Yazılar:
  • Yunus Emre Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Tanışma: Kıvılcımın Cızırtısı

İbrahim Halil Aslan  |  16/03/2016  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:3.081

7

Kaybolmamıştım. Hangi yenilgiden geldiğim belliydi de şimdi hangi kavganın yangınına koşacağımı bilmiyordum sadece. İnsan düşünce ilk ne yapar? Bir sigara yaktım. On küsurlu yıldır tekrarlanan bir şeydi bu. Acısı yabancı değil. Alışmak en büyük hastalığım benim.

Baharın diyaframını yırta yırta türküler söylediği bir pazar ikindisiydi. Haylidir ölümü beklediğim dar koridorlu evimden çıkıp gezintiye çıkmıştım. Rıhtımda Fars şiirlerini andıran bir süreğenlik vardı. Doğanın boğazı gıcıklanmış gibi, tırtıklı sesler yükseliyordu ara sıra. Haki montlu bir gencin sigarasından tüten cızırtı, beyaz spor ayakkabılı bir çocuğun ince gülüşmeleri, yaprakların rüzgâra direnirken savurduğu hışırtılar… Sessizce ilerleyen bir şarkının daha başında gırtlağını yırta yırta bağıran bir soliste imreniyordum. Bağırmak epeydir en büyük arzumdu. Bir bağırabilsem içimde bir uçurumu devirecektim kendi dibine. Ama ne diyecektim ki? I wish you could have stayed… Söyleyemezdim. Kelimelerini kaybetmiş birinin fakirliğini taşıyorum ceplerimde. Böyle anlarda başka coğrafyalarda ruhunu notalarla dikmiş şarkıcıları dinleyip ne dediğini yarım yamalak anlayarak hayatın ritmine ortak ediyorum cızırtılarını. Yapamadım. Bağıramadım. Korna sesleri artınca İstinye’ye geldiğimi anladım. Burada olmaması gereken her gürültü dalgalara çarpa çarpa kulağımı tırmalıyordu. Gelen ilk otobüse bindim. Mavi yağmurluklu bir kızla yaşlı bir amca karşı karşıya oturmuş konuşmadan gülüşüyorlardı. Bu görüntü benim zihnimin bir yansıması olabilir miydi? Ne fark eder? Bir hikâye uydurdum kendimce. Bu kız mesela, bakıcı olsun. Amca da bir soruyla hayatı tepe taklak olmuş bir kimya öğretmeni. Kız sahilde yürürken oturduğum bankın arkasından ağlayarak geçen kız olsun mesela.

…

İneceğim durağa kadar baktığım her yerde sahnelenen bir hikâye yazdım böylece. Benim hikâyem, hepsi benim hikâyemin karakterleri. Ben kimim peki? Ne afili bir soru… Ne yalan söyleyeyim, ilk sorduğum zamanlarda bohem tavırlarımı soran arkadaşlarıma “kendimi arıyorum” derken bir yandan ne kadar havalı olduğumla övünürdüm kendimce. Bir baraj kapağının patlaması gibi peşinden getireceği selden haberim olmadan…

Pansiyondaki odamdaydım. 35 metrekare bir odanın cam tarafında, mobilyayla uyumlu olsun diye zevksiz pansiyon sahibi uğursuz Cemil tarafından alınmış koyu kahverengi perdelerin hemen dibindeki yatağımın üzerinde. Camın pervazında boş bisküvi paketleri, sıkılmış karton meyve suyu kutuları, kurumuş sallama çay artıkları, birkaç yarım bırakılmış kitap duruyordu. Ben burada ne yapıyorum diyordum. Ezberden salladığım birkaç cevapla daha çok dövünüyordum. Hayır, hiçbiri yeterli sebep değil. Belli ki burada ne yaptığını bilmeyen biriyim. Amacını bilmeyen iradesini nasıl kontrol edebilir? Allah’ım, ne oluyor? Kimim ve ne yapıyorum? Bu kalabalık nereye sürükleniyor? Tek zavallı ben miyim? İnsanlar ne yapıyor peki? Bu hayatı neden yaşamak zorundayız? Birbiri ardınca gelen sorular… Ben daha başımı kaldıramadan bir sonrakinin ağır balyoz darbesi… On yıldır süregelen bir yangının ilk cızırtısıydı bunlar. Güya varlık problemlerimi gizlemeye çalışıyordum arkadaşlarımdan. Gözlerimi onlar varken de daldıkları yerde sahipsiz bırakmaktan çekinmiyordum. Hayatı bildiği gibi yaşamak dedemden mirastı bana. Bugün ruhumu lime lime eden kezzabın kaynağındaki adam…

Ben küçük Pedro. Deli Pedro’nun üç yüz yıl sonraki ruh ikizi. On yedi yaşında düşeceği kuyuyu henüz altı yaşındayken kazmaya başlamış samuray… Pedro lakabı büyükbabamdan kalma. Annemin, elleri bezelye buruşuğu babası Aleksandr Sergey Nikolayeviç. Bu öykü dünyaya bıraktığı üç kız evlat haricindeki tek miras. “Her şeyin aşırısı zıddına döner Pedro!” sözü de ruhuma işlediği ince nakış… Tüm dikkatine rağmen, beni bir dokuma tezgâhında işlerken büyüyüp bir felakete dönüşecek o boşluğu görmemişti. Rüzgâr kuzeye eserken yelkenleri doğuya açtıran kayalıklı ruhum, dedemin buruşuk ellerinin arasından kayıp gitmişti işte.

İbrahim Halil Aslan

İlk üç hikayeyi okumak için tıklayabilirsiniz…

Tutkal Buğusu
Mavi Yağmurluk
Karbonu Kalbinden Vur Gençliğim

 

Tweet

7 Yorum

  1. Kırk Yamalı Ömer 25.03.2016 03:00:16

    Alışmak en büyük hastalığım benim.

    Bağırmak en büyük arzumdu benim. Bir bagirabilsem içimde bir uçurumu devirecektim kendi dibine. Ama ne diyecektim ki?

    Tek zavallı ben miyim?
    Bu hayatı neden yaşamak zorundayız?

    Hikâyenin en can alıcı kısımları yada ben buralarda kendimi buldum bilemedim. Ama hoş güzel içine çeken bir hikaye olmuş… (like like like)

    Cevapla
  2. Gökçehan 24.03.2016 19:51:00

    Bu yazıyı dönüp dönüp okuyorum. Bulmam gereken bir şey var sanki su sözlerde: rüzgâr kuzeye eserken yelkenleri doğuya actiran kayalikli ruhum…

    Cevapla
  3. Kalabalık 19.03.2016 00:06:03

    Sanki o kızla dedeyi biryerden hatırlıyor gibiyim

    Cevapla
  4. haldun 18.03.2016 20:16:01

    bunun devamı nerede?

    Cevapla
    • Hidayet 20.03.2016 19:16:10

      Seri hikaye anladığım kadarıyla. Ama keşke tek bir başlık olsaydı daha belirgin olurdu. Yazı da yine enfes. Tez zamanda devamını bekleriz.

      Cevapla
  5. habibe 17.03.2016 05:49:24

    alışmak en büyük hastalığım benim…

    Cevapla
  6. nuaym 16.03.2016 18:33:00

    Amacını bilmeyen iradesini nasıl kontrol edebilir? Allah’ım, ne oluyor? Kimim ve ne yapıyorum? Bu kalabalık nereye sürükleniyor? Tek zavallı ben miyim?

    Tek mi bilmem ama uzun süredir kendime söylediğim; ne kadarda zavallıyım.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Edebifikir Söyleşileri

Sonraki Yazı

Sen Bir-Az Gelişmişsin

İlgili Yazılar

  • 6

    Dut Ağacı

    Celal Kuru
    Yazar: Merhabalar. Yeni yazdığım...
  • 1

    Mesai

    Cüneyt Dal
    Sokağın başında bekliyorum. Bu ara...
  • 3

    Bodur

    Celal Kuru
    Bodur, çirkinliğin tarihi yeniden...
  • 1

    Apartman Odalarına Düşen Kar Taneleri

    Sizden Gelenler
    Pencere kenarındaki kanepeye elindeki...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Ömer asaf
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için okur
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için .
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Feyza
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Abdullah
  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yunus Emre Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

    Feyyaz Kandemir
    01.03.2021

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır

    Celal Kuru
    27.02.2021

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 5

    Kendine Adım Atmak

    By EdebiFikir
    Her buluşma ayrılığa gebedir ve her...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...