Yazılar:
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
  • Sezai Karakoç'un Hatıraları - 2
  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Karton Kutu

EdebiFikir  |  23/08/2014  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:4.279

4

tartici_cocuk_h33531

Korkma, Ömer Can Coşkun seni anlatmıyor…

***

Belediyenin insanlar yürüsün niyetiyle yaptığı, garibanınsa ekmek teknesi olarak kullandığı, herkesin bağıra çağıra elindekileri satmaya çalıştığı kaldırımlarda hem çalışıyor hem de yaşıyordu Selim. İşportacıların, günlük mal satanların, aniden başlayan yağmurla aniden ortaya çıkan şemsiye satıcılarının, milli piyangocuların, hayatı piyango olmuş insanların arasında senelerdir bıkmadan usanmadan aynı soruyu tekrar ediyordu:

– Tartalım?

Hiçbir zaman soru ekine gerek duymadı. Belki de böyle bir ekten haberi bile olmadı. Aslında soru sormuyordu, mecbur kaldığı işine, insanlıktan da uyma mecburiyeti bekliyordu. Tartalım, derken rica etmiyor belki de emrediyordu. Çünkü doktorlar günde üç öğün yemek yemeyi, sofrada en azından üç çeşit yemeği sağlık açısından yararlı görüyorlardı. Selim, bir öğüne yetecek paraya razıydı ve uzun zamandır iki yemeği aynı anda yememişti. İnsanlar ne kadar yediğinin kilo hesabını yapacak kadar açgözlüydü, bu da Selim’in “ekmek” kapısıydı. En çirkin görüntünün bile insanlara verdiği etkinin yavaş yavaş azalmasına “alışma”, sabahın kör karanlığından akşamın zift karanlığına kadar vakit hesabı yapmadan sadece para hesabı yaparak bencilce, bilinçsizce mücadele vermeye “çalışma” deniyordu bu dünyada ve insanlık bu dünyanın hakkını sonuna kadar veriyordu.

Her gün aynı yerde ayak izlerinden kahverengi olmuş ama inadına beyaz olduğunu iddia eden tartısını önüne koyuyor ve arkasını duvara yaslıyor, insanların onun yanına gelmesini bekliyordu. İnsan denilen varlık iki gün üst üste gördüğünü artık görmemeye başlıyordu. Selim’i de bir süre sonra görmez oldular. Bereket, tartıda hâlâ beyaz görünen yerler vardı; bu beyazlıklar kilosunu bildiği halde arkadaşlarının yanında kilo bahsi yapmak isteyenlerin gözüne çarpıyordu. Selim şimdiye kadar, yanında kimse olmadan sırf tartılmak için gelen görmedi. “Çok kilo almışım”, “Hiç olur mu? Hâlâ çok güzelsin”, “Su içsem yarıyor.”, “Oldum olası aynı kilodayım.” laflarını duymuyordu. Aslında güzel bir alışverişti. İnsanlar Selim’i görmeyi bırakmıştı; Selim de onları duymayı… Selim muhabbetin sonunu bekliyordu. Çünkü her muhabbetin sonunda eline az da olsa bir şeyler geçiyordu. Eline geçen parayla hemen yan büfeden kilo aldıran gıdalardan, yarayan sulardan alıyordu ama oldu olası aynı kilodaydı.

Sadece yanına gelen işportacılardan şikâyetçiydi. Getirilen malların kalitesizliği ister istemez gürültüye sebep oluyordu. İşportacılar malın kalitesine göre bağırıyordu. Zaten işportaya kaliteli mal düşmüyordu. Selim işportacıların nefesinin karıştığı havayı soluyarak hafiften aralarında yer açıyordu kendine. Hiç bağırmıyordu. Sadece insanların gözlerinin içine bakarak aynı sözlerini tekrarlıyordu:

-Tartalım?

İlkbaharın başlarında betonun soğuğundan korumak için altına aldığı karton kutu mevsim değişikliklerine göre değişiklik gösteriyordu. Yazın ortalarında sıcak havayı dağıtmak adına bir kanadını yelpaze olarak kullanıyordu. Kışın karton kutuyu kendini soğuktan koruyacak bir ev haline getiriyordu. Hava soğudukça içine biraz daha sokulduğu karton gecekondu… Bazen öyle soğuk oluyordu ki Selim ortalarda görünmüyordu. İnsanları karton kutu tartıyordu. Arada bir karton kutunun içinden titrek, kısık, cılız bir ses duyuluyordu:

-Tartalım?

Bir aralık kimse sokağa çıkamadı. O aralık ayını kimse unutamadı. Herkes evinde senelerce o soğuk aralık ayını konuştu durdu. Ayva çok oldu mu kış sert geçermiş. O sene ayva çok muydu? İşportacılar o aralık ayında hiç bağırmadan ucuz, kalitesiz bir sürü battaniye sattılar. Battaniyeler bitince yanlarında duran kutuyu fark ettiler. İçinde anne karnındaki haline bürünmüş bir çocuk vardı. Kıpırdamadan öylece yatıyordu. Yoldan geçenler göz ucuyla baktılar Selim’e. İnsanlar ölüyordu, alışmışlardı. Biri polisi aradı, biri ambulans çağırdı, Selim’i soğuk betona yatırdılar. Karton kutuyu katlayıp üstüne kapattılar.

 

Ömer Can Coşkun

Tweet

4 Yorum

  1. kuşunötekikalbi 24.08.2014 23:07:54

    Edebi’fikir işçiliği yapan bu siteye güzel dilek ve temennilerimi bildirmeden Selim’e selam vermeyeyim. Açıkçası gecikmeden evvela Selim’e selam vermeliyim.
    Gözlüklerin film cam olmasından mıdır nedir ölü taklidi yapan dilencilere rağmen parası hiç el değiştirmeyen günün kazançlı insancıklarına; o içinde küçük kaldığınız kutuya girdiğinizde melekleriniz de düşecek omuzlarınızdan…

    Cevapla
  2. karton kutu 24.08.2014 11:47:04

    Bir solukta okurcasına, teşekkürler.

    Cevapla
  3. Tartalım? 24.08.2014 02:08:29

    Diğer sulusepken, lakayt edebiyat/dergi sitelerine benzemiyor Edebifikir. Sen onlarla oturup çay içme Edebifikir, seni harcarlar. Sendeki bu derinlik, okurunda, yazarında, çizerindeki bu nitelikli özgünlük onlarda yok. YOK!
    Edebifikir’de okuyup unutamayacağım ikinci öykü sanırım bu. Diğeri “Çemen Ekmek”(Gerçi yazarıyla yıldızımız barışmamıştı, olsun)
    Öykücülüğü ve seçtiği konu; maddî-mânevî fakirliğimizin toplumsal açıdan ele alınması çok iyi. Fakat öykücülük adına daha titiz çalışılırsa daha sağlam bir üslûp ortaya çıkacaktır. Buna rağmen son paragrafta kendimi ağlamamak için zor tuttum. İnsanlık artık kiloyla tartılıyor; -5 kuruş! Selim sen ölme. Kapitalizmin göbeğine beraber tekme atacağız. Selimler ölmesin. Şişman zamanın duygusuz gözlerinin içine tiksintiyle bakıp bir tabak da biz uzatacağız. Selim kalk, ayva mevsimi yaklaşıyor.

    Cevapla
  4. Julıo Cortazar 23.08.2014 14:50:53

    eyvallah… çok hoş..

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Mahşer Günü Kimlerle Mahkemelik Olacağınızı Düşünüyorsunuz?

Sonraki Yazı

Avrupa’da 880 bin Köle Yaşıyor

İlgili Yazılar

  • 1

    Gerçek Kesit

    Mehmet Emir
    I. Uyananlar uydu. Paçasın...
  • Maske

    Mükerrem Mete
    Görmek bu değildi. Perde yoktu...
  • 3

    Döküntü

    Enes Can
    Rızk Çay Ocağı’nın emektar...
  • 1

    Aklın Odaları ve Saklı Huzursuzluklar

    Mehmet Erikli
    Gece yarısı. Ayağına doğru bir...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Bana Verilen Armağan için dönem bitiyor ve ben
  • Şimdi ya Sonra Belki de Dün için Ketebet
  • En Sevdiğimiz Kitap İsimleri için Ambrosia
  • Sırrı Fâş Eylemek için Nagehan
  • Revü Gülütü için Nesnâs
  • Revü Gülütü için Yarı donuk hevesimi ellerine veriyorum
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Kardeş
  • Sırrı Fâş Eylemek için Meclis-i Mebusan
  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III

    Bilal Can
    20.01.2021

  • Sezai Karakoç’un Hatıraları – 2

    Sizden Gelenler
    19.01.2021

  • Edebifikir Kitap Pusulası: Hatırat

    Abdurrahman Mıhçıoğlu
    18.01.2021

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 6

    söyle bunları hep sana demedim mi?

    By Mehmet Raşit Küçükkürtül
    Bu yazı müellifi tarafından 2 Temmuz...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...