Konuşan Tarih 4

Yazarımız Davut Bayraklı’nın yeni kitabı “Konuşan Tarih 4” çıktı. Kitabı merak edenler için önsözünü yayımlıyoruz.

***

ÖNSÖZ

Tarih, bir ilim olmasından ziyade bir “bilinç/şuur” alanıdır. Tarihin öznesi olan insan, onu okuyup öğrenirken aslında kendisini öğrenir, geçmişiyle yüzleşir. Geride bıraktığı zaman dilimi içinde yaşadığı galibiyetleri, başarıları, büyük acıları ve keskin mağlubiyetleri bu yüzleşme durumunda fark eder. Bu açıdan tarih, bizim en güzide öğretmenlerimiz arasındadır. Eğer değilse de mutlaka olmalıdır. Çünkü kendi tarihini okuyup yazamayanlar, başkalarının kendileri ile ilgili yazdıkları yalan yanlış tarihi okurlar.

Nasıl ki insanların hafızası varsa toplumların da bir hafızası vardır ve bu hafıza “tarih” ilmidir. Hafızası olmayan insan, 60-70 kiloluk bir et yığınına dönüşür. İnsanı bahsettiğimiz bu et yığını olmaktan kurtaran şey ise tarih ilmidir dersek abartmış olmayız. Zira tarihimizin keşfi ile kimliğimizi, kişiliğimizi, kadim değerlerimizi ve o değerleri bize ulaştıran kişileri, eserleri, coğrafyaları kısacası her şeyi keşfederiz. Bu açıdan bakıldığında kendi tarihini öğrenmekte nakıs kalanlar, başka toplumlar üzerinden tarihlerini okumaya kalktıklarında, o toplumların etki alanına girerler. Kısacası hafızası güçlü toplumlar, hafızası zayıf olan toplumları kendi cazibe merkezlerine çekerler. Belki de son iki asırdır yaşadığımız en büyük hastalıkların ana nedeni bu eksikliktir. Osmanlı’nın son yüzyılında başlayan modernleşme hareketleri, Batı dünyası karşısında yaşanan yenilgi ve eziklik psikolojisinin altında da bu gerçek yatıyor.

Mazisini tüm gerçekliğiyle hatırlayamayan yeni kuşaklar, mazideki şanlı sayfaları bilmedikleri için başka coğrafyalarda, başka toplumların göz kamaştıran tarihleriyle avunmaya, kendilerini de bir şekilde o tarihe yaklaştırmaya çalıştılar. Ya geçmişin zaferlerini yâd ettik ya da yaşadığımız mağlubiyetleri unutmak için romantik bir tarih anlayışına sığındık. Bu iki tavır da tarih ilmiyle bağdaşmayan gerçekler taşıyordu. Toplumlar, belki de zaferlerden daha çok yaşadıkları mağlubiyetlerle kendilerini gelecek yüzyıllara taşırlar. Zira o dönemlerde yapılan müthiş hataları görmek, onlardan gereken dersi çıkarmak, ileriye yapılacak sıçrama için en önemli itici güçlerden bir tanesidir. 

Meseleye bu açıdan baktığımız zaman tarihimizi bir bütün olarak zaferleri ve galibiyetleriyle yeniden keşfetmemiz gerektiği gerçeğini kabullenmek zorundayız. Eğer bize ne yapıldığını bilmez ve bu bilgiyi tarih ilmi vesilesiyle elde etmezsek ne yapmamız gerektiğini de bilemeyiz.

Konuşan Tarih serisinin dördüncü kitabı, bu düşünceler ışığında okuyucusuyla buluşuyor. Bazen Batı dünyasına, bazen kendi tarihimize bazen de uğradığımız ihanetlere kapı aralamak istedik bu kitapta. Düşmanı tanımanın bizi güçlü kılacağını bildiğimiz için içerde ve dışarıda uğradığımız ihanetleri yeniden hatırlamak gerektiğini düşündük. Bunun yanında tarihin nasıl okunması ve anlaşılması gerektiğiyle de ilgili sözümüzü söylemeye çalıştık. Umut ediyoruz ki, “Konuşan Tarih” serisinin dördüncü kitabı da diğer kitaplar gibi okuyucunun teveccühünü kazanır.

Davut Bayraklı

Konuşan Tarih 4'ü satın almak için tıklayabilirsiniz: KİTAPYURDU

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • ihsan , 07/01/2021

    Davut Bayraklı özel bir insandır. Rabbim ilmine, kalemine kuvvet versin.

ihsan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir