Yazılar:
  • Revü Gülütü
  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti
  • Sırrı Fâş Eylemek
  • yekinen
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II
  • Batlamyus ve Bilimsel Gerçekler!
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Twitter Duyarlılığında Yaşamak

EdebiFikir  |  21/10/2014  |  Kategori : Hikâye   |  Okunma:4.203

6
kalorifer

Akşamı bekleyen bir cumartesiydi. Üsküdar meydanında sıkıntılar birbirine çarpıp geçiyordu. Bâzı, duraksıyordu kafa karışıklıkları; beyaz eşya taksitleri, hastalıklar, işsizlikler, alttan kalan dersler ve diğerleri, kırmızı ışık yanınca levhalarda.

Herkesin hiçbir şeyi yoktu özünde. Mutluluğun; imkânlardan bağımsız, ufkun genişliğine endeksli, tamamen kişisel ve içsel bir mesele olduğunu söyleyedursa da psikologlar, inanası gelmiyordu sahil boyu volta atanların bilime.

Birazdan akşam çökecek, bütün bu insanlar sıkıntılarının az da olsa hafiflediğine inanmış olarak, bitkin bedenlerini televizyonun karşısına sereceklerdi. Akşam haberlerinde “Üsküdar’da akıl almaz umursamazlık!” diye bir manşet görüp “Hanım bak! O bağırış çağırış buymuş demek.” diye göremedikleri olaya bütünüyle vâkıf olacaklardı.

Kız Kulesi’nden meydana doğru yürürken deniz fenerinin yakınlarından gelen sesler sebebiyle arkalarını dönmek mecburiyetinde hissetmişlerdi kendilerini. Merak sıkıntının zıt kutbuydu, nerde olsalar birbirini bulup çekerdi. Merak-umursamazlık ikileminden kurtulamayanlar, bir yandan yavaş adımlarla yollarına devam ederken bir yandan da kafalarını hafif arkaya çevirip ciddi bir şey var mı diye bakınmışlardı. Yaklaşık on kişilik bir grubun halka şeklinde toplandığını gördüklerinde, olayın ciddi olduğuna biraz olsun kanaat getirip, birkaç saniyeliğine durma lütfunda bile bulunmuşlardı. Bu küçük zaman diliminde “kapkaççıdır ya…”, “biri bayıldı galiba…”, “ayy, yazık!..” gibisinden farklı yorumlar, ses dalgaları halinde bir yolculuğa başlamışlardı.

Sunucunun dediğine göre; sahilde yürüyüşe çıkan genç bir adam aniden fenalaşarak kalp krizi geçirmiş ve olay yerinde hayatını kaybetmiş. Çevredeki vatandaşların duyarsızlıkları ise içine düştüğümüz umursamazlığın apaçık bir tablosuymuş. Ölen vatandaşın üzerini örtüp, herkes işine gücüne bakmaya devam etmiş. İnsanların çoğu adamın yanından geçerken ne anlattığını bilemediğimiz müze eserlerine yaptığımız gibi, -evet aynen böyle dedi sunucu- yürümeye ara vermeden başlarını yana ve aşağı doğru çevirerek bakmışlar. Cesedin hemen üç dört metre ötesinde dudağını büzüştürerek selfie çekenlerden tutun da, milli piyango bileti satana kadar ne ararsanız varmış. Neyse ki birkaç duyarlı vatandaş sağdan soldan buldukları birkaç gazete parçasıyla adamın üzerini örtmüşler. Eskiden böyle değilmişiz. Modernleşen dünya bize hissiyatımızı kaybettirmiş. Geçtiğimiz günlerde resmi bir dairede ölen adamın üzerini örttükten sonra gişede para yatırmaya devam edenler de maalesef insanlıktan nasibini alamamışlarmış. Birkaç sene önce de Antalya Konyaaltı plajında bir adam boğularak can vermiş, plajdakiler cesedi olduğu gibi bırakıp güneşlenmeye ve eğlenmeye devam etmişler. Yazıklar olsunmuş! Ne güzel konuşuyordu sunucu! Art arda sıraladığı ‘twitter duyarlılığı’ mesabesindeki cümlelerinden aldığı keyifle, bir yandan da akşam haberlerini sunmak için stüdyoya gelirken yolda olaya kendisinin de şahit olduğunu, fakat geç kalmamak için “Bi’baksak mı Elif hanım? ” diye soran şoförünü, “Hadi kardeşim hadi!.. İşimiz gücümüz var.” diyerek payladığını belli etmeyen yüz ifadeleriyle televizyon karşısındakileri iyice azarlayarak ‘insanlık görevini’ yerine getirdi(!).

Artık iyice rahatlamıştı. Son olarak birkaç nasihat vermeyi de ihmal etmeyen sunucu, birazdan kanalın yeni dizisinin ekranlarda olacağını anons etti. Esrarengiz bir cinayet ve yasak bir aşk çıkmazında işlenen dizi insanları ekrana kilitleyecekmiş.

…

Üsküdar’da sokak lambaları yanalı epey olmuştu. Sıkıntılar taze bir sabaha uyanmak ümidiyle yataklarına doğru yol alırken, birkaç yalnızlık deniz kenarında karşı sahili izliyordu.

 

İbrahim Halil Aslan

 

 

 

Tweet

6 Yorum

  1. Sophia 05.11.2014 02:11:46

    “Hiç zor olmayacak, inanın bana. Hayatın bin bir kollu bir ahtapot gibi sizi kollarına alarak kendisine benzeteceği zamandan bahsediyorum. Hani o hiç benzemek istemediklerinizle zarf–mazruf, aynı masa, keyifler kekâ.” Yıllar önce okuduğum bir Nazan Bekiroğlu yazısını anımsattı bu yazı. O zamanlar aynılaşmanın benden çok uzakta olduğunu düşünürdüm. Çok haksız da sayılamazdım üstelik hakikaten yalnız hakikaten gariptim. Ama şimdi şehre alıştım, insanlara alıştım, haksızlığa alıştım. Çok kolay oluyor imiş inandım.

    Cevapla
  2. Furkan 21.10.2014 12:36:26

    Resimdeki vanalar çok hoş.

    Cevapla
    • Umur Samaz 21.10.2014 13:40:59

      yorumundaki harfler -her ne kadar gavurca olsa da- çok güzeller.

      Cevapla
      • cevabınız çok zekice 21.10.2014 15:34:40

        good

        Cevapla
      • Furkan 24.10.2014 00:06:08

        Şimdi Edebifikiri köy kıraathanesine çevirmenin lüzumu yok . Yorumumda hiç art niye yok. Ne diye celalledin diye sorsalar. Cevabın var mı? Kırdın al işte kalbimi. Gavurluk isnad ediyorsunuz aman dikkat. Kurban oluyum.

        Cevapla
  3. Faruk 21.10.2014 12:12:31

    Katarakt bulanıklığında olsa vicdan gözümüz, yine de yeter deriz. Oysa doğuştan kör olan vicdanlarımız var… Taşlaşmış, kararmış, kendinden başkasını umursamayan ve bencilliğin zirvesinde çarpan yüreklerimiz var…
    Adını ister “modern” koyun, isterseniz afilli başka bir kelimeyle adlandırın, bu yaşam tarzının. insanlığı kaybettikten sonra…

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Maysa ve Bulut

Sonraki Yazı

Avlularından Hiroşima Geçen Çocukluklar

İlgili Yazılar

  • 1

    Gerçek Kesit

    Mehmet Emir
    I. Uyananlar uydu. Paçasın...
  • Maske

    Mükerrem Mete
    Görmek bu değildi. Perde yoktu...
  • 3

    Döküntü

    Enes Can
    Rızk Çay Ocağı’nın emektar...
  • 1

    Aklın Odaları ve Saklı Huzursuzluklar

    Mehmet Erikli
    Gece yarısı. Ayağına doğru bir...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Bir Başka Açıdan “Yedinci Gün” için zeynep
  • yekinen için m. fatih
  • Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 5 için kütüphanesinden uzak üniversiteli
  • yekinen için Meclis-i Şuara
  • Birilerinin Suyu ve Ateşi Olmak için Nesnâs
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II için Halil Kütahyavi
  • Konuşan Tarih 4 için ihsan
  • Gerçek Kesit için google---
  • Birilerinin Suyu ve Ateşi Olmak için Muhtaç
  • Medfun Şiirler 7: Elveda için bana rahmet yerden yağar

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Revü Gülütü

    Sizden Gelenler
    16.01.2021

  • Bilgi ve Düşünce Faaliyeti

    Salih Mirzabeyoğlu
    15.01.2021

  • Sırrı Fâş Eylemek

    Sulhi Ceylan
    14.01.2021

  • yekinen

    Feyyaz Kandemir
    13.01.2021

  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi II

    Bilal Can
    12.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Kucağına Sinilen Kaldırımlar

    By Enes Can
      Yaşamsal öykü; günlük...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...