Yazılar:
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Kitapsız Yazar

Celal Kuru  |  15/10/2018  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:1.834

3

  Samet Çıldan’a

Kitaplarım olmasaydı babamın kötü bir taklidi olacaktım. Bu cümlenin büyüsüne kapılmış bir vaziyette odamda çalımlı bir şekilde volta atıyor, kitaplarımı tavaf ediyordum. Oysa, çok iyi biliyordum ki her erkek babasının, her kadın da annesinin kötü bir taklididir.

Evimde öldürebileceğim çok fazla boş zamanım vardı ve kitaplar ise boş zamanlarımın katiliydi. Dakikaların, saatlerin, günlerin, haftaların boynunu kelimelerle, süslü cümlelerle vurup öldürüyor, masamın altına gömüyordum. Evim, ölü zamanlar mezarlığıydı.

Mezarımın üzerinde büyüyen ağacın ilk meyvesini, ilk kitap dosyamı yayınevine göndereli on beş gün olmasına rağmen, yayınevinden hâlâ ses sedâ yoktu. İçimden muziplik yapmak geçiyor,  “Öykü dosyasını hangi gömütlüğe gömdünüz, dönütünüzü alamadım” yazıp ardından da iki nokta üst üste koyup, bir de parantez iliştirerek mail göndermek istiyordum. Ama kitap işleri ciddi işlerdi ve editörler de ciddi insanlardı. Meseleyi sulandırmaya, yayınevinin editörünü öfkelendirmeye gelmezdi. Hafazanallah!

Yeni öykümün ilk cümlesini kurmak için çalışma masama oturup bilgisayarımı açtım. Yayınevi editörü şahsî mail adresinden bir mesaj göndermiş. Yüz yüze görüşmek isteğini belirtmiş.

Önyargılarımı üzerime alıp evden çıktım. Ceplerim peşin hükümlerle doluydu. Editör hakkında pek bir malumatım yoktu. Muhtemelen atanamamış bir yazar, ya da sığ bir müteşairdi. Beni kendisi gibi yazmaya teşvik ya da bunu üstü kapalı bir şekilde dikte edecekti. Belki de düzenledim diyerekten hikâyelerimi çarçur etmişti.

Yayınevine vardığımda gayet dostane bir şekilde karşılandım. Tanışma faslından hemen sonra çok konuşmayı sevmediğini hissettirerek doğrudan meseleye girdi:

– Semih Bey, öykülerinizde hiçbir şeye tam olarak temas edememişsiniz. Ölmüyor, yaşamıyorsunuz; gülmüyor, ağlamıyorsunuz; sevmiyor, nefret etmiyorsunuz. Her şeyi teğet geçiyorsunuz. En kötüsü de öykülerinizde öfke yok.

Sizin metinlerinizde yalnız ve yalnızca umutsuz bir boşluk var. Üstelik bu boşluk okurun doldurabileceği türden bir boşluk değil. Dosyanızın genelinde yalnızlığın, intiharın, ölümün ve yenilginin meddahlığını yapmışsınız.

Bir şeyler üretmek istiyorsunuz. Bunu anlayabilirim. Ama bunun için yazmak şart değil. Başka şekilde de bir şeyler yapabilirsiniz. Mesela babanız mesleği nedir?

– Marangoz.

Babanızın mesleğini devam ettirebilirsiniz. Bir fabrikaya girip çalışabilirsiniz ya da ticarete atılabilirsiniz.

Üzerime sağanak hâlinde yağan nasihatler karşısında, bütün büyü bozulmuş, sesim kendi içime kaçmış,  içimde de bir şeyler ölmüştü. Eve dönerken metro istasyonunda yorgun bir saz eşliğinde, yaşlı bir ses dünyanın yalan olduğunu koşuşturan insanlara hatırlatmaya çalışıyordu.

Eve geldiğimde cılkım çıkmış bir vaziyette kanepeye uzandım. Orta yaş yorgunluğunu, kırgınlığını omuzlarımda iyice hissetmeye başladım. Yıllar yılı tecrübe etmiştim ki pişmanlıklarımızın büyük sebeplerinden biri de, kırılma noktalarında “evet” ya da “hayır” diyecek kadar kararlı olmayışımızdır. Belirsizlik, insanın kendine ettiği en büyük zulümdür.

İçimde kendime yöneltebileceğim ne bir soru ne de bir cevap vardı. İç sesimden başka bir ses duymak için asker arkadaşımı aradım. Uzunca bir hasret gidermenin, birbirimizi arayıp sormamanın sitemini ettikten sonra, güzel bir haber alma ümidiyle sordum:

– Ayşat, senin bir Duygu vardı, ne oldu, evlendiniz mi?

– Duygu değil o, Duygusuz Duygu. Bir veda bile etmeden çekip gitti be Semih. Ben de başka bir kadını kaderim belleyip onunla evlendim. Anladım ki, kader, söylediğimiz büyük sözlerden de aldığımız tedbirlerden de büyüktür. Bir çocuğumuz oldu. Kızımız büyüyor, biz de yaşayıp gidiyoruz işte.

Benim bir kar yağışı kadar soğuk ve sessiz durduğumu görünce konuşmaya devam etti:

– Sen askerde iken bir şeyler yazıyordun. Hep bir yeniliğin peşindeydin. Yeni yetmeleri beğenmez, büyük yazarlara burun kıvırır, birkaç yabancı dile çevrilebilecek bir novella yazmanın derdindeydin, kitap işi ne oldu?

– Kötü bir eser yazmaktansa, iyi bir kitabı yazamamak yeğdir, dedim ve geri çekildim.  Kütüphanemdeki kitapları da ikinci el kitapçıya satacağım. Yani senin anlayacağın dımdızlak kalıyor, Kitapsız Yazar oluyorum.

Konuşmayı uzatmak anlamsızdı. Telefonu kapattım ve hemen babamı aradım.

– Alo, baba. Çırak lazım mı?

Celal Kuru

Tweet

3 Yorum

  1. Samet Çıldan 15.10.2018 17:38:55

    Celâl abi hiç güleceğim yoktu. Gerçi hâlâ yok. Seviliyorsun.

    Cevapla
  2. İhsanbul 15.10.2018 16:24:40

    Kitapsız yazar, yazarsiz kitap olmaz. Yazarını bulamamış kitap vardır.

    Cevapla
  3. İhsanbul 15.10.2018 16:06:01

    Beni depresyona sokan bir hikaye oldu.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Dejavu Günler

Sonraki Yazı

Zero Ana’ya Veda

İlgili Yazılar

  • 6

    Dut Ağacı

    Celal Kuru
    Yazar: Merhabalar. Yeni yazdığım...
  • 1

    Mesai

    Cüneyt Dal
    Sokağın başında bekliyorum. Bu ara...
  • 3

    Bodur

    Celal Kuru
    Bodur, çirkinliğin tarihi yeniden...
  • 1

    Apartman Odalarına Düşen Kar Taneleri

    Sizden Gelenler
    Pencere kenarındaki kanepeye elindeki...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Ömer asaf
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için okur
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için .
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Feyza
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Abdullah
  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır

    Celal Kuru
    27.02.2021

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 9

    Edebifikir Söyleşileri Başlıyor

    By EdebiFikir
    Kafamıza takılan şeyler var. Canımızı...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...