Yazılar:
  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince...
  • Ah Kılıcı - II
  • İlk Taşı Kim Atsın?
  • O Belde
  • Nutellanâme
  • Balığın Karnı
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Delilik Ülkesinden Notlar

Arif Akbaş  |  27/01/2015  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:

2

16 Haziran 2014’te senarist ve yazar Ayşe Şasa vefat etti. Bu Müslüman kadın entelektüelle düşün dünyamda ilkin Kemal Tahir ve Rus yönetmen Andrei Tarkovsky okumalarım sırasında karşılaşmıştım. Ortak bir arkadaşımız ile yıllar önce yaptığımız bir çay sohbetinde ondan ve münzevi hayatından bahsettiğimizi hatırlayınca içim burkuldu. Şüphesiz Ayşe Hanım iyi bir Müslüman ve sinema dünyamızın nadir münevver simalarından birisi idi.

Ayşe Hanım şimdiki adı Robert Kolej olan Aranavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okumuş. Daha sonra yine aynı kolejin idari bilimler bölümüne devam etmiş. 60’lı yıllarda tıpkı bir Cemil Meriç gibi kendisini Marksist olarak tanımlıyordu. Bu yıllarda Marksist çevreden biraz dışlanmış vaziyette bulunan Kemal Tahir ile tanışması ve yakın bir dostluk kurmasının; onun için derin etkileri olmuştu. Ah Güzel İstanbul, Utanç, Son Kuşlar ve Gramofon Avrat gibi unutulmaz filmlerinde bu dostluğun etkileri kolaylıkla fark edilebilir.

Bu filmlerden başka onun Yeşilçam Günlüğü, Bir Ruh Macerası, Delilik Ülkesinden Notlar, Şebek Romanı gibi son derece etkileyici kitapları da var. Şasa’nın şimdiye kadar başından üç evlilik geçmiş. Bunlardan bir tanesi de ünlü yönetmen Atıf Yılmaz ile olmuş. Bir ara 80’li yıllarda derin bir psikolojik rahatsızlık geçirir ve kendisine şizofreni teşhisi konur. Bu hastalık onu giderek daha çok yalnızlığa itmişti. Bu süreci atlatmasında ona en çok Bülent Oran yardımcı olur. Bu dönem sonunda düşünce dünyası tamamen farklılaşmış ve tasavvufi bir kimliğe bürünmüştü. ‘Damlalar deryaya kavuşmak ister. İnsan da bu deryada bir katredir. Ruh, Allah’a kavuştuğunda mutlu olur.’ Öğrendim ki tüm hastalıkların şifahı yalnızca Allah’ta saklı..

Sanatsal yaratıcılık ve ruhsal hastalıklar arasında gerçekten bir bağ var mı bilemiyorum. Çoğu sanatçı akıl hastası değildir ve çoğu akıl hastası insan da sanatçı değildir. Ancak çoğu akademik çalışma vasıtasıyla anlıyorum ki sanatçıların diğer insanlara göre ruhsal hastalıklardan mustarip olma riskinin daha yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Bu aslında bir nevi ‘duygudurum bozukluğu’ diye tabir edebileceğimiz enteresan bir yaratıcı güçtür. Yazar Virginia Woolf, Ernest Hemingway, Stefan Zweig, Walter Benjamin, şair John Milton, Sylvia Plath, ressam Vincent van Gogh ve müzisyen Kurt Cobain gibi birçok sanatçıda bu ruhsal çalkantıların etkileri var.

Bu duruma dair Şasa’nın ‘Deliler Ülkesinden Notları’nda şöyle bir pasaja rastladım: “Akıllılar dünyası, kendi değerlerini mutlak sayan küçük ilahlar ve ilahelerle dolup taşıyor. Kibir içinde, kendilerinden emin dolaşıyor, konuşuyor, eylem yapıyorlar. Kendilerinden, görüşlerinden, görüşlerinin doğruluğundan en ufak bir şüpheleri yok. Akıllılar dünyasının bir kıyısında, sisli bir dağ başına çöreklenmiş, dünyayı kendimce anlamlandırmaya çalışan bir deliyim. Akıllılardan çok farklı olduğumun bilincini her an taşıyarak, onları gözetliyorum..” Deli olmayan kâmil bir insan hatırlamıyorum. Bu bir hal’dir. Ayşe Hanım’ın bu halden çıkmasına özellikle İbn-i Arabî’nin fikirleri etkili oluyor çünkü mürşid ile atılan her adım en az bir insan için üç ömre bedel bir hayatı simgeliyor.

Ayşe Hanım kendi hastalığının ve fikir dünyasının deruniliğinin sonuna kadar farkında olan bir insandı. “Belli aralıklarla hayatımı kasıp kavuran şizofreni nöbetlerine kendimce bir anlam verme savaşını sürdürmeseydim, bugün artık düşünmeyen, konuşmayan, hiçbir anlamda çevreyle iletişim kuramayan bir varlık durumuna indirgenirdim. Halen duygusal dünyam, benliğim en az kırk ayrı parçaya ayrılmış durumda. Ama en ortada, tepede, hâlâ düşünmeye, sorgulamaya, denetlemeye; kendine, çevreye, hayata anlam vermeye çalışan bir düşünsel merkez var. Her an yıkılabilse de, yıkılmaya hazır olsa da, zaman zaman üç, beş, sekiz, on parçaya bölünse de, o merkezi sürekli ayakta tutmak, her sabah yeniden kurmak zorundayım.” Şasa bu on yıllık dönemi atlattıktan sonra tekrar hayata tutunmak için yazıyordu. Biliyordum ki bir yazar ve sanatçı yazmadan yaşayamazdı.

Proust’un sevdiğim bir sözü vardır: “Ben sadece atan bir kalptim” der. Atan bir kalp olmak, kalbinizi tam manasıyla duyumsamak ve hissetmektir. Burada sanatçı kendi kalbini savaş meydanındaki tek bir yüreğe indirgemiştir. Nilgün Marmara, bu indirgeyişi tarif ederken; yürekle gözü birleştirerek onların tek bir pencereden baktıklarına inanır. Yazı yazma eylemi kelimenin tam manasıyla bir cinnet halidir. Ayşe Şasa; günlüğünün bir yerinde şöyle demiş: “Kıyamet günü, Yaratıcı’ya anlamlı ve onurlu bir hikâye anlatabilmeliyim. Anlam ve onur. Bütün savaşım bu ikisini, cinnet anlarında bile savunmak. Cinnet bir kıyametse, anlam ve onur arayışı kıyamette bile insanı terketmiyor.” Şasa’nın kendi hakikatini bulduğuna inanıyorum. Onun o çok sevdiği rüya sineması kuramı gibi bir şey dünya ve insanların yaşadığı hayat. İnsanlar rüyadadırlar, ölünce uyanırlar…

Beyaz Arif Akbaş

Tweet

2 Yorum

  1. yesilkalb 29.01.2015 19:13:38

    Hakikat (Truth) kelimesine olan aşırı ilgisinden bahseder ve “Hakikate vasıl olmama vesile olacaksa yolumun akıl hastanesinden geçmesine razıyım” der ve o hastanede tedavi görür onun hakikate yolculuğu bu usûldedir.

    Ülkesinden notları okuyunca,durağanlaşan bakışıma tekrardan fevkalâldelik gelmişti.

    Cevapla
  2. edebi şükür 28.01.2015 18:02:23

    İbn Arabi eserleri ile çok zaman harcamış biri sayın şasa. Faydası da ona göre oldu hayatında.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Antidepresan Günlüğü

Sonraki Yazı

Kalbin Secdesi

İlgili Yazılar

  • Yapıştırma Bıyık

    EdebiFikir
    Künye: Salah Birsel, Yapıştırma...
  • Taşları Yemek Yasak

    EdebiFikir
    Künye: Taşları Yemek Yasak, İsmet...
  • Düşman Kazanmak Sanatı

    EdebiFikir
    Künye: Düşman Kazanmak Sanatı,...
  • Osmanlı İstanbul’unda Ramazan Kültürü ve Ramazan Sofraları

    EdebiFikir
    Künye: Osmanlı İstanbul’unda...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • Ah Kılıcı – II için ca-hill
  • Ah Kılıcı – II için Yolcu
  • Ah Kılıcı – II için gizli örgüt
  • Ah Kılıcı – II için Dıngıl Osman Tezvaran
  • Ah Kılıcı – II için A.b
  • 15 Maddede Ali Emîrî Efendi için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Seçil
  • Ahmet Haşim: Müslüman Saati için Burak
  • Ankara Beni Bulsun! için serdar

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Sorgulama Dosyası: Ölüm deyince…

    EdebiFikir
    17.05.2022

  • Ah Kılıcı – II

    EdebiFikir
    15.05.2022

  • İlk Taşı Kim Atsın?

    Sulhi Ceylan
    13.05.2022

  • O Belde

    Tahir Tarık Balıkçı
    12.05.2022

  • Nutellanâme

    Adem Suvağcı
    10.05.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 3

    Tıraş

    By Ömer Can Coşkun
      - Hoş geldin abicim. Buyur...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...