Şov ve Mahrem

74e56786-71fb-4868-9781-d06dea42862e

 

Künye: Şov ve Mahrem, Fatma Barbarosoğlu, Profil Yayıncılık, 2014.

***

Görünerek var olma anlayışı, geleneksel dünyadan kopuşun önemli göstergelerinden biridir. Çünkü geleneksel kültürde gören ve görürnen ilişkisinde üstünlük “görünen”de değil “gören”dedir. Kâinatın sahibi, Kadir-i Mutlak Allah, herkesi gören ama hiç kimse tarafından görünmeyendir. (Sayfa 10)

Fotoğraf makinesinin objektifinin göz olarak, üstelik çektiği fotoğrafın saklanabilme özelliğinden dolayı hafızası olan ve hatıra toplayan bir göz olarak ortaya çıkmasından sonra, geleneksel dünyanın gören ve görünen arasındaki hiyerarşisi bozulmuştur. Çünkü modern dünyada ve özellikle de postmodern anlayışta var olma biçimi “görünme”dir. Başkaları tarafından görülüyor olmak, ilgiyi kendi üzerinde toplayarak fark edilme manasını taşımaktadır. Kitle kültürü içine sıkışmış, kendisine seri üretimin ve seri tüketiminin küçük bir parçası olmaktan başka bir değer atfedilmeyen insan için “fark edilme”, sanal varolma biçimleri armağan etmektedir. (Sayfa 15)

Görünür olmak, daha fazla göz tarafından denetlenmeyi göze almak demektir. Daha fazla göz tarafından denetlenme ihtiyacı, insanın Yaratıcı tarafından görüldüğü/denetlendiği inancı ve bilincinin zayıflamasıyla doğrudan alakalandırılabilecek bir durumdur. (Sayfa 16)

Yani diğer insanlarla, hiç tanışılmamış ve belki de hiç tanışılmayacak olan kimselerle iletişime geçmeye çalışmanın ilk adımıdır, moda bir kıyafet giymek. (Sayfa 26)

Şatafat ve gösterişin haram olmasının en önemli nedenlerinden biri, insanların kendileriyle diğer insanlar arasına tehlikeli bir mesafe koymalarına yol açmasıdır. Bütün dinlerde ve ahlak anlayışlarında şatafat ve gösteriş, insanı insandan uzaklaştırdığı için yasaklanmıştır. (Sayfa 78)

Onca yasaklanmış olmasına rağmen, çöküş dönemlerinin en bariz özelliğidir şatafat, özellikle de evlerde kendini gösteren şatafat. Çünkü çöküş dönemlerinin en bariz özelliği, insanların, “olmak” tan vazgeçmeleri ve daha ziyade “fark edilme” ye ve “görülme” ye önem vermeye başlamalarıdır. (Sayfa 78)

Gösteriş, kişinin aslında sahip olmadığı bir şeye ya da ihtiyaç harici bir şeye sahip olduğuna dair başkalarını inandırmaya yönelik davranışıdır. (Sayfa 79)

“Yuvayı dişi kuş yapar” sözü, daha ziyade kadınların mesai zaruretiyle bu kadar uzun süre evin dışında kalmadığı devirlere ve dönemlere ait. (Sayfa 88)

Moda hangi kavramla yan yana anılırsa anılsın, kendi tahakkümünü arttırıcı bir fonksiyona sahip. Tesettür modasının  in’lerini ve out’larını sıralayan haberler artık çok şaşırtıcı gelmiyor. (Sayfa 94)

Defilelerle tescillenip tesettür modası olarak lanse edilen giyim anlayışının; bedenin her tarafının İslami ilkelerden arındırılarak sadece başa takılan başörtüsü ile temsil edilmeye başlanmadığının açık bir ifadesi, “in” ler ve “out”lar listesi. (Sayfa 94)

Reklamlarda kullanılan mankenlerin ağır makyajlı yüzleri, reklam için kullanılan mekânlar ve “farklı dünyalar” sloganının çift taraflı manası, kimliğini bulamamış genç kızların ve kadınların kendilerini moda aracılığıyla ifade etmelerinde önemli bir etken olmuştur.(Sayfa 102)

Moda aynı zamanda üst sınıfların alt sınıflardan ayrılma eğilimlerini de ortaya koyar. (Sayfa 107)

 

Aktaran: Samet Özdemir

 

 

 

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Sayın Okur , 15/01/2016

    Teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir