Yazılar:
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları
  • Hitler’in Sahte Günlükleri
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Makamda

Ömer Ertürk  |  25/03/2014  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:4.994

2

Künye: Sezai Karakoç, Makamda, Diriliş Yayınlar, Şubat 2012, İstanbul.

***

Ölülerin dirilişi sağlamasına imkân yoktur. Diriliş, dirilmişlerin işidir. (sf.7)

Mühletini iyi kullan. Ölümün aralığından verilen mühleti. Kendini mühletsiz bırakırsan, yâni mühletini eşyanın çekimine kaptırıp elden kaçırırsan, yaşamın ve varoluşun, anlamını yitirir. Ve o vakit, ölüm sınavında kurumuş bir çınar gibi devrilirsin. (sf. 15-16)

Erdem, ne yaşamda, ne de onu çevreleyen şartlardadır. Erdem, “yaşaman”la şartların bir araya geliş veya getirilişinde amacı gözden kaybetmeksizin ilerlemekte, sürekli olarak amaçta amaçla dirilmekte, diri kalmakta ve diri kalmak için mitlere yakışır boyutta kahramanca direnmekte, direnebilmektedir. (sf. 18)

Zaman neyi eskitmiştir? Gerçekte, eskiyen bir şey yok. Eskime, çoğu kez, umutsuzluktan doğma bir kabulleniş, bir kabullenişin izafet çerçevesidir. İmânın yokluğunda veya zayıflığında boy atan bir kuşku zakkumu, bir karanlık çiçeğidir. Hakikat eskimez. (sf. 27)

Sen, zamanı kovalama, ruhum, bırak zaman seni kovalasın. O, bir takım saatler, çarklar ve kadranlarla senin peşine düşsün. Sen, zamana zaman kesilmesini bil. (sf. 29)

Peygamberler, sahabe, havariler, Ashab-ı Kehf zamanı. Asıl zaman, onların zamanı. Sen hangi zamanda olursan ol, olduğun zamanı, onların zamanına bitiştir, onların zamanına dönüştür.  Durmadan kendi zamanından o zamana pencereler aç. Onların zamanındaki ebedî bahar ve dirlik havası, o pencerelerden senin zamanına dolsun. Zamanını onları zamanıyla, kendini onlarla dirilt, ruhum. (sf. 30)

İnsanın şehadet parmağında görünmeyen bir yüzük takılıdır. Bu yüzük, olsa olsa, gönül gözüyle görülebilir. Bu yüzüğü, içinizdeki bir kabarışla duyarsınız… Çağımızın başkaldıran insanları gibi “çıkarıp atarız o yüzüğü olur biter” diyebilirsiniz. Doğru, çıkarabilirsiniz ama, “olup bitmez!” Çünkü: esrarlı bir yüzüktür o. Siz onu parmaklarınızdan çıkardığınız anda, kendi kendiniz olmaktan da çıkarsınız. İnsan olmaktan çıkarsınız ve maymuna, domuza, sırtlana, yılana dönüşürsünüz. Onu çıkarıp atarsanız, görünmeyen bir el de, kalbinizi ve ruhunuzu çıkarıp atar. (sf. 31-32)

Zekât, malın dar sınırlarını genişleterek onu mânâ aleminin diline âşina kılar. (sf. 38)

Evet, Allah bize şahdamarımızdan daha yakınsa, biz de O’na şahdamarımıza olan yakınlığımızdan daha yakınız. Bu yakınlıktır ki, bize aklın almayacağı bir güç ve bu gücün kullanılamayarak inkâr edilişi ise, yine aklın alamayacağı, bir zayıflık verir. (sf. 40)

Her çağda, her inanmış topluluğun bir yol göstericisi vardır. Ve her yol göstericinin bir Sina Dağı vardır. Zaman zaman, o, Dağa çekilir. Ve ordan aldığı yeni ilhamla, yeni güç ve yeni sesle toplumuna döner. Toplum için olduğu kadar tek kişi için de bu böyledir. Sina Dağı içimizde, hep içimizdedir. O dağda, tecelli ateşi, hakikatin yeni hararetlerinin ateşi yanıp durmaktadır. (sf. 53)

Ve Peygamberimizin yattığı yere de bahçe, cennet bahçesi anlamında “Ravza” denmiştir. Çünkü: her mümin ruhu, Peygamber efendimize gönlünü bağlayarak girecektir İslâm’ın ruhlar bahçesine, sonsuzluğa oradan açılacaktır. (sf. 56)

Put, ruhun çarmıhıdır. Ancak, çile çarmıhı değil, ölüm çarmıhıdır. (sf. 58)

Ruh, ateşler içinde yanan alnını, soğuk bir cama dayamak ister. O cam, çoğu kez, bilinmez ki, puttur. (sf. 58)

Put, ruhun kazılan mezarıdır. Ne yazık ki, kazma olarak, çoğu kez, ruhun tırnakları kullanılır. (sf. 59)

Tarih, gerçekte putla ruh arasındaki savaşın adından başka bir şey değildir. (sf. 59)

Fakat, son sözü hep alınyazısı söyler. (sf. 62)

Ve dil bilimi. Ruhun grameri. Firavun’un tanrılık iddiasıyla Hallâc’ın “Enel Hak” deyişini, dış benzerliğe karşılık içte birbirinin tam zıddı oluşundaki sırrı tel tel kurcalama ve yoklama. (sf. 75)

Mahşer ne zaman başlayacak? Ruh için böyle bir soru ve sorun yoktur. Onun için, Mahşer, başlamıştır bile. Bir bakıma, yaratıldığı anda başlamıştır. Cevherinde, mahşer ve kıyamet mayası vardır ruhun. İlk yaradılışta ona sorulan soru, biraz mahşer ve kıyamet üslûbunu taşır. Her ruh, afâkî kıyamet ve mahşeri beklemeksizin, kıyamet ve mahşerini başlamış kabul etmelidir. Her ruh, kıyametini ve mahşerini kendisi başlatmalıdır. (sf. 83)

Allah’ın maddî ve mânevî nimetlerini görüp sevinçten titremek. Gazabını ve azâbını düşünüp korkudan bayılacakmışçasına ürpermek. Can korkusuyla değil, başkaldırmış olma korkusuyla ürpermek. Bütün ledünnî ilmin başı ve temeli, bu ürpermek. (sf. 87)

Aktaran: Ömer Ertürk

Tweet

2 Yorum

  1. marifet iltifata tabiidir 27.03.2014 01:23:23

    Diriliş. Ah diriliş.

    Cevapla
  2. Ağaçkakan Vudi 26.03.2014 15:34:50

    “Fakat, son sözü hep alınyazısı söyler.”
    Tamam, sustum.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Kınından Çıkmış Cümleler

Sonraki Yazı

Değişme

İlgili Yazılar

  • 1

    Konuşan Tarih 4

    Davut Bayraklı
    Yazarımız Davut Bayraklı'nın yeni...
  • 1

    Küreselleştikçe Batılılaşan Dünya

    EdebiFikir
    Künye: Küreselleştikçe...
  • Rahime’nin Yüz Görümlüğüne Ağıt

    EdebiFikir
    Bahadır Dadak’ın “Rahime’nin...
  • 4

    Kitap ile E-kitap Arasındaki Farklar

    EdebiFikir
    1. Kitabın bir bedeni vardır ve bu...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Tacettin
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Sümeyye
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III için lamekan
  • Edebifikir Radyo için Hep Hiç
  • Edebifikir Radyo için eski bir radyocu
  • Edebifikir Radyo için Nazenin
  • Edebifikir Radyo için yemen illerinden
  • Edebifikir Radyo için Bilmesendeolur
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için muhibban

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    22.01.2021

  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    22.01.2021

  • Hitler’in Sahte Günlükleri

    Davut Bayraklı
    21.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 5

    Bir İhtiyarın Kendini Oynarken Sufle Bekleyişi

    By Cüneyt Dal
    Merdiven, bir ikindi vakti gölgesi gibi...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...