Kendi avuçlarından ve zamandan akan kan ile yıkanmalı bu dünya ve yıka şehrini.

Kanımca bu gelenek ülke ekonomisine can vermek maksadıyla birkaç işgüzar kuyumcunun çıkardığı ve “gelenektir” dediği bir oyun olsa gerek.

Yürümek, amaçsız ve bilinçsizce sağa sola aval aval bakınarak ayaklarını hareket ettirmek değildir.

Artık kapitalizm sahafları da fena halde bozdu.

Kartallar yükseklerde uçar.

Edebifikir yazar kadrosuyla “ne zamana lazım” misyonunu üstlenerek, tam zamanında yazılarınızı yazar ve size gönderir.

Bu adam neden bacadan, pencereden giriyor da kapıdan girmiyor?

Kızgınlığımız dünya üzerindeydi ve dolaylı tümleçler gibiydi.

Üç günlük dünya hacı! Çalışıp kendimizi hırpalamanın âlemi ne ki!

Kravat zülmüne hayır!

İftarımızın geleneksel hâle gelmeyeceğini söyleyip meramımıza geçelim.

İşe geç kalmak, geç kaldığın yeri, kişiyi önemsememek demektir

Endişelenmek okumuşlara özgüdür.

Uyanık ol, bilgi insan zihnini gerer.