Yazılar:
  • Ölüm Var!
  • Üç Yüz Yirmi Altı Adım
  • Hal Bu ki
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince...
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Doğum ve Ölüm

Sizden Gelenler  |  04/06/2013  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:

1

Rumeysa Sarıca, zıtların tevhidini yazdı.

***

Tarih: 15 Mayıs Cuma

Yer:  Acı ve Sevinçlerin Barınağı Bir Hastane

Tüm umutlarımla açtığım gözlerimin bugün nelere şahit olacağını kestiremiyordum.

Birimime geçmek zorunda olduğum bir labirent: Acil Servis Saat: 08.40
Ben sağlık personeliyim.

Çoğu insan için adım atmak istenilmeyen, korku ve ümit arasında gelgitler yaşanılan, kimileri içinde yalnızca şükür kapısı hastaneler… Buna da, bugüne de şükür dedirten.
Sağlık personeli olmak; korumak, güçlendirmek, tedavi etmek ve rehabilite etmek demek. Hastasının üzüntüsünü tebessümüyle örtmek, sakinliğiyle gergin ortamı yumuşatmak, desteğiyle acısını dindirmek demek.

Her gün bu düşünceleri tekrarlayarak adımımı atıyordum hastaneye. İşim dıştan göründüğü kadarıyla röntgen, MR, tomografi çekmek gibi görünse de bir hasta için ne denli önemli olduğumu biliyordum. İyi bir çekim iyi bir teşhis demek. Tedavinin ön basamağı benim ellerimden geçiyordu.
Mesaimiz kapalı bir kutuda geçiyor ve sayısız hasta ile düzenli iletişimler kurmak için gayret ediyordum. Ben bir sağlık personeliyim fakat aynı zamanda hastayım. Öğrencilik günlerimin bana kattığı değer yargılarından olsa gerek, öğretmenlerimi bundan dolayı her gün saygıyla anıyorum. Bizlere öğretilen temel prensip buydu çünkü: “Her sağlıkçı birer hastadır aslında.” Yıllar geçse de okulumdan mezun olan tüm arkadaşlarımın felsefesi daima bu oldu. Önemli olan hasta ya da sağlıkçı olabilmek değildi, önemli olan insan olabilmekti.

Bugün rotasyon dolaysıyla MR’da idim.  İlk hastamız  beş yaşında bir kız çocuğuydu.

Dilara Başeğmez,  Yaş: 5,  Cinsiyet: K, Çekim: Beyin MR
Yatan hasta olduğundan dolayı sedye ile getirdiler. Hemen çekime aldım. İç kanama şüphesiyle gelen Dilara yalnızca gözlerini hareket ettirebiliyordu. İçimin acıdığını hissettim o an. Çekime başladıktan sonra annesinin yanında oturan kadınla konuşmalarını işitiyordum. “Ah teyzecim, dün gece yatırdık daha. Canım yavrum ne günahı vardı sanki bunlar geliyor başına.” “Öyle deme kızım isyana düşme. Allah yardım eder.”

Bir yandan dinliyor bir yandan işimi yapıyordum. Hasta olmak gerçekten zor, isyanın önüne de atıyorsun kendini, ümidin kucağına da. İmtihan bu olsa gerek. Çayımı yudumlarken hevesim kaçıyor.
Evet, bir hastanın çekimi biter bir hastanın başlar.  Ve öğle tatili…

Saat: 12.00, Yer: Yemekhane

Tüm sağlık personellerinin acıyı tatlıyı unutarak keyifle yemeğini yediği yer burası. Yemekhane görevlileri, doktorlar, hemşireler, hademeler hep birlikte muhabbet halinde. Hastanenin bir güzel yanının burası olduğunu düşünüyorum. Burası benim mutfağım.
Öğle tatilimin hepsini yemekle ve dinlenmekle geçiriyor değilim. Zamanım kaldıkça servisleri geziyor, hastalarla muhabbet ediyor ve farklı semptomları inceliyorum. Bugün ise aklımda Dilara var. Nöroloji servisi epilepsi, inme, felç gibi birçok semptomun bulunduğu yer. Dilara’nın odasını ararken hemşire hanım yol gösteriyor bana. Oda 248 – yatak 1, ancak odada kimsenin olmadığını görünce hemşire hanım ameliyatta olduğunu söylüyor. Akşamüzeri uğrayacağımı belirterek görevimin başına dönüyorum.

Akşamüzeri Nöroloji servisinde buluyorum kendimi. Kapıdan içeri süzülürken Dilara’nın annesinin ağlamaklı sesini duyuyorum. Hemşire hanım da etkilenmiş olsa gerek , “Küçük Dilara’mızı kaybettik” diyor. Anne ve babasının yapabileceği tek şey  kıyafetlerini koklamakken ona yalnızca dualarımı yollayabiliyorum.

Servisten çıkarken  merdiven başında bir adamın ortalıklarda koşuşturmasına şahit oluyorum. Kimseyi umursamadan sevinç çığlıkları atıyor.
“Baba oldum, Baba oldum!”
Demek ki hayat bu; bir masum gidiyor bir masum geliyor.

Rumeysa Sarıca

Tweet

1 Yorum

  1. filbahri 04.06.2013 18:45:08

    edebiyat buradan tutunuyor işte hayata.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Edebifikir’e Karşı Ayaklanma

Sonraki Yazı

Çiçek Ağacı

İlgili Yazılar

  • 1

    Ölüm Var!

    Tahir Tarık Balıkçı
    “Ölüm vaaaaaaaarr! Ölüm var...
  • 2

    Üç Yüz Yirmi Altı Adım

    Bilal Bahadır Kuzucuk
    Telaşla asansöre bindim. O kulak...
  • 1

    Hal Bu ki

    Ömer Can Coşkun
    Sokaklar, varı yoğu birbirine...
  • 2

    O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    Ben, abim, yani Rimbaud, ablam yani...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ufacık Tefecik İçi Dolu Öykücük için Tarık Günersel
  • Ölüm Var! için Serhad
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince… için vefati
  • Üç Yüz Yirmi Altı Adım için Sağlık ocağı
  • Üç Yüz Yirmi Altı Adım için Birsen T.
  • Ankara Beni Bulsun! için General
  • Hal Bu ki için Biryolcu
  • Ah Kılıcı – II için serhat
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince… için Peder bey
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince… için Tahir Tarık

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Ölüm Var!

    Tahir Tarık Balıkçı
    20.05.2022

  • Üç Yüz Yirmi Altı Adım

    Bilal Bahadır Kuzucuk
    19.05.2022

  • Hal Bu ki

    Ömer Can Coşkun
    18.05.2022

  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince…

    EdebiFikir
    17.05.2022

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Yabancılar Gözüyle Türkler

    By EdebiFikir
    Künye: Ahmed Djevad, Çeviri: Mehmet...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...