Yazılar:
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
  • Nutellanâme
  • Balığın Karnı
  • Sorgulama Dosyası: Gökdelenler
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Anâsır-ı Erbaa

Ömer Can Coşkun  |  31/10/2016  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:

2
1101

Toprak

Tarlanın ortasında tek başına oturuyordu Memet Emmi. Bağdaş kurmuş, başı önde, az önce sürdüğü tarladan aldığı toprakla oynuyordu. Birbirine yapışmış toprak parçasını parmaklarıyla ufalıyor; her parçasını, içinde bir şey bulacakmış gibi dikkatle inceliyordu. Elindekiler ufalanınca tekrar bir parça aldı. İkiye ayırdı, ufaladı. Toprakta, topraktan başka bir şey yoktu. İnadına ufalamaya devam ediyordu. Toprak parçaları gittikçe küçülüyordu. Büyük topraktan küçük parçalara… Toprak topraktı işte. Sonra elini yumruk yaparak akıttı tüm toprağı avucundan. Toprağın toprağa karışmasına baktı. O sırada uzaktan bir uğultu duyuldu. Gittikçe yaklaşan bir uğultu…

– Memet emmiiii, Memet emmiiii, Memet emmi, Memet emmiiii!!

Memet emmi tarlaların ortasında sesin nereden geldiğini ilk başta anlayamadı. Neden sonra fark etti köyden bir çocuğun kendisine doğru koştuğunu. Ayağa kalktı. Çocuk, yanına gelmeden Memet emmi’yi telaşa düşüren iki kelimeyi söyleyiverdi.

– Bebek geliyor!!!

Köye doğru koşmaya başladılar. Bastıkları toprak hızlı koşmalarına izin vermiyordu ama bunu dert eden de yoktu. Memet emmi yıllardır bir evlat bekliyordu, bir türlü nasip olmamıştı. Yıllar sonra baba olacağını duyunca çok sevinmişti. Evlat olsun, kız yada oğlan fark etmez, diyordu ama içten içe de bir erkek evlat sevdası vardı. Yorulmuştu artık koca tarlanın yükünden. Yanımda bir erkek evlat olsa beraber yaparız bu işleri, diye düşünüyordu çoğu zaman. Can havliyle koşarken de aklında bu düşünceler vardı.

Eve girmeden üstüne bulaşan tozu toprağı temizledi. Kundaktaki bebeğini aldı kucağına. Erkekti. Boğazı düğümlendi, köy yerinde ağlamak kolay değil. Tuttu kendini. Ne kadar koştuğunu hatırlamıyordu. Yorgun hissediyordu ama o hiç almadığı bebek kokusunu alınca hepsini unuttu. Memet emmi hanımına baktı; bitkindi, gülümsüyordu. Adı ne olsun, diye sordu. Sen bilirsin, dedi. Memet emmi biraz düşündü. Hanımına dönüp, İsmi Adem olsun, toprağına yakın olsun, hayırlı evlat olsun, dedi.

Su

Babam, hayırsız çıktı bu evlat, dedi arkamdan. Sonra da arkasını döndü gitti. Bindiğim otobüse bakmadı. El sallamadı. Belki bir iki damla yaş dökmüştür, diyeceğim ama köy yerinde ağlamak kolay değildir, -babamdan duymuştum- tutmuştur kendini. Annem babama belli etmeden arkamdan bir tas su ve bir iki damla gözyaşı döktü. Sonra babamın arkasından yürüdü, gitti.

Şehre gideceğimi söylediğimde çok kızmıştı. Benim, onun yanında kalacağımı tarla işleriyle uğraşacağımı sanıyordu. Sanmıyordu, söylüyordu, emindi. Burası ekmek kapımız, diyordu. Topraktan mahsulü suyla almazsın, alın teri olacak işin içinde, diyordu. Sen benim tek dayanağımsın, başka evladım yok, diyordu. Ben onu duyamıyordum fakat içimden bir ses bağıra çağıra, ne zamana kadar, diyordu. Ne zamana kadar sürecek bu iş?

Babam günlerini, aylarını tarlada geçiriyordu. Alınan mahsul satılıyor, borçlar ödeniyor, kalan para evi zar zor geçindiriyordu. Babam için daha çok kazanma gibi bir dert yoktu, elindeki ona yetiyordu ama bu kazanç beni mutlu etmedi. Daha çok kazanabilirdik. Haftanın üç-dört günün aynı çorbayla geçiştirmektense daha güzel şeyler yiyebilirdik. Hem de daha az çalışarak. Eskiden köyde yaşayan şimdinin şehirlisi kim varsa, çok rahatız, diye haber gönderiyordu köye. Ziyarete gelenler üzerlerinde güzel elbiselerle geliyorlardı. Meydandan arabalarıyla geçerken tüm köylü gözlerini ayırmadan bakıyordu onlara. Ben de bakıyordum imrenerek, tarlaya gidiyordum sonra. Uçsuz bucaksız tarlada gözümün önünde yüksek duvarlar görüyordum. Duvarlar dört yandan üzerime geliyordu. Sıkıştırıyordu beni. Kemiklerimi kırıyor, nefessiz bırakıyordu. Dayanamıyordum. Şehre gitmeliydim. Çok para kazanıp dönmeliydim. Otobüse binerken aklımda sadece bu düşünce vardı. Geri dönüp babamı utandırmak istiyordum. Sen haklıymışsın boşa uğraşmışım, diyecekti döndüğümde.

Kaç saat yolculuk yaptım, bilmiyorum. Şehre vardığımda yağmur yağıyordu. Otogarda durduk. Kapılar açıldı. Otobüsten indim. İndiğim gibi sadece birkaç adım atabildim. Olduğum yerde durdum. Ayaklarımın altındaki sert, gri zemine bakıyordum anlamsızca. Ucu bucağı yoktu bu gri tarlanın. Bizim oralarda yağmur yağdı mı ortalık çamur olur. Bata çıka yürürsün. Gittikçe ağırlaşır ayakkabıların, toprak seni yutmaya çalışır. Ayağımı kaldırdım tekrar bastım gri zemine. Su var, toprak yoktu.

Hava

Bu şehrin havası insanda unutkanlık yapıyormuş. Köyüme dönmeyeli ne kadar oldu? Bu şehrin içinde bir karadelik varmış koca zamanı bir nefes yapıp çekiyormuş içine. Annem babam ne yapıyorlar acaba? Günah, bir zehir gibi havaya karışmış bu şehirde. Burnumu tıkayacağıma derin derin nefesler çekmişim.

– Nafiz! Bırakalım bu işi.

– Bırak Adem! Ben bu şehre ölmeye gelmedim. Bırak git, açlıktan öl!

Nafiz’le garsonluk yapıyorduk. Tarlada çalışmaktan farksızdı. Sabahlar akşam, akşamlar sabah. Bir ay bir gün gibi geçiyordu. Kazandığımızın adına aylık diyorlardı. Haftayı ancak çıkarıyorduk. Bu şehirde bir yalan dönüyordu, herkes çok mutlu ve rahat olduğunu söyleyip kendini kandırıyordu. Biz daha çok kazanmak istedik. Artık tahammülümüz kalmadı. Nafiz bir işle geldi yanıma. Gel, bir iş buldum, hayatımız kurtulacak, dedi. Hayatımı kurtarmaya gittim.

– Nafiz! Gel bırakalım. Kazandık kazanacağımızı.

– Geri mi döneceğiz garsonluğa? Git oğlum işine. Ben bir daha çekmem milletin ağız kokusunu.

Gece varız, gündüz yokuz. Gece çalışıyoruz, Gündüz uyuyoruz. İnsanlar dumanı içlerine çekiyor sonra duman havaya karışıyor, yalancı mutluluk dağıtıyoruz insanlara. Onlar da bu yalan için bize para ödüyor. Şehirde bir yalan dönüyor, biz de o yalana ortak oluyoruz.

– Nafiz! Bu gece son olsun. Bıraka…

– Adem kaaç!! Polisleeer!

Tüm havayı içime çekerek koşuyorum. Kaybolmaya çalışıyorum ara sokaklarda. Arkamdan sesler geliyor. Yavaş yavaş uğultuya dönüyor sesler.

– Dur kaçmaaa! Kaçma laaan! Kaçmaa!!! Kaçmayıın!!

Sonra, bir iki el silah sesi… Havaya karışıyor…

Ateş

– Anlat!

– Siz beni benden daha iyi tanıyorsunuz.

– O zaman asıl sorulara geçelim.

– Başka seçeneğim yok.

– RABBİN KİM?

…

 

Ömer Can Coşkun

 

artvin-ishan-koyu-ekin-tarlasinda-calisanlar-3

 

 

Tweet

2 Yorum

  1. Y.k 15.11.2016 00:04:39

    Maşallah..ne güzel yorumlamişsiniz anasiri erbayi.

    Cevapla
  2. omer 31.10.2016 11:50:19

    çok güzel…

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Yazmak için Çiğ Balık Yer misin?

Sonraki Yazı

15 Maddede Ahmet Hamdi Tanpınar

İlgili Yazılar

  • 2

    O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    Ben, abim, yani Rimbaud, ablam yani...
  • 5

    Balığın Karnı

    Sizden Gelenler
    “Kendisini (büyük bir) balık...
  • 3

    Gösteri Toplumu Tımarhanesi

    Enes Can
    Önceki bölümden:...
  • 3

    Çünkü Kötülük Gözlerden Bulaşır

    Şadiye Sare Kaplan
    İki gün önce çamurlu yağan...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • 15 Maddede Ali Emîrî Efendi için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Burak
  • Ankara Beni Bulsun! için serdar

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

  • O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    12.05.2022

  • Nutellanâme

    Adem Suvağcı
    10.05.2022

  • Balığın Karnı

    Sizden Gelenler
    09.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 3

    Uyan Behçet Rüya Görüyorsun

    By Süleyman Mete
    Penceremin ardında, yağmurun büyük...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...