Yazılar:
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı
  • Göğü Delen Adam
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Göğü Delen Adam

EdebiFikir  |  19/02/2021  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:581

Künye: Göğü Delen Adam, Erich Scheurmann, Ayrıntı Yayınları, Tercüme: Levet Taylan, 11. Baskı, İstanbul, 2014.

***

Göğü Delen Adam, Erich Scheurmann tarafından ilk 1920 yılında Almanca yazılmıştır. Kitapta, Samoa’da bir kabile şefi olan Tuavii’nin Avrupa’da geçirdiği günleri bir mektup halinde halkına anlatması konu edilmektedir. Modern dünyadan bihaber yaşayan kabile şefi misyonerlere “papalagi” yani göğü delen adam demiştir.

Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse göğü delen anlamına gelir. Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü delip geçmişti. (Sayfa, 2)

Bunun dışında kızların ve kadınların örtüleri erkeklere oranla daha ince, renkleri daha canlı ve parlak olabilir. Bir de boyunlarını ve kollarını erkeklerden daha fazla açıkta bırakırlar. Bu da tabii daha çok etin görünmesine olanak verir. Ama yine de bir kız ne kadar çok kapanırsa o kadar iyi karşılanır ve herkes onun edepli olduğunu düşünür. Ben de, işte bu yüzden, kadınların ve kızların nasıl olup da, büyük fono‘larda (toplantı) ve şölenlerde boyunlarını ve sırtlarını açıkta bırakıp, etlerini gösterdikleri halde edepsiz sayılmadıklarını bir türlü anlayamıyorum. Belki de törenlere has bir çeşnidir. Yani diğer günlerde yasak olan şeylere yalnızca bir kez izin verilmesi. (Sayfa, 25)

Papalagi döşeğine yatınca da içi büyük bir kuşun karın tüyleriyle doldurulmuş bir örtü çeker başına kadar.  Bu örtü, kuşun tüyleri ortalığa saçılıp savrulmasın diyedir. Bu tüyler Papalagi’yi terletir.  O da güneş olmasa bile kendisini güneşin altında yatıyormuş gibi hisseder. Çünkü Papalagi, güneşin kendisine o kadar önem vermez. (Sayfa, 31)

Papalagi, yaşamını işte bu kutular arasında geçirir. Günün hangi saatinde olduğuna göre ya o kutuda ya bu kutudadır. Çocukları burada, topraktan yukarıda -genellikle yetişkin bir palmiye ağacından bile yüksekte- taşların arasında büyür. Papalagi zaman zaman, kendi deyimiyle, özel kutusunu terk edip başka bir kutuya gider. Burası işyeridir. Burada karısı ve çocukları olmaksızın rahatça çalışır. Bu arada kadınlar ve kızlar ya aşevinde yemek pişirirler ya da beden kılıflarını ve örtülerini yıkarlar. Eğer hizmetçi tutacak kadar zenginlerse bu işleri hizmetçi yapar, kendileri de ziyarete ya da alışverişe giderler. Samoa’da yetişen palmiyeler kadar çok insan Avrupa’da böyle yaşar, hatta belki daha bile fazlası. Kimileri ormana, güneşe ve bol ışığa özlem duyar, ama bunlara genellikle karşı çıkılması gereken hasta gözüyle bakılır. (Sayfa, 38)

Papalagi genellikle ister köyde yaşasın ister yarıklarda, her şeyi olduğu gibi kabullenir. Toprak insanı kente geldiğinde yarık insanının zenginliği karşısında gözleri kamaşır, yarık insanıysa toprak insanlarının köylerinden geçerken homurdanır, yüksek perdeden atıp tutar. Bu da yetmezmiş gibi, onun taştan kutularını yapan ve seven toprak insanına domuzlarını besletir. Ama biz güneşin ve ışığın özgür çocukları, Büyük Ruh’a sadık kalmalı, böyle taşlarla onun kalbini kırmamalıyız. Yalnız yolunu şaşırmış, hastalıklı ve Tanrı’nın elini elinde hissetmeyen insanlar bu taştan yarıklar arasında güneşten, ışıktan ve yelden yoksun kalarak mutlu olabilirler. Papalagi’nin sözde mutluluğu kendinin olsun. Ama bizim güneşli kıyılarımıza taş kutularından dikmeye kalkıştığında hepsini başına yıkmalıyız. Mutluluğumuzu taştan kutular, gürültü, duman ve yarıklarla yok etmeye çalıştığında karşısına dikilmeliyiz. (Sayfa, 44)

Kulak verin bana, siz aklı başında kardeşlerim; inanarak kulak verin ki, kötülüğü ve beyazların korkusunu tanımamış olmanın mutluluğunu tadın. Misyonerin şu söyledikleri konusunda hepiniz tanıklık edebilirsiniz bana: Tanrı sevgiymiş. Gerçek bir Hıristiyan, sevgi düşüncesini her zaman göz önünde bulundurmalıymış. Ulu Tanrı için, beyaz adamın duaları da yeterliymiş. Onun tanrısı kandırdı bizi, açıkça dolandırdı. Papalagi de kendi tanrısını kandırıp fiştekledi bizi Büyük Ruhun sözlerini kullanarak aldatması için. Çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı, kendisinin “para” adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kâğıttan başka bir şey değildir. (Sayfa, 48)

Şimdi, diyelim ki birinin çok parası var; hem öyle çok ki yüzlerce, binlerce kişi bu parayla işlerini yoluna koyabilir. Ama o, bu paradan onlara zırnık koklatmaz. Oturur ağır kâğıtların üstüne, kollarını da sarar yuvarlak metallere, gözlerinde hırs ve zevk parıltılarıyla bakınır durur. “Bu kadar çok parayı ne yapacaksın?” diye soracak olsan, “Bu dünyada giyinmekten, açlığını ve susuzluğunu bastırmaktan başka ne istersin?” desen, söyleyecek söz bulamaz, ya da “Daha çok para istiyorum, daha çok, daha çok,” der. Böylece sen de paranın onu hasta ettiğini, bütün duyularını ele geçirdiğini anlarsın. (Sayfa, 53)

Papalagi’nin son derece kendine has ve karışık bir düşünce tarzı vardır. Nasıl yaparım da bir şeyi kendim için kullanırım ve bu kullandığımın hakkı da benim olur diye düşünür. Bütün insanların yararını değil, bir tek kişinin yararını düşünür hep. Bu tek kişi de kendisidir. (Sayfa, 81)

Sevgili kardeşlerim, bir zamanlar, henüz hiçbirimiz Katolikliğin parıldayan ışığıyla tanışmamıştık, karanlıkta oturuyorduk çocuklar gibi, dolanıp dolanıp kulübemizin yerini bulamıyorduk. Daha yüreklerimiz büyük sevgiyi tanımamıştı, kulaklarımız Tanrının sesine tıkalıydı. Papalagi bize ışığı getirdi. Karanlığımızdan kurtarmak için geldi bize. Işığı getiren o olduğu için, beyaz adamın Tanrı adını verdiği Yüce Ruh’un sesi olduğu için, saygı gösterdik ona. Papalagi’yi kardeşimiz belledik, öyle gördük. Ülkemizi ona karşı korumadık, tersine, meyvelerimizi, yenebilecek nemiz varsa, aynı babanın evlatlarıymışızcasına paylaştık onunla. İnatçı çocuklar gibi öğretisine karşı ayak dirediysek de, bizi Katolikliğe çekmek için hiçbir çabayı esirgemedi. Bu çabaları ve bizim için yaptığı diğer her şey için ona müteşekkir olmalıyız, çağlar boyunca ışık kaynağımız olarak kutlayarak, anmalıyız onu. (Sayfa, 137)

Aktaran: Ahmet Yusuf Çetin

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi V

Sonraki Yazı

Sermest Gezegeni Radyo Programı

İlgili Yazılar

  • Felsefe, Bilim ve Hakikat

    EdebiFikir
    I. Bilginin Kaynağına İlişkin İki...
  • 1

    Konuşan Tarih 4

    Davut Bayraklı
    Yazarımız Davut Bayraklı'nın yeni...
  • 1

    Küreselleştikçe Batılılaşan Dünya

    EdebiFikir
    Künye: Küreselleştikçe...
  • Rahime’nin Yüz Görümlüğüne Ağıt

    EdebiFikir
    Bahadır Dadak’ın “Rahime’nin...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Cüneyd Dal'ı Okur
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Sühan perver
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Feyyaz Kandemir
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Celâl Kuru
  • Dut Ağacı için Eksi Beş Karış Miyop
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için sıkı can iyidir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için yayını kaçırmış kişi

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)

    Cüneyt Dal
    22.02.2021

  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?

    Davut Bayraklı
    20.02.2021

  • Sermest Gezegeni Radyo Programı

    EdebiFikir
    19.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 10

    Dönem Sonu (Ya Nasip)

    By EdebiFikir
    Ne mi oldu? Kitap sohbetlerimizi yaz...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...