Yazılar:
  • Distopyadan Ütopyaya
  • Kahraman Öldüğünde
  • Zihniyet ve Din
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi
  • Mezar Saati
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Paris Sadece Âşıklar Şehri Değildir

Ferhat İnan  |  02/07/2021  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:

Türk Düşüncesi ve Ahmet Haşim’de Paris Algısı

İstanbul, malum olduğu üzere Osmanlı’nın son iki asrında da pâyitahttı. Pâyitaht; tahtın bulunduğu, hanedanın yaşadığı şehir. İstanbul, siyaseten bu başat konumuna rağmen, düşünce anlamında bu kadar önde görülmüyordu. Nitekim Osmanlı aydını için Paris, 89’dan itibaren, tedrîcen daha seçkin bir pozisyona erişti. Paris’in düşünce mahfilleri, Osmanlı aydınını İstanbul’un siyaset viranelerinden daha çok alâkadar ediyordu.

Elbette bu noktada Osmanlı aydını, alacalı bir görüntü veriyordu. Söz gelimi 1803-1806 arası Paris büyükelçisi olan Mehmed Said Halet Efendi, mektuplarında bu kâfir memleketten sağ dönebilmek için dua ister ve Paris’e gelmesine rağmen boyuna övülen “Frengistan”ı göremediğini söyler.[1] Ancak bu tahkir içerikli mektuplar dahi şehrin düşüncedeki merkezi konumunu işaretlemiş olur. Zamanla muzaffer olan reform yanlıları bakımından ise şehrin ve Avrupa’nın güzide çağrışımları daha belirgindir. Nitekim onlar başkenti Paris olan bu tılsımlı kıtaya gidenleri bir tür “Promete” kabul ediyorlardı. Bu yakıştırmayı Tevfik Fikret, aynı isimli şiirinde yapar. Şaire göre, Tıpkı Prometheus’un tanrılardan ateşi çalışı gibi oğlu Halûk da Avrupa’dan “dehâ-yı nâr”ı getirecektir.

Osmanlı, Fransız İhtilâli ve bu ihtilâl yüzünden Batılı devletlerin Fransa’ya karşı takındıkları tavır dolayısıyla Fransa’ya mesafeliydi.[2] Ancak dünya konjonktürü değiştikçe ve padişahın siyaset terazisinde sıkleti düştükçe Paris’in çağrışımları da dönüştü. Süreç içerisinde Paris, Türk aydını için âdeta “Haremeyn’in dördüncüsü” payesine erişti.

Osmanlı’nın ilk elçiliklerinden birisi Paris’e açıldı. Meşhur Orient-Express, Paris ve İstanbul arasında gidip geldi. Yeni Osmanlı ve Jön Türk hareketleri, matbaalarını bu şehre kurdu. Bu sonuncu hamleler, Paris’te bilenen düşünceyi uzun bir süre Türk düşüncesine eklemledi. Çünkü bu hamlelerle birlikte “hürriyet”, sokaklaştı, caddeleşti ve Paris ile aynı şey oldu. Mesela Yahya Kemal henüz on dokuz yaşında Paris’e firar etmiştir ve bu şehri sevme sebeplerinden birisi olarak Jöntürklük’e işaret etmiştir.[3]

Paris’e ilişkin olumlu düşünceler Cumhuriyet döneminde de sürmüştür. Örneğin Cemil Meriç, “Paris benim de rüyalarımın şehri.”, “Bütün uzak beldeler gurbet benim için. Yalnız Paris vatan, kafamın vatanı. Ama gönlümle bu topraklara bağlıyım.”[4] der. Bu şehir sahip olduğu düşünce sermayesi ile Türk aydınının tecessüsüne kıble olmuştur.  

Ahmet Haşim de Paris sevdalılarından biridir. “Bir Seyahatin Notları”, 1928 senesinde çıktığı Paris gezisini konu edinir. Haşim, ilkin bu seyahate neden çıktığını kendisinin de bilmediğini söylese de şehre ilişkin kısaca çerçevesini çizdiğim vaziyetten nasibini almış olsa gerektir.

Nitekim şehre dair tasvir ve düşünceleri, onun bu seyahatten pişmanlık duymadığını gösterir. Mesela şehrin Hamit’ten ödünç aldığı şu mısraları hatıra getirdiğini söyler:

“Darü’t-talimler, rasat-gahlar 
 Sonra birçok measir-i daniş ilh…”

Yani Paris bilim ve sanatın, bina ve eserleriyle süslenmiş bir şehirdir. Bu durum Haşim’de hayranlık uyandırır. Haşim’in şehre olan sevgisi yer yer öyle bir noktaya varır ki, bir annenin yavrusundaki kusurlara kör oluşu gibi olmayacak şeyleri mâzur görmeye başlar. Söz gelimi, Paris’te kayıtlı fahişe sayısının dört yüz bin olduğunu resmî bir makamdan öğrendiğini söyler ve bu sayıyı az bulur. Bu düşüncesini Paris’in “nüfusu dört milyona baliğ muazzam bir medeniyet merkezi” olmasına bağlar (italikler bana ait).[5] Paris’in iradesiz yabancılar için fuhuş ve rezalet girdabı olabileceğini söyler[6]. Bu sebeple gençliği korumak için ayrı bir darülfünun mahallesi tesis edildiğinden övgüyle bahseder.

Haşim, seyahatinde fikir ve edebiyat sohbetlerine de katılır. Bunlardan birinde Doktor Lacan adında bir Fransız psikanalist ve psikiyatrist ile Fransız edebiyatına dair konuşur. Bu sohbette Kübizm, Dadaizm, Empresyonizm, Fütürizm ve Sürrealizm akımlarından bahsedilir. Ayrıca Haşim’e göre Paris, sadece bilim ve sanatta değil temizlik bakımından da takdir edilecek bir noktadadır. Paris, Müslüman taharetlerinden bihaber olsa da, güzel kokuların memleketidir[7].

“Bir seyahat daima alışılmış hayatın düzlüğü haricinde, fevkalade maceralar fikrini istilzam eder.” der Haşim.[8] Ancak ona göre bu bir vehimdir. Nitekim seyahate çıkıldığı vakit görülür ki bambaşka olduğu zannedilen âlemler aslında birbirlerinden pek de farklı değildir. Haşim, bu kanaatiyle, kendi seyahatini de sıradanlaştırır. Fakat şunu belirtmem gerekir ki yalnızca kendi ülkelerinin değil bir medeniyetin de başkenti olan şehirlere seyahat etmek, bizâtihi entelektüel bir maceradır. Bu anlamda Türk aydını, hangi saiklerle yolculuğa çıkmış olursa olsun dünyanın en maceraperest insanıdır. 

Ferhat İnan

[1] Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, trc.: Boğaç Babür Tuna, (Ankara: Arkadaş Yayınevi, 10. Baskı, 2018), s.97.
[2]Stanford J. Shaw, Sultan ııı. Selim, trc.: Hür Güldü, (İstanbul: Kapı Yay., 1. Basım, 2008), s.253.
[3]Yahya Kemal, Çocukluğum Gençliğim, Siyâsî ve Edebî Hatıralarım, (İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti, 10. Baskı, 2020), s.90. 
[4]Cemil Meriç, Jurnal, (İstanbul: İletişim Yay., 31. Baskı, 2020), Cilt 1, s.105.
[5] Ahmet Haşim, Bize Göre, (İstanbul: Can Yay., 1. Basım, 2020), s.79.
[6]Ahmet Haşim, a.g.e., s.91.
[7]Ahmet Haşim, a.g.e., s.96.
[8] Ahmet Haşim, a.g.e., s.98.

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi VI

Sonraki Yazı

Osmanlı – Amerika İlişkileri (1)

İlgili Yazılar

  • Zihniyet ve Din

    EdebiFikir
    Künye: Zihniyet ve Din -İslâm,...
  • Edebiyatın İyileştirici Gücü

    EdebiFikir
    Künye: Edebiyatın İyileştirici...
  • Yapıştırma Bıyık

    EdebiFikir
    Künye: Salah Birsel, Yapıştırma...
  • Taşları Yemek Yasak

    EdebiFikir
    Künye: Taşları Yemek Yasak, İsmet...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Kahraman Öldüğünde için hasna para
  • Kahraman Öldüğünde için H. G.
  • Mezar Saati için A.
  • Örümcek Adamın Bundan Haberi Var mı? için Padavra
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için can
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için A.b
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için #TTB
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi VII için Tahir Tarık
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için KöstekliSaatKösteği
  • ben bugün düşüyorum için Derya

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Distopyadan Ütopyaya

    Cüneyt Dal
    01.07.2022

  • Kahraman Öldüğünde

    Sizden Gelenler
    30.06.2022

  • Zihniyet ve Din

    EdebiFikir
    29.06.2022

  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup

    Tahir Tarık Balıkçı
    28.06.2022

  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi

    Mehmet Erikli
    27.06.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Bizmutun Simgesi

    By Mustafa Çolak
    Sabaha kadar durmadan değil, dura dura...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...