Yazılar:
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince...
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
  • Nutellanâme
  • Balığın Karnı
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Tabu

İbrahim Halil Aslan  |  14/08/2014  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:

İbrahim Halil Aslan’ın Meçhul dergisinde yayımlanmış öyküsü…

***

Gözlerimi açtığımda yan yana sıralanmış birkaç yüzün arasında, masmavi gökyüzünde yüzümü gölgeleyen beyaz bir bulut kümesi ve bir metro durağı tabelası gördüm. Yine bayılmıştım anlaşılan. Etrafımı çevreleyen insanların telaşının aksine alışmış olduğum bu durumu yok sayıp yerimden doğrulmaya çalıştım. Başımın arka tarafında bir ağrı vardı. Demek ki; bu sefer sırt üstü düşmüş, başımı da yere çarpmıştım. Son hatırladığım okula doğru gittiğimdi. Metallica amblemli sırt çantam yanımda olduğuna göre, evet, okula gidiyormuşum.

“İyi misin?” ,“Kendine geldin mi?”,“Ambulans çağıralım mı?”… Biri bayılsa da soru yağmuruna tutsak diye yüzyıllardır bekleyen insanlar nasıl olmuşsa birden bire başucumda belirmiş, bilmem kaç asırlık emellerini gerçekleştirmenin tadını çıkarıyorlardı. Kısaca “İyiyim, teşekkür ederim” deyip, metro istasyonunun dibinde bir duvarın gölgesine oturdum. Meraklı kalabalık iyi olduğuma kanaat getirdikten sonra yavaştan dağılmaya başladı. Herkes gittikten sonra başımı duvara dayamıştım ki bir iç çekme sesi duydum. Başımı, yasladığım duvardan kaldırmadan tek gözümü açarak bu derin sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştım ve elinde sarı birkitap olan o kızı gördüm. Hiçbir şey demeden öylece bana bakıyordu.

-Siz de gitmeyecek misiniz?
-Gerçekten iyi misiniz?
-İyiyim, sürekli oluyor.
-Biliyorum, epilepsi hastasısınız galiba.

Hastalığıma ecnebi dilinde epilepsi adı koyulalı uzun yıllar olmuş. Aniden, hiçbir belirti olmaksızın ziyaretime gelen bayılma nöbetlerinin toplamına deniyor epilepsi. Fakat ben bu adı kabul etmiyorum; tabu diyorum ona. Hasta olan ben olduğuma göre kendi hastalığıma bir ad koyma hakkım da vardır elbet.

-Evet, epilepsi…

Kendi kendime oynadığım bu isim şehir oyununa, sırf bana yardım etti diye tanımadığım birini dâhil etmenin bir anlamı yoktu. Onaylayıp, muhabbeti fazla uzatmadan başımdan savmak istedim; fakat sarı kitaplı kız yerin tozuna aldırmadan yanıma oturdu. Belki de bilinçsiz olarak yaptığı bu hareket içimde bir tsunamiye yol açtı. Dünyanın tozuna aldırış etmemek, toprakla olan münasebetin bir göstergesiydi. Kalbimde artçı bir sarsıntı olmuş, kan boğazımdan yukarıya hücum etmeye başlamıştı. Zaten sürekli al al olan yanaklarım iyice kızarmıştı.

“İsim şehir oynamayı sever misiniz?”diye sordum birden bire. Tanımadığı bir insanla bin yıl yan yana otursa tek kelime edemeyecek olan ben, bu soruyu nasıl sorduğuma kendim de şaşırdım. Zaten o da anlamadı. Cevabını almak istemediğim soruları bilmeceye dönüştürerek sormak, yıllardır yalnızlığımı muhafaza etmek için karınca yuvalarından, papatya tohumlarından ve bataklık diplerinden çekip aldığım kendime özgü bir savunma şekliydi.

Yan yana otururken, aramızdaki bir metre kadar boşluk, sessizliğimizle uzuyor, genleşiyor, bizi zamanın bir ânına hapsederek uzun yolculuklara çıkıyor ve insanlığın ilk gününden beri dünyanın herhangi bir köşesindeki sessizliklerden vâki olan boşlukları heybesine doldurduktan sonra getirip kendine dâhil ederek büyüyor, büyüyordu… Tamamen iyi olmamı beklediği için yanımda oturmayı tercih eden bu adı sanı bence belirsiz olan kız tarafında durum belki de küçük bir iyilikten ibaretken, ben, zaman zaman çarpışan gözlerimizin oluşturduğu tanımsız akıma kendimi kaptırmamak için dalgakıran edasıyla sağlam durmaya çalışıyordum. Ancak muvaffak olmak ne mümkün…

Renklerin yedi türlüsünün bir mumda eritilip buhurdanlıktan süzülerek saydam cam üzerine dökülmesiyle varlık bulmuş elâ gözlerinden çıkıp boynuma dolanan, peşinden kalbime akıp orada ani ve ritimsiz titreyişlere sebep olan, sonra da ruhumun tüm kıvrımlarını neşter ucuyla çize çize geçen bakışlarını alıp, gözlerimin demir parmaklıkları paslanmış, kesme taşları rutubetten kararmış zindanlarına hapsediverdim birkaç dakika içerisinde.

Tüm bunların sayesinde, yıllardır uykusuzlukların beni esir almasına sebep olan varlık sancılarım birden bire dinmiş, yamaları bile dökülmüş eski elbiselerden farksız ruhum yenilenmiş ve sağ kulağına ezan okumaya hiçbir zaman muvaffak olamadığım içimdeki boşluk, yerini patlamak üzere hazır bulunan volkanların iç enerjisine teslim etmişti. Artık gözlerimi kapatmış, sarı kitaplı kızın bakışlarının yaptığı etkiyi bu şekilde hissetmeye bırakmıştım kendimi. Bilincim son derece açık; fakat gözlerim kapalıydı…

Gözlerimi açtığımda yan yana sıralanmış birkaç yüzün arasında, masmavi gökyüzünde yüzümü gölgeleyen beyaz bir bulut kümesi ve bir metro durağı tabelası gördüm. Yine bayılmıştım anlaşılan. Etrafımı çevreleyen insanların telaşının aksine alışmış olduğum bu durumu yok sayıp yerimden doğrulmaya çalıştım. Başımın arka tarafında bir ağrı vardı. Demek ki; bu sefer sırt üstü düşmüş, başımı da yere çarpmıştım. En son ne yaşadığımı hatırlamaya çalıştım. Metallica amblemli sırt çantamın yanı başımda olduğunu gördüm. Evet, okula gidiyordum. Tabu hastasıyım ben.

İbrahim Halil Aslan

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Yaşanmış Şiir Don Kişot

Sonraki Yazı

Dikkat Cabrio Çıkabilir!

İlgili Yazılar

  • 2

    O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    Ben, abim, yani Rimbaud, ablam yani...
  • 5

    Balığın Karnı

    Sizden Gelenler
    “Kendisini (büyük bir) balık...
  • 3

    Gösteri Toplumu Tımarhanesi

    Enes Can
    Önceki bölümden:...
  • 3

    Çünkü Kötülük Gözlerden Bulaşır

    Şadiye Sare Kaplan
    İki gün önce çamurlu yağan...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • 15 Maddede Ali Emîrî Efendi için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Burak
  • Ankara Beni Bulsun! için serdar

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince…

    EdebiFikir
    17.05.2022

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

  • O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    12.05.2022

  • Nutellanâme

    Adem Suvağcı
    10.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 19

    Kitap Hediye Ediyoruz

    By EdebiFikir
    Kimseyi kırmayayım diyorum, Bir de...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...