Yazılar:
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Siyah Gözler

Sizden Gelenler  |  05/04/2018  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:1.574

3

Sabahın ilk ışıkları mesaisine başladı. Kimi bir camın içinden eve süzüldü parmaklarının ucunda, kimi bir caddeyi aydınlattı araçların farlarına zahmet vermemek için. Kimi de çatılarda da ziyan oldu. Bir simitçi elini ovuşturdu yeni müşterisini beklerken. Bir yağmur tanesi daha semadan zeminle buluştu, ardından gelecek damlaları haber verircesine. Bir kadın durağa koşar adım yürüdü otobüse yetişmek için. Bir ilkokul öğrencisi servisine bindi beslenme ve suluğuyla. Bir adam siyah aracını bankanın önüne çekti aceleyle. Hızlı adımlara bankamatiğe yürüdü. Bindiği araçla uyumsuz pantolonunun cebinden bir kart çıkardı bankaya girmeden önce. Bankanın kapsını açtı, içeri girdi. Gişede işlem yaparken telefonu çaldı. Gişe memurunun uzattığı para destesini aldı ve cebine koydu. Telefonunu açtı. Konuşarak bankanın kapısına yürüdü. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Konuşmaya öyle kaptırmıştı ki kendini arabasının yanına nasıl geldiğini fark etmedi. Elini cebine attı arabayı açtı. Fakat bir gariplik vardı. Telefon konuşması devam ederken bir yandan da garipliğin ne olduğunu anlamaya çalıştı. Arabaya binmek için döndüğünde arkasında duran çocuğu fark etti. Simsiyah gözleri, soğuğa meydan okuyan kıyafetleri ve dilenci olmadığını haykıran bakışlarıyla. Telefon konuşmasını devam ettirmek istemedi çünkü çocuğa odaklanmıştı.

Elini cebine attı fakat vazgeçti korkudan. Çünkü çocuğun tebessümü korkutmuştu adamı. Yardıma muhtaç olduğu belliydi fakat yardım edebilmekte yürek işiydi. Kararsız kaldı. Sonra içinde merhameti alt eden sesi dinledi. “Gitsin çalışsın bana ne her gelene para versek işimiz var” dedi kendi kendine. Aracı çalıştırdı ve uzaklaştı. Dikiz aynasından görebiliyordu çocuğu. Tebessümü hiç eksik olmadı yüzünden, adamın merhametsizliğine inat.

Adam iş yerine vardı. Birkaç marketi vardı. Kendisi genelde depoda durur işleri oradan yönetirdi. 3 kuşaktır marketçilik yaparlardı. Dedesinden kalan meslek. Dua ederken Allah sıralı ölüm versin denirdi ama bu dua ecel için pek bir şey ifade etmezdi. Zira ileri yaşına rağmen dedesi yaşamaktaydı fakat babası vefat etmişti. Bu yüzden işlerle kendisi ilgileniyordu. Babası vefat ettikten sonra dedesini de yanına almış, dedesi, annesi, eşi ve aslan parçası 11 yaşında bir oğluyla beraber yaşamaya başlamıştı.

Her zamanki gibi gün ışığı elini ayağını çekince semadan, havada karanlık kol gezmeye başladı. Eve doğru gitmek için ayrıldı depodan. Akşam yemeği beraber yenirdi. Bu dedesinin isteğiydi. Sonra beraber kahve içer sohbet ederlerdi. Dedesi yaşadığı sıkıntılardan bahseder, şükrün önemini anlatırdı. Sonra torunuyla biraz oynar ve odasına çekilirdi.

Arabayı evin önüne park etti. Hızlı adımlarla eve girdi. Elbiselerini değiştirdi. Ellerini yıkadı ve herkesin onu beklediğini fark etti. Bismillah dedi dedesi çorbaya ilk kaşığı atarken. Kısa sorularla geçti yemek muhabbeti. Herkes odada nerde oturması gerektiğini bilirdi. Ve kahveler gelene kadar yerleşme faslı vardı. Kahveler geldi. Günün yorgunluğunu sohbetle atmak gerek dedi dedesi. Torunu da iştirak etti sohbete dedesinin kucağında. Sorular soruları cevaplar cevapları kovaladı. Ve çocuk aklı işte yıllardır dedesine hiç kimsenin sormadığı bir soru sordu. “Dede marketçiliğe nasıl başladın”

Odada derin bir sessizlik oldu. Çünkü bu soru kimsenin aklına gelmemişti şimdiye kadar. Öyle ya marketçiliğe nasıl başlamıştı bu aile. Neden marketçilik?

Dedesi biraz durdu, yağmur damlalarının kayarak aşağıya indiği camı eliyle bir yokladı. Biraz tebessüm etti.

“Bakkalcılık oğlum” dedi “başlangıcı bakkalcılık.”

“O ne demek dede?” dedi çocuk. Adam da pür dikkat dinlemekteydi. Eşi sofrayı toplarken bir taraftan da kulak misafiri olmaya çalışıyordu.

Dede anlatmaya başladı. “Eskiden fakirlik çoktu. Biz yedi kardeştik.  Babam hepimize birden yetiştirmeye çalışıyordu ama o da zavallı ne yapsın, fakirlik dede mirası. Irgatlık, amelelik yapar kazandığı kadar bize bakardı. Ben de 10-11 yaşlarına gelince evin giderlerine yardım etmek istedim. Okumak zaten zor. İlkokulu bitirmek lüks. Annem yatalaktı. Günden güne eriyordu kadın. O haliyle bile bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Evimiz bir barakaydı. Tek göz oda. Isıtmak için çalı çırpı toplar yakardık. Yağmurlu bir günde evden çıktım. Çalışmam, bir şeyler yapmam lâzım dedim. Sokaklarda yokluk kol geziyor, kimden ne istenir ki. Arkama bakmadan sokaklara daldım. Kafamı kaldırdığım da köşede ufak bir bakkal gördüm. Önüne doğru yürüdüm” dedi ve sustu. Gözleri doldu. Belli ki minnettardı az sonra olaya girecek kişiye.

“Bakkalın önüne geldiğimde içeride orta yaşın biraz üzerinde biri raflarla uğraşıyordu. Bir ara dışarı baktı, beni gördü. Tebessüm etti. Kapının önüne çıktı ve beni çağırdı. Utandım, gidemedim, kendisi geldi. Gel sana çay ikram edeyim, dedi. Elimden tuttu ve içeri götürdü. Tabureye oturttu. Çay ikram etti. Yanında da moskof (gofret)  açtı. Kaça gidiyorsun dedi, cevap veremedim. Anladı okumadığımı. Nerde oturuyorsun dedi, elimle işaret edebildim sadece yön gösterdim. Anladı her şeyi, nerden anladı bilmem. Benim bir çırağa ihtiyacım var dedi, çalışır mısın burada. Gözlerim parladı evet manasını kafamı salladım. Yarın gel başla dedi. Koşarak çıktım oradan eve gittim. Babama söyledim boynu büküldü ama sesini çıkarmadı. O gün bugündür bakkalcıyım oğul” dedi. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Adam dayanamadı neden ağladın ki dede, dedi. Çalışmışsın çabalamışsın bir yerlere gelmişsin dedi. Adam yutkundu ve dedi ki:

“O dükkâna hiçbir zaman çırak lâzım olmadı.”

Başka bir şey soramadı adam. Sabahki siyah gözler düştü aklına. Gönlüne bir merhamet hücum etti. Bir damla yaş düştü. Yağmur hızlandı. Rüzgâr camları süpürdü.

 

Yunus Dokumacı

 

 

Tweet

3 Yorum

  1. YUNUS DOKUMACI 10.04.2018 00:09:12

    teşekkür ediyorum

    Cevapla
  2. Ahmet Taha Özmen 09.04.2018 04:13:08

    Yüreğinize sağlık

    Cevapla
  3. Hakkı 05.04.2018 15:40:56

    Enfes…

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Neden Ragıp Bilmiyorum!

Sonraki Yazı

Edebifikir Söyleşileri

İlgili Yazılar

  • 6

    Dut Ağacı

    Celal Kuru
    Yazar: Merhabalar. Yeni yazdığım...
  • 1

    Mesai

    Cüneyt Dal
    Sokağın başında bekliyorum. Bu ara...
  • 3

    Bodur

    Celal Kuru
    Bodur, çirkinliğin tarihi yeniden...
  • 1

    Apartman Odalarına Düşen Kar Taneleri

    Sizden Gelenler
    Pencere kenarındaki kanepeye elindeki...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Cüneyd Dal'ı Okur
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Sühan perver
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Feyyaz Kandemir
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Celâl Kuru
  • Dut Ağacı için Eksi Beş Karış Miyop
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için sıkı can iyidir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)

    Cüneyt Dal
    22.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Mecnun’un Şehri Terk Edişi

    By EdebiFikir
    Celal Kuru, Edebifikir okurları için...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...