Yazılar:
  • Üç İstanbul Tek Devrim
  • Yalnızlığın Mabedi
  • Geçmiş Zaman Sancısı
  • Küçüklüğümün Sayrılarevinde Yangın
  • Peri Masalı Felakete Dönüşürse
  • Yahyâ’ya Mektup - 4
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

İnsan “Erkek ve Kadın”

Salih Mirzabeyoğlu  |  03/09/2013  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:3.395

1

Takdim

İnsan, bu meçhul; meçhul olan, “insanî hakikat” ve ondaki kaderimiz. Kadere değil, hâlimize şuurumuz olabilir; o da, olduğumuz veya olabildiğimiz kadar. “İnsanî hakikat”e nisbetle, erkek veya kadın olabilmenin şartlarına sahib olarak dünyaya geliyoruz; olabiliyoruz veya olamıyoruz. İslâmî mânâda tekâmül, topyekûn varlığın insan için ve insanda tükenmesi, insanın da Allah’ta tükenişi olarak, insanın varlıkla Allah arasında BERZAH-KÖPRÜ olmasıdır. Bu mânânın başında, topyekûn insanlığa BERZAH-KÖPRÜ olan Allah’ın Sevgilisi var; sonra nebiler ve derece derece insanlık.

*

“İnsan”, nisyan’dan gelir; unutmak. Allah’a yakın olmanın, “hatırlamak” olduğunu, Allah Kur’ân’da bizzat Resûlü’nün şahsında, “O’na öğrettiklerimiz, hatırlattıklarımızdır” meâlinde bir âyetle bildirmiştir. Yaradılışta âit olduğumuz ve ona doğru tekâmül edebilmek için geldiğimiz dünyada “olunması gereken”i ifade eden “insanî hakikat”i. Öyle bir hakikat ki, Allah’ın tecelli aynası hâlinde, kökü ezelde ve ebed müddet tekâmüle açık, -bir şeyde fanî olmak o şey olmak demek değildir hakikati içinde-, ebediyen kul haddini bildiren hakikat. İmân kanadı bunu böylece bildirir; inkâr kanadı ise, ezel ve ebed ölçüleri içinde hemen bir hiç olan dünya hayatındaki müstakil arayışla, neticede önünü görmeyen bir kördür. O, bir gereklilik olarak “insanî hakikat” ve Yaratıcıdan bahsetse bile, bu hakikati değil de, onun gerekliliğine âit bir intibaı göstermekten öteye gidemez.

*

İnsan davranışlarının sebebini arayan psikoloji, “olunması gereken”in ilmi değildir ve bunu mevzu edindiği kadar, felsefenin içine girer; bunun dışında ise, bir takım ruhî hâl tasvirlerinden, sıhhate ve tedaviye hait olarak, doğmuş olduğu tıbba doğru… Felsefenin, “olunması gereken”e dair bütün söyledikleri de el yordamından ibaret.

*

İnsanın cahil, zalim ve aciz oluşu, Kur’ ân hükmüyle sabit; demek ki, seçme yapabilme ve tekâmül edebilmenin bütün şartlarına sahip; dünya da, onun takva sahibi olabilmesi şartlarında yaratıldı. İnsanın zayıf ve eksiklik duygusu içinde oluşu ve bunun tekâmül sebebini göstermesi bir bedahet; ama neticede varoluşunu kendisine nispetle gerçekleştireceği “olması gereken” gerçek din ihtiyacı yerine, bunu “dinlerin doğuş sebebi” diye ve insan güçlendikçe dine ihtiyacı kalmayacağı şeklinde değerlendirenler de var. Bu da, insanın “düşünen varlık” vasfıyla, Allah için olan “insanî hakikat”in şahsında doğrulayıcısı bir marifet ve tekâmül yolunda olabilmesi kadar, bu mânânın haini de olabileceğini gösteriyor. İnsanın zalimliği, imânda olup olmaması ve Allah’ın emirlerini yerine getirip getirmemesi kadardır… Emirleri yerine getirebildikçe varoluşun hakikati üzerinde olmak var: Şeriat zâhirî akıl, akıl bâtınî şeriat… Buradan akıldan maksad, selim akıl ve ruh.

*

Üstadım’ın dediği gibi, “kâinat lisanla çerçevelendi ve varlık insanla mühürlendi!” Her varlık, kendi hâli içinde alıcı ve verici; erkek ve dişî. Topyekûn varlığın merkezinde, muhit kendini nisbetle olan “İnsanî Hakikat”, Ruh-î Muhammed var; Allah’ın tecelli aynası. Erkek veya kadın, Allah’a yakınlık veya uzaklık, “insanî hakikati” nefsinde yerine koyabildiğin kadar. Tasavvufta, nefsimiz dişidir. Nefs, erkek veya kadın cinsi, şuurlu benliğimizi, yahut kalb hakikatinde bitişik ruhun mukabil kutbunu gösteren bir kavram. Bu çerçevede, cinsiyet olarak kadın ve erkek, “insanî hakikati” yerine koymaya memur; bunun hudutsuzluğunu eserin içinde göreceğiz. Bize Kur’ân’da bildirildiği üzere şahdamarımızdan yakın, bunun yanında ne ki o sanırısın, O değil Allah; Üstadım’ın bir Noktalama’sında, “Kendinden kendisinde olmayanı isteriz – Hasret yerinde kalır ve biz çeker gideriz!” demesindeki mânâyı, “Allah’tan başka herşey batıl!” ölçüsü ışığında, nefsimizin ütün mânâlarını içine alan diye görebiliriz: O olmamak üzere ebediyen O’nunla O’na doğru, kul haddi mahfuz, hep tükenesiye ama tükenmeyen insan. Allah, “Yere göğe sığmam, mümin kulumun kalbine sığınırım” buyuruyor; büyük velinin, “bir veli mevzuunu bulamaz ki ben desin!” dediği hikmet, her şeyiyle-itaatiyle O’nun olmuş mânâsına O olmuş insanın, gerçek müminin ölçüsünü ve buyurulanın hakikatini gösteriyor; niyet olarak mutlaka benimsememiz, karınca ayaklarıyla da olsa “olması gereken” bu.

*

Kıvam ve ruhî muvazene meselesine, tıptan kıyasen güzel bir misâl: “Bütün maddeler zehirdir, ilâcı zehirden ayıran dozudur!”… Şuur seviyesinin her değişmesinde, gerçeklik seviyesinin de değişmesinden bahsediyoruz; bunun içinde bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz, uydurma “dır ve tır”lardan kaçınmamız gereken ve keyfiyetlerini Allah’a havale etmemiz lâzım hakikatler de var. ruhî ve aklî hiçbir ilimle malûm ve hiçbir hükümle mahkûm olmayan Allah ve O’nun her varlığın kendi derecesinde görünen ehadiyet-birlik tecellisi, sırrı; sırlar, -bunu anlamak için müslüman olmak da gerekmiyor-, bütün ifâde biçimlerine karşı koyar. Anlama vasıtalarını ve istidadımızı bildikten sonra, Üstadım’ın “Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var!” demesindeki hikmet içinde karşımıza çıkan her şeyde bu şuur: “Keyfiyetleri Allah’a havale ediniz!”… İmam-ı Gazâlî Hazretlerinin, itminan bulduktan sonra imân ve sair bilgide iktifa etmek diye bildirdiği hususu, aşkın tarifi içinde görebiliriz. Aşk, insanı mevzuuna uygunlaştıran bir çekim ilâcı, mevcut olan kanaat ve elde edilmesi mümkün olmayana âit arzuyu terk etmektir; mevcut olana kanaatten kasıt, kavuşmak mümkün olmasa bile, nasıl ki aşık olunandan, o hâlde vazgeçilemez. Tam da imhanın tarifi! Mevcut olan hâldir ve tekâmül de onun daim olması gereken açlık hissini “dozunda” doyurma süreci… Hem erkek, hem kadın için!

*

Ne olmalı, nasıl olmalıyız? Evvelâ kendi kendisi bakımından mesele olan insanın, derunî-iç dünyasının ve genişliğine doğru şu alelâde hayat plânı için, şuurun bütün yön-seviye ve ihtiyaçlarına cevab verebilecek bir “insanî hakikat” anlayışı bulunmadan, günümüzün şu bildik kadın-erkek meselelerinin çözümüne dair söylenen her şey, kopuk ve güdük kalmaya devam edecektir. Mutlak Fikrin gerekliliği ve kurulamazlığı, şuur seviyesinin bunu idrak ermiş imân mevzuu önünde, İslâm’dan başkası yok… Bu eser, uyarıcılık ve meselelerin çözümünde bir vahid-i kıyas olmak niyetinde!

Salih Mirzabeyoğlu

Kaynak: İnsan (Erkek ve Kadın) Takdim bölümü

Tweet

1 Yorum

  1. taçsız kral 03.09.2013 18:14:02

    Mirzabeyoğluna özgürlük, hemen, şimdi!

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Yüz Yıllık Librairie de Péra Kapandı

Sonraki Yazı

Bir Eflatun Ölüm

İlgili Yazılar

  • Üç İstanbul Tek Devrim

    EdebiFikir
    Kimi romanlar sayesinde girift...
  • Peri Masalı Felakete Dönüşürse

    Adem Suvağcı
    Gerçek adı Eric Arthur Blair olan...
  • Yetişin Gençler

    EdebiFikir
    Yetişin Gençler, Ergenlikten...
  • Yeni Tür Bir “Aradalık” Olarak: Küreselleşme ve Postmodernizm

    Sizden Gelenler
    Hodgson, “Eğer XVI. yüzyılda...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Geçmiş Zaman Sancısı için İhsanbul
  • Yahyâ’ya Mektup – 4 için körlük
  • Midye Karanlığı için Bilmesendeolur
  • Mutlu Olma Sakın için bu havaya bir attar dükkanı
  • Midye Karanlığı için EdebiFikir
  • Midye Karanlığı için sümeyye
  • Midye Karanlığı için Dilşad
  • Kitap Ödüllü Absürt Test için Galip
  • Edebifikir Anketi: Yunus Emre Özsaray için Abdullah Yalın
  • Kitap Ödüllü Absürt Test için ihsan

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Üç İstanbul Tek Devrim

    EdebiFikir
    15.04.2021

  • Yalnızlığın Mabedi

    Sulhi Ceylan
    14.04.2021

  • Geçmiş Zaman Sancısı

    Sizden Gelenler
    09.04.2021

  • Küçüklüğümün Sayrılarevinde Yangın

    Sizden Gelenler
    08.04.2021

  • Peri Masalı Felakete Dönüşürse

    Adem Suvağcı
    07.04.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Türkçe Sözlükleri
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Niçin Sevdiniz?
  • Derin Yapılanma
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 8

    42 Yaşındayım ve Biliyorum Öleceğim!

    By Davut Bayraklı
    Erkan Sezer’e… Yazmak için en önemli...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...