Yazılar:
  • Kahraman Öldüğünde
  • Zihniyet ve Din
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi
  • Mezar Saati
  • Yakaza
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Görünmez Kentler

EdebiFikir  |  12/05/2015  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:

Künye: Italo Calvino, Görünmez Kentler, YKY, Çeviri: Işıl Saatçioğlu, 15 Baskı, 2013, İstanbul.

***

Belki de kent yaşamının kriz noktasına yaklaşmaktayız ve Görünmez Kentler, yaşanmaz hale gelen kentlerin kalbinden doğan bir rüya. (Syf.12)

Merdivenli yolların kaç basamaktan oluştuğundan, kemer kavislerinin açı derinliğinden, çatıların hangi kurşun levhalarla kaplandığından söz edebilirim sana; ama şimdiden biliyorum, hiçbir şey söylememiş olacağım sonunda.  Zira bir kenti kent yapan şey bunlar değildir, kapladığı alanın ölçüleri ile geçmişinde olup bitenler arasındaki ilişkidir: bir sokak lambasının yerden yüksekliği ve orada idam edilen zorbanın sallanan ayakları ile yer arasındaki uzaklıktır; o lambadan karşı parmaklığa gerilen ip ve kraliçenin düğün alayının geçeceği güzergâhı donatan süslemelerdir… (Syf.62)

Eğer bir binada hiçbir tabela, hiçbir figür yoksa binanın biçimi ve kentin düzeni içindeki yeri, işlevini göstermeye yeterlidir: krallık sarayı, hapishane, darphane, ilkokul. (Syf.64)

Bellek denen şey çok zengin: sürekli yineler göstergeleri, yineler ki kent var olmaya başlasın. (Syf.69)

“Tüm amblemleri tanıdığım gün,” diye sordu Marco’ya “imparatorluğuma sahip olabilecek miyim nihayet?”                                                                                                                                                                                                                                                                       Venedikli: “Hiç heveslenme Hünkârım: o gün sen kendin amblemler arasında amblem olacaksın. (Syf.72)

Kentler vardır, yıllarla ve değişerek arzuları biçimlemeyi sürdürürler; kentler vardır, ya arzularca silinir ya da arzuları siler, yok ederler. (Syf.81)

Kentlerle ilişkimiz rüyalarla olduğu gibidir: hayal edilebilen her şey aynı zamanda düşlenebilir, oysa en beklenmedik rüyalar bile bir bilmecedir. Kentleri de rüyalar gibi arzular veya korkular kurar; söylediklerinin ana hattı gizli, kuralları saçma, verdiği umutlar aldatıcı, her şey, başka bir şeyi gizliyor olsa da. (Syf.87)

Bir kentte hayran kaldığın şey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, senin ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır. (Syf.88)

Marco Polo, tek tek her taşıyla bir köprüyü anlatıyor.
“Peki, köprüyü taşıyan taş hangisi?”diye sorar Kubilay Han.
“Köprüyü taşıyan şu taş ya da bu taş değil, taşların oluşturduğu kemerin kavsi,”der Marco.
Kubilay Han sessiz kalır bir süre, düşünür. Sonra ekler:
“Neden taşları anlatıp duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek şey var o da kemer.”
Marco cevap verir: “Taşlar yoksa kemer de yoktur.”(Syf.127)

“Belleğin imgeleri bir kez dile vurulup sözlerle sabitleşti mi silinip gider”, dedi Polo. (Syf.132)

Yüce Han’ın tahtının ayakları dibinde çini bir döşeme uzanıyordu. Dilsiz haberci Marco Polo, imparatorluk sınırlarına yolculuklarından getirdiği eşya örneklerini bu döşemede gösteriyordu hükümdara: bir tulga, bir istiridye kabuğu, bir hindistancevizi, bir yelpaze. Elçi bunları siyah beyaz karolar üzerinde belli bir düzene göre dağıtıyor, düşüne taşına yerlerini sırayla değiştirerek yolculuk hikâyelerini, imparatorluğun durumunu, uzak başkentlerin özelliklerini anlatıyordu hükümdara. (Syf.163)

Kendinizi hiç değişmeyen bir göğün, kusursuz bir mekanizmanın dişli parçaları gibi hissettiğinizden kentiniz ve göreneklerinizle ilgili en küçük bir değişiklik yapmaktan kaçınıyorsunuz, anlıyorum bunu. (Syf.190)

Kim bilir, belki de biz burada konuşurken imparatorluğunun sınırları içinde bir yerlerde doğmakta bu kent; istersen bulabilirsin onu, ama ancak benim söylediğim şekilde. (Syf.203)

 

Aktaran: Havva Sümeyra Altınsoy 
Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Muşta Suya Sabuna Dokundu

Sonraki Yazı

Akşam Kuşları

İlgili Yazılar

  • Zihniyet ve Din

    EdebiFikir
    Künye: Zihniyet ve Din -İslâm,...
  • Edebiyatın İyileştirici Gücü

    EdebiFikir
    Künye: Edebiyatın İyileştirici...
  • Yapıştırma Bıyık

    EdebiFikir
    Künye: Salah Birsel, Yapıştırma...
  • Taşları Yemek Yasak

    EdebiFikir
    Künye: Taşları Yemek Yasak, İsmet...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Kahraman Öldüğünde için hasna para
  • Kahraman Öldüğünde için H. G.
  • Mezar Saati için A.
  • Örümcek Adamın Bundan Haberi Var mı? için Padavra
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için can
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için A.b
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için #TTB
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi VII için Tahir Tarık
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için KöstekliSaatKösteği
  • ben bugün düşüyorum için Derya

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Kahraman Öldüğünde

    Sizden Gelenler
    30.06.2022

  • Zihniyet ve Din

    EdebiFikir
    29.06.2022

  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup

    Tahir Tarık Balıkçı
    28.06.2022

  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi

    Mehmet Erikli
    27.06.2022

  • Mezar Saati

    Sulhi Ceylan
    26.06.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 15

    Abdullah Karaca: Vasiyetim

    By Abdullah Karaca
    Vasiyet yazmak bana oldukça tuhaf...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...