Yazılar:
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Büyük Lokma

Celal Kuru  |  01/11/2017  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:1.966

3

Homurdanarak çalar saatini kapattı. Tekrar uyumayı denedi, uyuyamadı. İşe gitmesi gerektiğinin bilinci bütün azalarına sirayet etmişti. Gayri ihtiyari yatağından fırladı. Bedenin bu mutî hâline ruhu isyan etmiş ve işe gitmek istememişti. Şahsına münhasır bir küfürle telefonunu da kapattı. Bir ân banyoya girip saatlerce suyun altında kalmak fikri onu esir aldı. Çabucak caydı ve kahvaltı etmek yerine bir elmayı dişledi. İyice öğüterek mideye indirdi.

Ruhunu teskin edecek bir müsekkin arıyordu. Onu teselli edecek tek şey boş boş oturmaktı. Tembelliğiyle böbürlenerek hacıyatmazına oturdu. Henüz sallanmaya başlamıştı ki kapının zili çaldı. Kapının ardındakinin kulaklarını ziynetlendirecekti ama küfürlerinin mahrem kalması, ifşa olmaması için dudaklarını dişleriyle mühürledi. Kapıyı açmadı. Bir saat fasılasız sallandı. İçindeki gedik büyüyordu. Dışarıya çıkmalıydı. Cüzdanına baktı. Masanın üstünde boş boş duruyordu. İnsanlardan kendini tecrit ettiği için borç isteyebileceği kimsesi de yoktu. Aklı üç yıldır beslediği ama tek kelâm duymadığı Tuti’sine gitti. Onu satıp günü kurtarabilirdi. Ayağa kalktı. Papağan her şeyi hissediyor ama konuşamıyordu. Birden canhıraş bir hâlde, “Dur, gelme!” diye bağırdı. Adam şaşırıp kaldı. Bu cırtlak ve emrivâki söz karşısında bir adım geri attı. Kendine özgüveni gelen papağan bir kartal gibi kabardı. Üç yılını acısını çıkarmak istercesine ve içine bir vaiz kaçmış edâsıyla konuşmaya başladı:

“Yaşlanıyorsun. Bedenin, kalbin, ruhun ve zihnin yorgun. Gözlerin eskisi kadar net görmüyor, kulakların da duymuyor artık. Yaşlanıyorsun ve huysuzlaşıyorsun. Ama sen yaşlandıkça olgunlaştığının vehmine kapılıyorsun. Saçlarındaki aklar, yüzündeki kırışıklıklar, bakışlarındaki vakar ve bir put haline getirdiğin tecrübelerin bir olgunluk alâmeti değil. Aksine böyle bir zanna kapılman hamlığına işarettir.

Sürekli yalnızlıktan dem vuruyorsun. Oysa sen hâlâ annenin ve babanın yokluğunu tam olarak hissedebilmiş değilsin. Gölgeleri üzerinde. Nefesleri yani başında. Varlıkları emniyet telkin ediyor. Hâlâ her gece o kadına sarılıp uyumak ve birlikte uyanıp kahvaltı etmek isteğini içinden atamadın. Kaburgandaki boşluk kalbini tekmeliyor.

Gözlerini kitaplardan bir dünyaya açıyor ve seni teselli edecek cümleler arıyorsun. Hâlâ eline aldığın her kitapta umudunu kamçılayacak sözler bulmayı murat ediyorsun. Seni hayata bağlayan, yalnızlıktan kurtaran bir öfken ve bu öfkeden mütevellit küfürlerin var mesela. Sen en çok da kızgınlığına tutunuyorsun.”

O, bu sözlerinde papağana hak verdi. Bu suskun, kös kös tüneyen hayvan meğerse kendisini yıllarca seyretmiş ve iç âlemini iyi tahlil etmişti. Müdahil olmadı ve dinlemeye devam etti.

“Bir sabah kahvaltıyı tek başına yapmayı sevdiğinde, evin içinde kendi ayaklarından hariç bir çift ayak sesi duymayı arzulamadığında yalnızlığın tadını duyacaksın. Kitaplığını bir kâğıt deposu ve kendini de onun bekçisi olarak görmeye başladığında idrak seviyen artacak. Siyasete, siyasî parti liderlerine, gazetelere, köşe yazarlarına, haber kanallarına, sövmekle sövmemeyi eşit gördüğünde, pişmeye başlayacaksın.”

Uzun zamandır ilk defa kalbi yumuşuyordu. Gözden çıkardığı bir papağanın kendisini irşat edeceğini tahayyül bile etmezdi. İnsanlara talebe olmaktan imtina eden adam bir papağanı hoca bellemeye başlamıştı.

“İnsanlarla arana kibirden bir duvar örüyor ve her gün buna bir tuğla ekliyorsun. Farkındaysan son dönemde konuşma lütfunda bulunduğun herkes istisnasız bir şekilde, ‘Çok kibirlisin!’ diyerek sözü bitiriyor. Sen ise, ‘Sizin tevazuunuz benim kibrimden daha pis kokuyor!’ diyerek kibir duvarını yükseltiyorsun.

Daha çok hamsın. Kemâle eriyorum düşüncesi yalnızca bir zan. Sen Hesse’nin kahramanı Klein’e söylettiği ‘Olgunlaşıyorum, tam şeytanın ağzına layık bir lokma oluyorum!’ sözünün cisimleşmiş hâlisin. Kendi helâkını, kendi yenilgini seyrederek ‘Büyük Lokma’ olma yolunda hızla ilerliyorsun” dedi.

O, bu sözleri hak eden biri değildi. Bu kadarı da haksızlıktı. Bildiği bütün küfürleri uluorta etmeye başladı ve balkonun kapısını açıp papağanı kafesiyle birlikte sokağa fırlattı. Şeytan, hacıyatmazına oturmuş kıs kıs gülüyor ve avını bekliyordu.

Celal Kuru

Tweet

3 Yorum

  1. HÂCE 01.11.2019 20:59:14

    Kibir ah kibir. İnsanı kendine kör, sağır ve dilsiz bırakan imanı söndüren bir ateş. İnsan içindeki ejderhanın kölesi oldukça Allah’a kullukla hürlüğüne kavuşamıyor. Kendine tepeden bakabilseydi eğer bir çıkış yolu elbet bulunurdu. İnsan kendini kibir ateşiyle yakıp merhametsizce cehennemin iştahını kabartırken Rabbi dahi ona rahmet nazarıyl bakmaz. O’nun rahmet etmediği peygamber de olsa kurtulamaz. Heyhat!

    Cevapla
  2. Kırlangıç kız 01.11.2017 22:35:24

    Kendini bi sal.

    Cevapla
  3. HüsnaM. 01.11.2017 18:33:26

    Hikayenin sonu üzdü… Her zamanki gibi hatasının farkına varan birini bekliyorduk. Ama sanırım tam da bizi anlatan bir son olmuş.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

“Orta Sınıf”

Sonraki Yazı

Edebifikir Söyleşileri

İlgili Yazılar

  • 6

    Dut Ağacı

    Celal Kuru
    Yazar: Merhabalar. Yeni yazdığım...
  • 1

    Mesai

    Cüneyt Dal
    Sokağın başında bekliyorum. Bu ara...
  • 3

    Bodur

    Celal Kuru
    Bodur, çirkinliğin tarihi yeniden...
  • 1

    Apartman Odalarına Düşen Kar Taneleri

    Sizden Gelenler
    Pencere kenarındaki kanepeye elindeki...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Ömer asaf
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için okur
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için .
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Feyza
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Abdullah
  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır

    Celal Kuru
    27.02.2021

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Hasat Mevsimi

    By Sizden Gelenler
    İsmim Ayhan Güral. 13 Nisan 1951...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...