârda toplumda kendine yer edinir çünkü bu kişilere karşı özel bir isim ya da sıfat verilmez. Yine açgözlü insanlar da toplumda bir şekilde yer edinmesini bilir. Neden mi, çünkü halk için zahir önemlidir. Yani gözüken… Göstere göstere yapılan… Gizli yapılan ya da inkâr edilen günahlar önemsenmez. Aklını başkalarına satan ve kullanılmış hayatları yaşayan kişiler de toplum tarafından dışlanmaz. Bunun sebebi ise insanların genelinin aynı hal ile hallenmesidir. Sözün özü ise menfaat bir puttur ve herkes bir tarafından o puta sarılır. Köle olmak aslında putu olmak demektir.

25 Temmuz 2019 – Perşembe

“Arzularının yangınları içinde yürür insan…” diyor William Blake. Bu sözden insan hayatının bir yangın yeri olduğunu ve yangının ise arzu duymak ile başladığını söyleyebilirim. Arzuya istek, iştaha, meyil, heves ve şehvet de deniyor. Yani bir şeye karşı eğilmek, istek duymak vb… Kant, arzuyu tutsaklık olarak görür ve bu sebeple iradeye önem verir. Çünkü iradede özgürlük ve özerklik vardır. Arzu ise içinde bir edilgenlik barındırır ki bu sebeple iradeden düşüktür. İrade bilinçli ve kasıtlı bir yönelme iken, arzuda bir çekilme, cezbeye tutulma hali vardır. Bu sebeple arzuların tedavisinden bahsedilir. Eğer tedavi edilmez ve kişi tüm iradesini arzunun eline bırakırsa kişisel bütünlüğüne eremediği gibi, akli özgürlüğe de ulaşamaz. Çünkü arzunun olduğu yerde akli bir hareketten bahsedilemez. Akıl burada arzuya tâbi olmuş ve ne yazık ki karar alamaz hale gelmiştir. O halde insanın düşünen bir varlık olarak tanımlanması aslında ideal bir tanımdır, yani olması gerekeni işaret eder. Ama gerçek böyle değildir. Diğer mesele ise ulaşılamayan arzuların kişiyi içten içe yakmasıdır. Ne kadar büyük ve ulaşılamayan bir arzu varsa yangın da o kadar büyüktür. Sevdiği kişiye ulaşamayan her bir insan ne dediğimi çok iyi anlar. Çünkü ayrılık aşk doğurur ki aşk baştan sona bir yangındır.

29 Temmuz 2019 – Pazartesi

Tasavvufu ilk kez tanımlayan velinin Marûf-i Kerhi (k.s.) hazretleri olduğu söylenir. Şöyle buyuruyor: “Tasavvuf hakikate sarılmak ve halkın elindekilerden yüz çevirmektir.” Cümlede, hakikate sarılmak için insanlardan hiçbir şey beklememek gereği vurgulanıyor. Çünkü hakikata ermek için kişinin tevhidi yaşaması, yani çokluk algısından kurtulması ve tek merci olarak Allah’a yönelmesi ama ihlas ve muhabbetle yüzünü çevirmesi gerekiyor. İnsanlardan beklentisi olan biri hakiki manada Allah’a kulluk yapamaz. Çünkü her beklenti aslında bir baş eğmedir. Unutmamalı ki derviş Hakk’tan başkasına boyun bükmez. İşin diğer yönü ise kâinatta tek fail vardır ve o da Allah’tır. Diğer varlıklar Allah’a göre gölge varlık mesabesindedir. Gölgeliklerini de yine Allah’tan alırlar. O halde Allah’ı bırakıp insanlardan beklenti içine giren kişi dolaylı olarak Hakk’tan beklenti içine girmiştir ama durumun farkında olmadığı için niyetinin sonucunu görür, fazlasını değil. Zaten tasavvuf işte bu var gibi görünen mümkün varlıkların yok olduğunu anlama ve sadece varlığı zorunlu olan Hakk’a sıdk ile yönelme sanatıdır. Bu yönelme dünyada iken iradeli bir şekilde gerçekleşirse kişi varlığının hakikatini gerçekleştirmiş olur. Çünkü ölüm her hâlükârda beklentilere son verecektir.

 

Sulhi Ceylan

 

Tweet

3 Yorum

  1. aydınlanma değil merhamet 23.09.2019 22:54:44

    “Kant, arzuyu tutsaklık olarak görür ve bu sebeple iradeye önem verir.”

    Iradeli olmak içinde iştiyak, arzuya ihtiyaç yok mu?

    “Ne kadar büyük ve ulaşılamayan bir arzu varsa yangın da o kadar büyüktür.” insan için bu olması gereken bir hâldir bazen.Sadece “büyük ve ulaşılamayan arzusu” tamamen fâni şeyler olmasa…bâki olana evrimleştirebilirse arzu, iştiyak mühim azıktır..iradeyi dinç tutar.” diye düşündürdü bu güzel yazı…

    Gönlünüze sağlık…

    Cevapla
  2. PeritAze 23.09.2019 18:36:03

    Sulhi Hocamıza teşekkürler…
    Zaten o toplumda kendine yer bulan köleler olmasa idi, toplumdan dışlanan köleler de olmaz idi. Burdan çıkardığım sonuç toplumda kendine yer bulan köleler ‘kölelik koltuğu’ na oturma yarışına girip her defasında kazanıyorlar.

    Cevapla
  3. A.B. 23.09.2019 17:46:34

    Bu ara okuduğum ve varlığından haber aldığım iki olayla ilgili içimdeki tedirginliğe cevap oldu bu yazı. Özellikle ilk parça

    ” Mesela toplum, şehvetinin kölesi olanları farklı adlarla isimlendirir: Fahişe, ahlaksız, namuzsuz vb… Bu adlandırma aslında toplumun kendini temize çekmesidir. ”

    Cümlesi içime su olup ateşi söndüren unsur oldu. Toplumun kendini temize çekme çabası.

    Müslüman olan toplumların geride kalmasının sebebini etüd ettiğini söyleyip sayfalarca yazı yazanların hâlidir. Siyasi ve toplumsal çekişmeleri yazanların hâlidir. En çok da içimizde olup bizden olmayanların hâlidir. Bazılarının kalbî temizdir ama lafta…

    Teşekkürler Sulhi Hocam…

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Beni Göğsündeki Hüzne Davet Et

Sonraki Yazı

Çaykolik Sohbetleri 1 Ekim’de Başlıyor

İlgili Yazılar

  • “orhan pamuk’u niye öldürsünler, ben kitaplarımda öldürdüm?”

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    (iktibas...
  • 6

    Rüzgâra Tutulmuş Günler – 37

    Sulhi Ceylan
    12 Haziran 2020 – Cuma İyi, deyince...
  • 2

    sistem müsaade etmiyor

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    orta okul, lise sıralarında okurken...
  • 4

    Rüzgâra Tutulmuş Günler – 36

    Sulhi Ceylan
    21 Mayıs 2020 – Perşembe Kaygının...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Ömer asaf
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için okur
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için .
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Feyza
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Abdullah
  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır

    Celal Kuru
    27.02.2021

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 6

    Sezai Karakoç Televizyonlarda Neden Yok?

    By Mücahit Emin Türk
    Sezai Karakoç dosyamızın altıncı...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...