Yazılar:
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı
  • Göğü Delen Adam
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Rüzgâra Tutulmuş Günler – 9

Sulhi Ceylan  |  18/01/2019  |  Kategori : Günlük   |  Okunma:1.998

3

27 Aralık 2018 – Perşembe

Geçen gün Füsus şârihi Ahmed Avni Konuk’un bir cümlesine denk geldim. Şöyle diyordu:  “Âgâh ol! Firavun’daki kudret ve saltanat sende de olsa idi, senden de onun fiilleri gibi fiiller sâdır olurdu.” İster istemez düşüncelere daldım. Ben de Firavun gibi kral olsaydım, tanrılık iddiasından bulunur muydum diye! Krallık yani saltanat gözümü kör edip kendimden başka gerçeklik görmeyi reddedebilir miydim? Açıkçası bu soruların cevabı yok. Sahip olunamayan şeyin terki de gerçekleşmiyor. Bununla ilgili sosyal medya platformunda dolanan bir söz var: “Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.” O halde Ahmed Avni Konuk’un tespiti son derece doğru. Peki bu sözden ne anlamalıydım? Sanırım ilk olarak sınanmadığım günahlarla imtihan edilmiş ve yenilmiş kişileri küçük görmemeliyim. Peşin hükümlerden uzak durmalıyım. İnsan; sonuçta kim bilir şeytanın hangi vesvesesine kulak kesildi de sol omuzuna bu vesvesenin ağırlığı gelip oturdu. Ağırlık işte, insanı çökertiyor. Ruh, nefsin önünde eziliyor. Cümlenin bir diğer işareti ise insanı azdıranın âmilin kudret olduğu… Kudretin zıddı ise acizlik… Aciz olduğunu unutan ve kudrete erişen insanın en son varacağı nokta kendini tanrı sanması değildir de nedir? Hâlbuki gelenek, insanın sermayesi kudret değil acizlik olduğunu imler. Gerçi bu durum ontolojiktir. Yani hakikaten insan acizdir. Kendini son derece kudretli hissettiği anlarda dahi aslında acizdir. Ama böyle anlarda göz, güç sahibi olmanın verdiği körlüğü yaşar.

31 Aralık Pazartesi – 2018

Fatih’te bir mahalle… Kadınlar Pazarı’nın hemen arkasındaki bir sokaktayım. Bir görüşmeden dönüyorum. Yanımda ilkokul arkadaşım var. Sohbet ederek ağır ağır ilerliyoruz. Sokağın köşesindeki üç katılı tahta binanın önünde kırk-elli yaşları arasında bir kadın ağlıyor. Binanın köşesine başını dayamış şöyle diyordu: “Allah’ın n’olur, duamı kabul et. Dayanamam, n’olur!” Gözlerinden oluk oluk yaş akıyordu. Bir an durduk haliyle. Yardım edebilir miyiz diye… Ama sanki başka bir boyuttaydı. Hiçbir faninin kendisine yardım edemeyeceğinin farkında ve tek kapının Allah’a açılan kapı olduğunun bilincinde.

Kim bilir ne derdi vardı! Ağlaması çok içliydi. “Allah’ım” demesindeki samimiyeti anlatmam imkânsız. Çünkü hiç o kadar samimi olduğumu hatırlamıyorum. Ve bakışları. Tamam gözleri açıktı ama bakışları sanki bu dünyaya yönelik değildi. Bizi hiç fark etmedi mesela. Allah ile konuşmasına şahit olduğum bu kadının veli olabileceğini düşündüm ilkin. Veli olduğunun farkında olmayan bir kadın. Acısının büyüklüğü kendisini görmesine engel oluyordu. Bu sebeple kendini günahkârlardan bir günahkâr sayıyordu büyük ihtimal. Ama bana sorsalardı, yüksek bir manevi derecede biri olduğunu söylerdim. Çünkü dünyanın peşinde değildi. Belli oluyordu.

Sonra ister istemez ağır adımlarla ayrıldık oradan. Aklımda hâlâ kadının rabbiyle konuşması vardı. Ben rabbimle böylesine samimi olarak hiç konuşmamıştım! Konuşamamıştım! Bir şeyleri yanlış yapıyordum. Ama neyi?

8 Ocak Salı – 2019

Bugün, Dücane Hoca’nın “Kırılmak istemiyorsan kimseye ‘ayna’ olma!” cümlesinin olası sonucunu yaşadım. Bir arkadaşıma kendi gerçeğini gösterdim. Kendisiyle yüzleşmesi için yaptıklarını saydım döktüm. Hatalarını bir bir önüne koydum. İlkin söylediklerime inanmak istemedi ve yemin etmek zorunda kaldım. Kendimi bildim bileli yemin ettiğim vaki değildir. Olduysa da ben hatırlamıyorum. Yeminim üzerine arkadaşım söylediklerime inanmak zorunda kaldı. Fakat bu kabulde şöyle bir sorun vardı: Ya benim kendisi hakkında söylediklerimi kabul edecek ve aynada gördüğü kişinin düşündüğü gibi biri olmadığı gerçeğiyle yaşayacak ya da gerçekliği eğip bükecek ve çeşitli bahanelerle vicdanının sesini kesecekti. İçinde ne yaşadığını bilmiyorum ama sesinde bir değişme oldu, hüzünlendi, gözü yaşlandı. Bana da “Patavatsız Sulhi, sana mı düştü insanlara ayna olmak, işte böyle konuştuğuna pişman olursun!” cümlesi kaldı. Hem arkadaşımı kırmış oldum hem de bu fiilimden ötürü pişman oldum. Geri adım da atamadım, çünkü ortada bir yemin de vardı. İşi şakaya vurmak istedim ama tüm yollar kapalıydı. Olan olmuştu, ister istemez boyun büktüm ve olanda hayır vardır düsturuna sığındım.

Kırılmak ve dahi kırmak istemiyorsak kimseye ayna olmamalı. Herkes kurduğu dünyada, kendiyle mutlu… Hiç kimse kendi’nin gerçeğini görmek istemiyor. Görse bile kabullenmek istemiyor. Kabullense de değişmek zor geliyor. Kısacası İbn Arabi hazretlerinin “Rabb-i Has” kavramının ne kadar gerçek olduğunu çok daha iyi anladım. “Âlem buğday ben saman / Herkes yahşi ben yaman!” vesselam…

Sulhi Ceylan

Rüzgâra Tutulmuş Günler 1
Rüzgâra Tutulmuş Günler 2
Rüzgâra Tutulmuş Günler 3
Rüzgâra Tutulmuş Günler 4
Rüzgâra Tutulmuş Günler 5
Rüzgâra Tutulmuş Günler 6
Rüzgâra Tutulmuş Günler 7
Rüzgâra Tutulmuş Günler 8

Tweet

3 Yorum

  1. Yesilkalb 19.01.2019 11:17:07

    O yüzden ayna olmaktan da ayna’ya bakmaktan da kırılmaktan ve kırmaktan da korkmamalı…duygusallığa bağlamamalı hadiseyi…

    Birbirine kayıtsız kalmış varlıklar olmaktansa varsın birbirimizi kırmak pahasına dünyalarımıza etki edelim…

    Cevapla
  2. Aynasız 18.01.2019 17:58:06

    Birinin bana bende gördüklerini söylemesini öyle çok isterim ki. Kendime karşı çok iyimserim..

    Çaresizliğin güzelliğini fark ediyorum zaman zaman. Şükür diyorum çaresizim

    Cevapla
  3. ben de bilmiyorum 18.01.2019 16:24:53

    Acaba başkalarının gerçeğini gördüğümüzü zannederken aslında kendi gerçeğimizi mi görürüz..? Ayna dediğimiz de bu değil mi zaten?

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Bir Dönem Eleştirisi Olarak Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu

Sonraki Yazı

Mola

İlgili Yazılar

  • “orhan pamuk’u niye öldürsünler, ben kitaplarımda öldürdüm?”

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    (iktibas...
  • 6

    Rüzgâra Tutulmuş Günler – 37

    Sulhi Ceylan
    12 Haziran 2020 – Cuma İyi, deyince...
  • 2

    sistem müsaade etmiyor

    Mehmet Raşit Küçükkürtül
    orta okul, lise sıralarında okurken...
  • 4

    Rüzgâra Tutulmuş Günler – 36

    Sulhi Ceylan
    21 Mayıs 2020 – Perşembe Kaygının...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Cüneyd Dal'ı Okur
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Sühan perver
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Feyyaz Kandemir
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Celâl Kuru
  • Dut Ağacı için Eksi Beş Karış Miyop
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için sıkı can iyidir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için yayını kaçırmış kişi

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)

    Cüneyt Dal
    22.02.2021

  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    20.02.2021

  • Sermest Gezegeni Radyo Programı

    EdebiFikir
    19.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Ay Gidiyor

    By EdebiFikir
    Gözünden sakındığı, dokunmaya...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...