Yazılar:
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları
  • Hitler’in Sahte Günlükleri
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

’’Her Acının Gölgesi Başka Acıların Üstüne Düşer’’

Arif Akbaş  |  17/04/2017  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:2.039

Hece ve Aşkar gibi edebiyat dergilerindeki öyküleriyle tanıdığımız M. Yücel Öztürk’ün bu yakınlarda Eşik Yayınlarından “Ağır Tüy” isimli ilk kitabı çıktı. Öztürk, geleneksel hikâyemizin sesini kaybetmeden yenilikler deneyen bir yazar. Yaptığı bu yeniliklerde aşırılığa kaçtığı da pek söylenemez. Bazı yazarlar yenilik adına metni çok zorlayıp anlaşılmaz bir renge büründürebiliyorlar çünkü.

Yücel Öztürk, uzun yıllardır dil, kurgu, teknik gibi unsurlar üzerine de kafa yoruyor. Aslında onun anlatma, yazma isteği zamanla bir ihtiyaca dönüşmüş sanki. Bazı insanlar yazmaya ekmek su gibi ihtiyaç duyarlar. Adeta yazmadan yaşayamazlar. İşte bu özellik “Ağır Tüy” de bir samimiyet olarak karşımıza çıkıyor. Yazarın üsluptaki sıcaklığı ve sadeliği ister istemez sizi fazlasıyla kendine çekiyor.

Geçtiğimiz günlerde “Ağır Tüy” ile ilgili olarak Mostar dergisinden Mehmet Erikli yazarın kendisiyle oldukça samimi bir havada geçen bir röportaj yapmıştı. Bu söyleşide Öztürk hikâye yazma konusunda bazı tespitler yapıyordu; “İçimde yer eden, kalbimi titreten bir anı, tanıklık, kişi, durum yahut olay olmadan hikâye yazamıyorum. Anlattığım her şey, bir süre içimde şekilleniyor, yaşıyor ve sonra çoğu zaman o konuşuyor, ben yazıyorum.” Yazarın hikâyelerini okuyanlar çoğunlukla bu durumdan olsa gerek onları oldukça samimi ve duygusal buluyorlar.

Öztürk hikâyelerinin insanların kalbine dokunan bir tarafı var. Yazılan metnin kalbe tesir etmesi o metnin hiç şüphesiz etkileyiciliğini de arttırıyor. Etkileyicilik ise duygudan bağımsız olmuyor. Zaten kitabın yazarının diğer bir özelliği de yazarken ve okurken duyguyu önemsemesidir. Duygularımız olmasa bir et yığınından farksız olurduk, onun için duygular önemlidir. Ayrıca bahsettiğimiz duygusallık durumuna en çok mütevazılık ve içtenlik yakışıyor. Öztürk’ün yazılarından tanıdığım kadarıyla mütevazı ve içten bir yazar olduğunu düşünüyorum.

Kitap on yedi kısa hikâyeden oluşuyor. Eseri okurken bir solukta rahatlıkla iki üç tanesini devirebiliyorsunuz. Kitabın ilk hikâyesi “Yük” Evren Arslan’a ithaf edilmiş. Kıyıda öyküsünün başına konulan alıntının (ki Mustafa Kutlu en sevdiğim hikâyecilerden birisidir.) beni son derece etkilediğini söyleyebilirim. “Halbuki ben babamın biricik oğlu olmuştum..” Kıyıda hikâyesi insanın hayalhanesini âdete tekrar canlandıran bir öykü.

Pencere mektupları, adı gibi üç kısa mektuptan oluşuyor. Mektuplar Ahmet, Suzan ve Orhan’a yazılmış. Bu üç mektubun ortak özelliği ise hepsinin pencereden yazılmış olması. Pencere mektuplarını okurken bir hayli eğlendiğimi söyleyebilirim. Diğer bir hikâye olan “Kesik Hava”da her şey bir sivrisineğin ölümüyle başlıyor. Sivrisinek güzel bir misal.

Yazarın kendi ifadesiyle söylersek hikâyelerimize hikâyeler ekliyor Ağır Tüy. Öztürk’ün kanatlarında ağırlaşan ve kelimelere düşen bu hikâyeler okurların sesine de eklemlenip içimizde yer ediyor. Bazen bu hikâyeleri okurken dönüp kendi hikâyenizi de düşünüyorsunuz. Bence her insanın bir hikâyesi vardır, olmalıdır. Hikâyelerimiz bizleri, birbirimizi biraz daha anlamaya, sevmeye davet eder. Hikâyelerimizi anlatabileceğimiz bir dost meclisi dahi bulamaz hale geldik. Ne üzücü…

Kahramanlar üzerinden bu hikâyeleri değerlendirdiğimizde yine eserin yazarı açısından ruh dilini susturamadığı için konuşmayan Asım, sürekli aşınan bir hayatı anlamlandırmaya çalışan Tonga, şehit eşine yirmi sene mektup yazan hüzünlü Şehnaz, Kekeç Meliha gibi karakterlerle karşılaşıyoruz. Bu kahramanlar okura hiç uzak ve yabancı tipler değil. Hepsi hayatın içinde yer alan kenarda köşede kalmış bizim insanlarımızdır. Kendi adıma bu karakterlerin anlatıldığı tüm hikâyeleri iyi ve etkileyici bulduğumu söyleyebilirim.

Bu on yedi hikâye içinde en çok kitaba ismini de veren “Ağır Tüy”ü sevdim. Bu yazıya başlık olarak seçtiğim; “her acının gölgesi başka acıların üstüne düşer” ifadesi mevzu bahis öyküden alıntıdır. Bence çağrışımları oldukça fazla olan bir imge. Hikâyede üvey bir çocuğun bulanık bir su birikintisine bakışı ve ürkek bir güvercinin onun kenarına gelmesi anlatılmış. Bu sahne bana niyeyse Andrey Tarkovski’nin Ayna filmini anımsatıyor.

Ortamdaki ağaç dallarının kırık olması belli belirsiz bir hüznü çağrıştırıyor. Çocuk güvercinin düşürüp gittiği tüy gibi birden bire ağırlaşıyordu. Ayaklar konuşarak konuşmayarak gelip geçiyor yanından. Gözler ise bakarak bakmayarak. Çocuk istemeden de olsa hikâyenin sonunda evine ve yeni annesinin yanına dönüyordu. Anne içeri girerken oğlunun bahçedeki musluğa takılan gözlerinde şapırdayan suları görmemek için yukarı bakıyor. Dağılıp topluyordu kuşlar. Sanki bir şeyleri kaybetmiş gibi. Ziyankâr gölgeler sokaklarda. Onları örtsün. Kuşlar…

Arif Akbaş

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Kelimeler ve Yazmak Üzerine Bir Beyânat

Sonraki Yazı

Ve Bulutlar

İlgili Yazılar

  • 1

    Konuşan Tarih 4

    Davut Bayraklı
    Yazarımız Davut Bayraklı'nın yeni...
  • 1

    Küreselleştikçe Batılılaşan Dünya

    EdebiFikir
    Künye: Küreselleştikçe...
  • Rahime’nin Yüz Görümlüğüne Ağıt

    EdebiFikir
    Bahadır Dadak’ın “Rahime’nin...
  • 4

    Kitap ile E-kitap Arasındaki Farklar

    EdebiFikir
    1. Kitabın bir bedeni vardır ve bu...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Edebifikir Radyo için eski bir radyocu
  • Edebifikir Radyo için Nazenin
  • Edebifikir Radyo için yemen illerinden
  • Edebifikir Radyo için Bilmesendeolur
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için muhibban
  • Edebifikir Radyo için EdebiFikir
  • Edebifikir Radyo için ,
  • Edebifikir Radyo için EdebiFikir
  • Edebifikir Radyo için .

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    22.01.2021

  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    22.01.2021

  • Hitler’in Sahte Günlükleri

    Davut Bayraklı
    21.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Edebifikir Söyleşileri

    By EdebiFikir
    Davetlisiniz… Yunus Emre Özsaray, 10...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...